İstanbul’da 15 Şubat protestosu: Komplocular kaybedecek, özgürlük kazanacak 2022-02-14 13:19:15 İSTANBUL -HDK, TJA, HDP, DBP, DAD ve sivil toplum örgütleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uluslararası komployu protesto ederek, “Öcalan’ı İmralı’ya hapsettiler ama fikirleri dışarıda benimsendi” açıklaması yaptı.  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Bağcılar İlçe Örgütü’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük komploya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Barış Anneleri İnisiyatifi, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER),  Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER) ve Demokratik Aleviler Derneği (DAD) da destek verdi. Toplantıya, HDP İstanbul İl Eşbaşkanları İlknur Birol ve Ferhat Encu, MATUHAY-DER Eşbaşkanı Esin Çelik, DBP Marmara Eşsözcüleri Dilber Demir ve Mustafa Mesut Tekik, DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan katıldı.   Toplantının yapıldığı salona, “Kahrolsun 15 Şubat komplosu “ ve “Komplocular kaybedecek özgürlük kazanacak”  yazılı pankart asıldı.     KOMPLO NASIL BOŞA ÇIKTI?   HDK İstanbul Meclisi Eşsözcüsü Erkan Tepeli, komplonun Ortadoğu, Kürdistan, Kürt ve Türkiye halklarına karşı bir darbe olduğuna işaret etti. Kapitalist ve bölge devletlerin Ortadoğu’yu kan deryasına dönüştürmeye çalıştığını ifade eden Tepeli, komplo ile Ortadoğu’nun kalbine saplanan hançerin daha da derine gittiğini söyledi. Tepeli, “Sayın Öcalan’ın ortaya koyduğu fikir ve hem de halkların sahiplenişiyle komplo boşa çıkarıldı. Biz de Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgür koşullarda Ortadoğu haklarının barışı için çaba sarf etmesini istiyoruz” diye konuştu.   PLANIN BAŞLANGINCI   HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, komplonun kapsamlı olduğunu kaydetti. Birol, “Bu konseptin kendisini devamı hem Türkiye açısından hem bölge ülkeleri açısından yeni bir planın devreye sokulmasının başlangıcı olarak kabul edilmelidir. Bu halkların özgürlüklerine ulaşmasının önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle komplonun sona ermesi, tecrit rejiminin kaldırılması gerekiyor. Yeniden demokratik, barışçıl politik bir iklimin yollunun açılmasını istiyoruz” dedi.    BARIŞA DEMOKRASİYE KARŞI   Öcalan’a yönelik tecridin ağırlaşmasıyla birlikte halklar üzerindeki baskı ve savaş politikalarının da paralel olarak artış gösterdiğini kaydeden Kürt Araştırmalar Derneği Eşbaşkanı Eyüp Subaşı,  Öcalan’a dönük tecridin hafifleştirilmesi ile birlikte ise demokrasinin geliştiğini belirtti. Öcalan’a dönük tecridin tüm halkları etkilediğini dile getiren Subaşı, “Tecrit insanlığa, barışa, demokrasiye karşıdır” dedi.    TJA adına söz alan Tülay Güler, Öcalan özgür olmadan halkların da özgür olamayacağını ifade etti.   FİKİRLERİNİ BENİMSEDİK   Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Bediha Gökguz, 15 Şubat’ı “Kara gün” olarak tanımladı. Komployu lanetlediğini söyleyen Gökguz, “Öcalan’a dönük tecrit tüm topluma yayıldı. 2012’de barış gelecek diye sevindik. Türk devleti barıştan anlamadı. Savaşta ısrar etti. Öcalan’ı İmralı’ya hapsetmişler, fikirlerini hapsetmeye çalışıyorlar ama fikirlerini benimsedik. Çocuklarımız da aldı” dedi.   Devletin hukuka ve evrensel normlara uymadığına işaret eden Doğan, “Devletin, hukuk çevresine davet ediyoruz. Hukukunu Öcalan ve diğer tutuklular için uygulasın. Adaletin terazisini hassas bir şekilde tartsın. Türkiye’nin hasret olduğu barış, demokrasi ve özgürlük gelişin” diye ifadelerde bulundu.   DEMOKRATİK MODERNİTE HEDEFLENDİ   DBP Marmara Eşsözcüsü Mustafa Mesut Tekik, Öcalan’ın uluslararası komplo sonucu 23 yıl önce İmralı Cezaevi’ne getirildiğini söyledi. Bu komplo sürecinde evrensel hukuk normlarının ve siyasal değerlerin yok sayıldığına işaret eden Tekik, komplo ile Öcalan’ın geliştirdiği Demokratik Modernite’nin hedef alındığını söyledi. Öcalan’ın sosyalist öze sahip Demokratik Ortadoğu Birliği ve Kürt sorununa onurlu barış ve demokratik çözüm arayışında olduğunun bir gerçek olduğunu söyleyen Tekik, “Komplonun Sayın Öcalan’ın fikirlerinin ve çabalarının Ortadoğu halkları nezdinde toplumsal karşılık bulduğu tarihsel bir dönemeçte gerçekleştirilmesi rastlantı değildir” dedi.   