‘Faili belli’ soruşturmada daimi arama kararı 2022-02-10 09:00:33 İSTANBUL - HDP’li Lider Polat’ın kaçılarak işkence yapılması ve ajanlık dayatmasına ilişkin Sulh Ceza Hakimliği’nin etkin soruşturma yürütülmediği kararına rağmen savcılık, soruşturma dosyasını “faili meçhule” bırakarak daimi arama kararı verdi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclis üyesi Lider Polat, 27 Ağustos 2020’de İstanbul’un Kartal ilçesine bağlı Soğanlık Mahallesi’nde metroya giderken kendilerini polis olarak tanıtan 4 kişi tarafından darp edilerek zorla kaçırıldı. Beyaz renkli plakası 34 RC 4497 olan araçla kaçırılan Polat’ın yol boyunca gözleri ve elleri arkadan bağlandı. Kaçırılan kişiler tarafından araç içinde 1 buçuk saat boyunca işkence, tehdit ve hakarete uğrayan Polat, “Abilerlerle görüşeceksin” denilerek “zırhlı” bir araca bindirildi.   Bu kişiler tarafından 5 saat boyunca tutulan Polat, cinsel ve fiziksel işkenceye uğradı. HDP içinde yer almaya devam etmesini ancak, “devlet” ile çalışmasını isteyen bu kişiler, daha sonra Polat’ın telefonuna ve kredi kartına el koyarak, Polat’ı  Başakşehir’de yol kenarına bıraktı.   ‘ÇETE FAALİYETİ’    Polat’ın avukatı Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Nagehan Avçil, Polat’ın kaçırılması, işkenceye maruz kalması ve telefonun gasp edilmesine dair İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. 7 Eylül’de 2020’de suç duyurusunda bulunan Avçil, suç duyurusunda müvekkili Polat’ın kaçırılmasını gösteren AKMAR adlı marketin kamera görüntülerine de yer verdi.    Avçil, kaçırılmadan itibaren müvekkilinin can güvenliğinin olmadığına dikkat çekti. Duyuruda kaçırılmayı, “çete faaliyeti” olarak değerlendiren Avçil, kaçırılma ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmesi talebinde bulundu. Kaçırılma ile birlikte “işkence, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, yağma, kötü muamele, tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma” suçlarının işlendiğine işaret eden Avçil, bu suçları işleyen kişilerin kimliklerinin kamera ve plaka üzerinden ulaşılmasının mümkün olduğuna dikkat çekti.   ‘TEHDİT’ SAVCILIKTA ‘TELKİN’ OLDU   Avçil’in suç duyurusu ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma başlatıldı. “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “yağma” ve “tehdit”ten açılan soruşturmada, şüpheliler ise İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde görevli olmasına rağmen 25 Şubat 2021’de takipsizlik kararı verildi. Takipsizlik kararında Polat’ın kaçırılma olayını anımsatan savcılık, Polat’ın kendisine "Sultangazi'de patlama olacakmış haberin var mı, 15 Ağustos'ta eylem olmuş katıldın mı?" şeklinde sorular soran kişilerin Lider’in Urfa’ya dönmesini ve bir daha İstanbul’a gelmemesi yönündeki tehditlerini “telkin” olarak değerlendirdi.   ARAÇ KİME AİT?   Bunun yanı sıra, Polat’ın kendisine ait eşyalara söz konusu kişiler tarafından el konulması ifadelerini de hatırlatan savcılık, bu eşyalara el koyan kişileri ise “Müştekinin (Lider Polat) yanındaki kişiler” olarak gördü. Savcılık, ayrıca Avçil’in sunduğu kamera görüntülerinde Polat’ı kaçıran kişilerin, “emniyet  ya da bir başka kamu görevlisi olduklarına dair kanıta” ulaşılmadığını ileri sürdü. Bunun yanı sıra savcılık, kamera görüntülerinde yer alan “34 RC 4497” plakalı aracın ise herhangi bir tescil kaydının bulunmadığını iddia etti. Savcılığın söz konusu aracın “kime ait” olduğunu ortaya çıkarmaması dikkat çekti.   