Tutukluların aileleri İstanbul Adliyesi önünde: Sesimizi yükseltelim 2022-02-10 13:01:34 İSTANBUL - Adalet taleplerini İstanbul Adliyesi önüne taşıyan tutukluların aileleri, “Hasta tutsakların ölüme terk edilmesine izin vermeyeceğiz” diyerek, ortak mücadele çağrısı yaptı.    Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, “Hasta tutsaklara özgürlük” talebiyle Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde nöbet eylemi gerçekleştirdi. Eyleme, Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, tutuklu aileleri, Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) bileşenleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Oya Ersoy ve Musa Piroğlu ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de destek verdi.     "Hasta tutsaklara özgürlük" pankartının açıldığı eylemde, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır”, "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük", "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” sloganları atıldı.    HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, cezaevlerinin ülkenin kanayan yarası olduğunu belirterek, devletin cezaevlerine yönelik politikalarına değindi. Ersoy, “Hiç bu kadar siyasi ve kişisel amaçlar doğrultusunda, siyaseten rekabet edemediklerini cezaevlerine doldurdukları bir dönem yaşanmadı. Türkiye’de demokrasinin kırıntılarının kalmadı. Cezaevlerinde yaşanan ihlaller, Türkiye tarihinde görülmemiş bir boyuta ulaştı. Yıllardır başta tutuklu yakınları olmak üzere insanlar ‘Hasta tutsaklar serbest bırakılsın’ diye haykırıyor. Ama bu sesi duymayan bir iktidar var karşımızda” dedi.   ‘SESİMİZİ YÜKSELTELİM’   Ersoy, tutuklularla dayanışma çağrısında bulunarak, “Eğer biz bu ülkede eşit, özgür, kardeşçe yaşamak istiyorsak, cezaevlerinde başta hasta mahpuslar olmak üzere mahpuslar için sesimizi yükseltmek zorundayız” şeklinde konuştu.    HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI   HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, hasta tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısı yaparak, “Bir ülkede hapishanelerden insanların cenazeleri çıkıyorsa, o ülkede yaşayan hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Bir ülkede hasta tutsaklar ölüme terk ediliyorsa, o ülkede hiç kimsenin özgürlüğü yoktur. Bir ülkede insanlar siyasi tutsaklar olarak hapishanelerde bulunuyorsa, o ülkede kimsenin özgürlüğü yoktur. Bir ülkede hapishanelere baskı ve tehdit varsa, bu topluma yönelik bir tehdittir. Bu ses çıkaran herkesi hapishaneye atmakla tehdit etmek demektir. Siyasi tutsakların özgürlüğü için ortak harekete geçmemiz gerekiyor. Hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın” ifadelerini kullandı.    ‘ADALET İSTİYORUZ’   Tutuklu annesi Fince Akman, çocuklarının serbest bırakılmasını isteyerek, “Çocuklarımızı sebepsiz yere cezaevinde tutuyorlar, psikolojik şiddet uyguluyorlar, onları orada öldürüyorlar, işkence ediyorlar. Çocuklarımız için her şeyi yapacağız, siz devletsiniz, biz çocuklarımız için yalnızca hak, hukuk ve adalet istiyoruz. Hak, hukuk ve adalet neredeyse biz de gidip orada onu arayacağız. Dilimizi, hakkımızı istiyoruz, biz kimseyi öldürmüyoruz. Çocuklarımızı sebepsiz yere cezaevinde tutuyorlar, artık yeter, çocuklarımız cezaevinde olduğu sürece biz hep ayakta olacağız, evlerimizde oturmayacağız” dedi.   ‘ÖLÜME TERK EDİLİYORLAR’   Ortak açıklamayı okuyan inisiyatif üyesi avukat Yağmur Kavak, salgın gerekçesiyle cezaevlerinde hak ihlallerinin arttığına dikkat çekti. Sosyal alanların kısıtlanması, görüş ve iletişim yasakları, muhalif dergi ve gazete kısıtlamaları, hastane sevklerinin yapılmaması, tedavi hakkının engellenmesi gibi yaşanan kimi ihlallere değinen Kavak, “Hasta tutsakların durumu her geçen gün daha da ağırlaşıyor. İki yıllık süreçte tutsaklar, doktora, hastane görmediler. Kelepçeli muayene dayatması ile tedavi hakları engellendi. Onlarca ağır hasta tutuklu sağlık heyetlerinden, ATK’den ‘cezaevinde kalamaz’ raporu çıkmadığı için ölüme terk edildi. Pandemi gerekçesi ile tecrit altında tutuluyorlar” diye konuştu.    ‘İZİN VERMEYECEĞİZ’   Son 6 yılda 111 hasta tutuklunun yaşamını yitirdiğini aktaran Kavak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hasta tutsaklar hastane, ATK, savcılık engeline takılıyor. Rapor verilse bile tahliyeleri engelleniyor. Bugün Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ali Osman Köse, Fatma Tokmak ve adını sayamadığımız birçok tutsağın hayatları tehlike altında. Tutsakların yakınları, aileleri, yoldaşları olarak hasta tutsakların ölüme terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Herkesi mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”