ÖZGÜRLÜK TALEBİNE YÖNELİK   ABD, İngiltere, Almanya, Rusya, Yunanistan ve Kenya gibi devletlerin komplonun doğrudan içinde ya da müdahil olduğunu dile getiren Tekik, “Ortadoğu’daki kimi ulus devletlerin de dahil oldukları uluslararası komplonun, ‘yeni dünya düzeni’ ve Sayın Öcalan’ın Demokratik Ortadoğu Birliği programına karşıt geliştirilen ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ planlarıyla da doğrudan ilişkisinin olduğu, sonrası gelişmelerle gün gibi ortaya çıktı. Sayın Öcalan üzerinden geliştirilen bu tarihsel komployla, Kürt halkının özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesi bitirilmek istenmiş, Türk halkı başta olmak üzere iç içe yaşadığı halklarla on yıllara yayılan bir savaş haline sürüklenmesi amaçlanmıştır” diye konuştu.   ÖCALAN’NIN FİKRİ FİLİZLENDİ   Komplo ile “Kürdistan” ve Ortadoğu’daki kadim kültürlerin tasfiyesi ve tüm kaynaklarının kontrol altına alınmasıyla kapitalist-emperyalist sistemin küresel çıkarlarına göre yeniden dizayn edilmiş bir Ortadoğu hedeflendiğini söyleyen Tekik, “Bu hedefin önünde en büyük engel olarak görülen Kürt halkının özgürlük mücadelesi ve iradesinin zihinsel, örgütsel ve ideolojik gücünün tasfiyesi amaçlanmıştır. Ancak Türkiye ve Ortadoğu’da bir iç savaş ve on yıllara yayılmış kaos ve çözümsüzlük planlarını, Sayın Öcalan, yürüttüğü ideolojik, politik ve gerçekçi mücadelesiyle boşa çıkarmış, Halkların da bu çabaya sunduğu tarihsel katkıyla Uluslararası Komplonun amaçlanan hedeflerinin önüne set çekilmiştir. Komplonun boşa çıkarılmasının en önemli göstergesi de başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye, Ortadoğu ve Dünya halklarının DAİŞŞ barbarlığıyla somutlaşan zihniyetini yenilgiye uğratması ve Rojava Devrimini inşa etmesidir” diye kaydetti.   KORKULU RUYALARI   Rojava’daki enternasyonalist, dayanışmacı ruhun ve iradenin, kapitalist-emperyalist güçlerin geliştirdiği 15 Şubat Uluslararası Komplosuna en anlamlı yanıt olduğunu kaydeden Tekik, “Ancak komplocu aklın gerek Sayın Öcalan üzerinde gerekse halklar nezdindeki soykırımcı, tasfiyeci oyunları, aradan geçen 23 yıllık zaman diliminde çoklu yöntemlerle ve kendisini güncelleyerek devam etmektedir. Son on yıllar, sömürüye karşı özgürlüğün, savaşa karşı halkların barışının, eşitliğinin arasındaki mücadeleye tanıklık etmektedir ve bu durum halen tüm yakıcılığıyla sürmektedir. Başta AKP-MHP rejimi olmak üzere, bölgesel ve küresel hegemonik güçler, halkları kendi karanlığında boğmak isterken emeğe, doğaya, inançlara, kadınlara, gençlere ve halklara gün be gün dayatılan komploya karşı ezilenler, aydınlığın mücadelesini yürütmektedirler. Komploya karşı mücadele komploculara inat, hayatın her anına ve mekanına yayılmıştır ve bu durum komplocuların en korkulu rüyasıdır” diye belirtti.   KÜRT HALKINA SAVAŞ DAYATILIYOR   AKP’nin yaşadığı siyasal ve ekonomik kriz toplumun gündeminden çıkarmak istediğini bunu da Kürt halkına savaşı, Öcalan’a tecrit ve işkence uygulayarak yaptığını dile getiren Tekik, “Planlarını boşa çıkarmak, komploculuğa verilecek en anlamlı ve sonuç alıcı güncel yanıt olacaktır. AKP-MHP ortaklığının son günlerde Sayın Öcalan ile ilgili sözlerini bu sıkışmışlığın, çaresizliğin bir dışavurumu ve bir özel savaş dili olarak okumak, görmek yerinde olacaktır. Dün olduğu gibi bugün de komplo, iktidarın sözlerinin tuzağına düşmemek, kendi gündemlerimize kilitlenmek ve halkların demokratik, devrimci iradesini açığa çıkarmakla boşa çıkarılacaktır” diye belirtti.   MÜCADELE ÇAĞRISI   Kürt halkının özgürlük iradesinin savaş siyasetiyle kırılmak istendiğini belirten Tekik, sözlerin şu şekilde sonlandırdı: “Türkiye halklarının demokratik iradesini de savaş ekonomisiyle teslim almak istemektedir. Dolayısıyla biliyor ve söylüyoruz ki komplo, dün olduğu gibi bugün de Türkiye ve Kürdistan halklarının demokratik ve özgür yaşam ısrarına yöneliktir. Komployu boşa çıkarmak da halkların ve ezilenlerin ortak mücadelesiyle mümkün olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle 24. yılına giren uluslararası komployu bir kez daha lanetliyoruz. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün halkların eşitlik ve adalet mücadelesinde tarihsel önemde olduğunu vurguluyor; İmralı tecrit ve işkence sistemine karşı toplumsal mücadeleyi büyütme çağrısı yapıyoruz.”