DOSYA KAPATILDI   Savcılık, Polat’ın işkenceye uğradığına dair adli rapor ya da tanık ve kanıtın olmadığını ileri sürerek, “Kamu görevlilerince müştekiye zarar verildiğine dair herhangi bir kanıtın elde olunamadığı, 20/09/2020 tarihli tutanak, 23/09/2020 tarihli kamera kayıtlarının incelenmesine dair bilirkişi raporları ile tüm evrak kapsamından anlaşıldığından, şüpheliler hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verdi.   İTİRAZ: GEREKÇE OLUŞTURULDU   Savcılığın takipsizlik kararına Avçil, 8 Mart 2021’de itiraz başvurusunda bulundu. Sulh Ceza Hakimliğine yapılan başvuruda, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirten Avçil, soruşturmanın etkin yürütülmediğine işaret etti. Müvekkilinin kaçırıldığı ana ilişkin kamera kayıtlarının açıkça görüldüğüne dikkat çeken Avçil, savcılığın buna rağmen, “emniyet ya da başka kamu görevlisi olduklarına dair kanıta ulaşılamadığı'' şeklinde gerekçe oluşturduğunu kaydetti.   SAVCILIK ‘KAÇIRANLARDAN’ TARAF   Savcılığın takipsizlik kararında Polat’ı kaçıran kişilerden, “Müştekinin yanındaki kişiler” olarak söz etmesine tepkisini dile getiren Avçil, “Savcılığın yer verdiği kişiler, müvekkili zorla alıkoyan kişiler olup, savcılık suç tanımı dahi yapmaktan imtina etmiştir. Savcılık kişilerin kimliklerini tespit etmek adına tek bir araştırma yürütmemiş, bunun yerine kişilerin müvekkili kaçırırken ifade ettikleri gibi kamu görevlisi olup olmadıkları ile ilgilenmiştir. Savcılığın bu kişilerin kimliklerini dahi tespit etmeden, bu yönde bir tahkikat yapmadan takipsizlik kararı vermesi açıkça şüphelilerin kamu görevlisi olduğu iddiasına dayanmakta olup, savcılık taraflı hareket ederek, şüphelilerin kimliklerinin tespit edilmesi için gerekli araştırmayı yapmamıştır” dedi.     BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPMADI   Avçil, ayrıca kamera görüntülerinde yer alan kişilerinin “yüzlerinin” göründüğüne dikkat çekti. Savcılığın bu yönde bir bilirkişi incelemesi yapmadığını başvurusunda belirten Avçil, “Kamera kayıtlarında , müvekkilin kaçırıldığı ana ilişkin , şüphelilerin kullandığı araç plaka bilgileri, modeli açıkça belli olmasına karşın, savcılık bizim dahi basit bir şekilde inceleyebildiğimiz, tescil kayıtlarını incelemekten ibaret tahkikat yaptığını belirtmiştir. İstanbul gibi bir şehrin her yerinde EDS ve MOBESE kayıtları mevcutken, tüm talebimize rağmen savcılık EDS ve MOBESE kayıtlarını toplayıp, aracın güzergahı yönünde bir inceleme dahi yapmamıştır” diye kaydetti.   ETKİN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ   Ayrıca Polat’a ait olan ve söz konusu kişiler tarafından gasp edilen telefonun sinyal bilgilerinin ortaya çıkarılması için HTS analizi isteklerini belirten Avçil, savcılığın buna rağmen bir inceleme yapmadığını vurguladı. Bu durumun CMK’nın 135’inci maddesinin uygulanmadığını kaydeden Avçil, “Oysa baz istasyon kayıtlarının celbi durumunda dahi müvekkilin telefonun en son nereden sinyal verdiği ve hali hazırda da kullanılıp kullanılmadığı çok basit bir şekilde ortaya çıkacakken, savcılık görevini yerine getirmemiştir.  Etkin bir soruşturma yürütmemiştir” diye ifadelerde bulundu.   SOKAK ORTASINDAN’DAN ‘KONUTA’   Takipsizlik kararında şüpheli kısmında yer alan “İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli memurlar” tespitinin olduğuna işaret eden Avçil, bu kişilerin kim olduğuna dair açık bir ifadenin yer almadığını işaret etti. Soruşturmanın etkin yürütülmediğini bunun yanında özensiz de yürütüldüğünü belirten Avçil, “Öyle ki suç kısmına dahi ‘konutta birden fazla kişi ile birlikte yağma’  suçuna yer verilmiştir. Konutta yağma suçuna ilişkin bir şikayette bulunulmamış, müvekkil sokak ortasında kaçırılmış ve ıssız bir yerde telefonu ve kredi kartları gasp edilmiştir” diye paylaşımda bulundu.   ‘KAMU GÖREVLİSİ OLMASI SEBEBİYLE’   Avçil, hakimliğe yaptığı itiraz başvurusunun devamında şunları dile getirdi: “Savcılık usule ilişkin tek bir işlem yapmamıştır. Toplanmasını talep ettiğimiz hiçbir delilimizi toplamamış, faillerin tespiti yönünden bir soruşturma yürütmemiştir. Öyle ki darp raporu sunulmuş olsaydı, savcılık kamu davası açacakmış algısı ile darp raporunun bulunmamasını takipsizlik gerekçesi haline getirmiştir. Suç duyurusu dilekçemizde belirttiğimiz hiç bir delili toplamayan savcılık, şüphelilerin kamu görevlisi olması sebebiyle etkin soruşturma yürütmemiştir.”   İDDİANAME YÖNÜNDE KARAR TALEBİ   Savcılığın dosyadaki delilleri bütünen değerlendirmek yerine toplanması talep edilen delilleri dahi toplamadığına dikkat çeken Avçil, celbini istemelerine rağmen savcılığın görüntülerin tamamını dosyaya koymadığını dikkat çekti. Ayrıca müvekkilinin kaçırıldığı 34 RC 4497 plakalı aracın istikameti olan Kartal ilçesindeki EDS ve MOBESE kayıtlarının dahi toplanmadığını, müvekkilinin gasp edilen telefonun HTS kayıtları, baz istasyon kayıtları, kredi kartının son kullanımına ilişkin bilgilerinin celbini talep ettiklerinin ancak bu taleplerinin yerine getirilmediğini belirten Avçil, bu durumların Anayasa’nın 36 ve 17’nci maddelerinin ihlali olduğunu kaydetti. Avçil, başvurusunda hakimlikten iddianame düzenlenmesi yönünde karar vermesini istedi.   EK BİLİRKİŞİ RAPORU DOĞRULUYOR   Avçil’in başvurusunu değerlendiren İstanbul Anadolu 4’üncü Sulh Ceza Hakimliği, Avçil’in dilekçesinde ve eklerinde belirttiği hususları, soruşturma evrakı, şikayet dilekçesi, şüphelinin lehine ve aleyhine toplanan bilgi ve belgelere işaret ederek, başvuruyu 19 Mart 2021’de kabul etti. Hakimlik, kabul kararında, “Her ne kadar ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verilmiş ise de, olaya ilişkin kamera görüntülerinin ve 23 Eylül 2020 tarihli ek bilirkişi raporunun müştekinin (Lider Polat) beyanlarını doğrular mahiyete olduğu” yönünde değerlendirme yaptı.   KEŞİF KARARI   Bunun yanı sıra hakimlik, söz konusu 34 RC 4497 plakalı araca dikkat çekerek, “Beyaz renkli HYUNDAİ i20 marka aracın tescil sahibi veya kullanıcısının tespit edilmediği belirtilmekte ise de, müşteki beyanları da dikkate alınarak aracın güzergahı boyunca bir kamera çalışması yapılmadığı, müştekiye ait hattan olay günü ve sonrasına ait sinyal kayıtlarının getirilmediği, müştekinin beyanında Kartal Soğanlık’ta bulunduğu, belirttiği AKMAR isimli işyerinin Soğanlık Gümüşpınar Mahallesi’nde bulunmadığına ilişkin dosyada mahalle muhtarının imzasının da olduğu bir tutanak var ise de, halen dahi itiraz dilekçesinde müşteki vekilinin aynı yönde beyanlarının bulunduğu görülmekte, müştekinin ifadesinin alınması, gerekirse bu hususta müşteki de (Lider Polat) bulundurarak kolluk eşliğinde araştırma yapılması” gerektiği yönünde karar verdi.   YASAYA AYKIRI!   Ancak bu şekilde etkin soruşturma ilkesinin yerine getirilebileceğini belirten hakimlik, “Tüm delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde takipsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” dedi.   HAKİMLİK KARARI   Soruşturmanın genişletilebilmesi için “öncelikle etkin bir şekilde yapılan soruşturmanın bulunması gerektiğini” söyleyen hakimlik, kararının devamında şunları belirtti: “Yapılması gerekli soruşturmanın Cumhuriyet savcısı tarafından hiç yapılmaması veya şeklen yapılanın olaya göre oldukça yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşılması halinde soruşturmanın genişletilmesi kararı verilebilmesinin mümkün olduğu (Y.CKG. B.2007/2-247. K.2007/257. T.04/12/2007) etkin soruşturma yapılmaksızın takipsizlik kararı verilmesi durumunda sulh ceza hakimliğince verilen kararın özü itibariyle soruşturmanın genişletilmesi talebinde ziyade etkin soruşturma yapılması mahiyetinde olacağı, bu nedenle somut olayda etkin soruşturma yapılmaması nedeniyle yukarıda zikredilen soruşturma işlemlerinin tamamlanması ardından evrakın kararı bağlanması adına evrakımızın esastan kapatılarak soruşturmanın genişletilmesi suretiyle kararın kaldırılmasına…”   SAVCILIK TEKRAR ‘KAPATTI’   Hakimliğin kararı ardından tekrar soruşturma açıldı. Tekrardan açılan soruşturmaya 28 Ocak 2022’de bir kere daha takipsizlik kararı verildi. Savcı, Polat’ın kaçırıldığı güzergahta 34 RC 4497 plakalı aracın PTS kayıtlarının “mevcut” olmadığını ileri sürdü. Bunun yanı sıra Polat’ın kullandığı ** * 30 82 No’lu hattından birçok kişiye tehdit içerikli mesajların atıldığı ve aramaların yapıldığına dair iddiasına ilişkin ise savcılık, “HTS kayıtlarında herhangi bir arama kaydının olmadığının belirlendiği, müştekiye yönelik gerçekleştiği iddia olunan eylemlerle ilgili yeni bir kanıta ulaşılamadığı, 20/09/2020 tarihli tutanak, 23/09/2020 tarihli kamera kayıtlarının incelenmesine dair bilirkişi raporları, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının  yazı cevabı,  İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 23/12/2021 tarihli yazı cevabı ile tüm evrak kapsamından anlaşıldığından, Şüpheliler hakkında ‘kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” şeklinde karar verdi.   FAİL VEYA FAİLLER ‘BULUNAMADI’   Savcılık, verdiği kararın ardından soruşturma dosyasını İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli memurlar yönünden kapatarak, faili meçhul dosya olarak daimi arama kararı verdi. Savcılık, “Yapılan soruşturma sonucunda suçun fail veya faillerini tespiti mümkün olmamıştır” dedi.    Av. Avçil, verilen bu karara karşı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine başvuruda bulunacağını söyledi.    MA / Mehmet Aslan