Gazeteci Boğatekin: Davalardan işimizi yapamaz olduk 2022-02-08 10:05:42 ADIYAMAN - Gerger Fırat Gazetesi’nin yetkilileri hakkında yüzlerce soruşturma ve dava açılırken, gazetenin haber müdürü Özgür Boğatekin, "Böyle bir düzende hapiste değilsek işte o zaman ters giden bir şey var" dedi.   Türkiye’de gazetecilere yönelik baskılar artarken, 62 gazeteci tutuklu bulunuyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin (DFG), 2021 yılının raporu göre, 54 gazeteci hakkında soruşturma, 51 gazeteci hakkında dava açıldı, 47 gazeteciye toplam 133 yıl, 8 ay ve 21 gün hapis cezası verildi. Benzer baskılara maruz kalan Adıyaman’ın Gerger ilçesinde 30 yıldır yayın yapan Gerger Fırat Gazetesi'nin sahibi Hacı Boğatekin ve Haber Müdürü Özgür Boğatekin hakkında yüzlerce soruşturma açıldı.    HAKLARINDA YÜZLERCE DAVA   Bugüne kadar kendisi ve babası Hacı Boğatekin hakkında 30 yılda yüzlerce soruşturma açıldığını belirten Özgür Boğatekin, şunları söyledi: "Bana şimdiye kadar açılan soruşturma sayısı 100'ü buldu. Dava sayısı da tam emin olmamakla birlikte 50 civarıdır. Bunlardan 3 tanesi için 23 gün hapis yattım. Gerisi ise denetim ve adli para cezasıydı. Birçoğundan da beraat ettim. Açılan davalardan 6 tanesi ise halen istinaf, Yargıtay ve AYM'de. Babam Hacı Boğatekin hakkında ise 500'e yakın dava açıldı. Babam da birçok davadan kaynaklı 13 ay cezaevinde kaldı. Hakkımızda açılan davaların sayısını bile artık bilemiyoruz" dedi.    İLAN TEHDİDİ   Yerel gazetecilerin kendi ekonomik özgürlüklerini kazanamadığı için devletin ya da diğer kurumların verdiği resmi ilanlara muhtaç olduklarını söyleyen Boğatekin, yereldeki gazetecilerin bu şekilde para kazandığını kaydetti. Bu nedenle diğer resmi kurumları eleştirdiği vakit yerel gazetelerin ilanlarının kesildiğini belirten Boğatekin, “İlan kesilmeyip yayın hayatına devam etmeleri için de ister istemez tarafsız ve halktan yana bir haber yazamıyorlar. Ki bu bizim için geçerli değil” dedi.     İŞİMİZİ YAPAMAZ OLDUK   1992’de gazeteyi kurma amaçlarının tarafsız haber olduğunu hatırlatan Boğatekin, haklarında davaların açılmasının özgürce yazmalarından kaynaklandığını belirterek, esasında yerel gazetecilerin çoğunun da mevcut sıkıntıları yazmak istediğini, fakat ilan kesme nedeniyle yazamadıklarını söyledi. Boğatekin, "Biz ise sırtımızı halka dayadık, halktan aldığımız güçle bunu yapmaya çalışıyoruz. Bugün gerek bana, gerek Hacı Boğatekin’e açılan dava sayısı ve baskılar bundandır. Mahkemelerde, soruşturmalarda ifadelere gide gele işimizi yapamaz olduk” dedi.   BASKILAR GÖZALTI İLE SÜRÜYOR   Haklarında açılan davaların sebeplerine değinen Boğatekin, şunları söyledi: "Adıyaman Gerger’de açılan davaların tamamına bakarsanız; yolu yazıyorsun kaymakam, suyu yazıyorsun belediye,  elektriği yazıyorsun DEDAŞ kızıyor. Başka bir şey yazıyorsun emniyet kızıp seni gözaltına alıyor. Bu sorunlara duyarsız kalmak da olmuyor. Duyarsız kalmadığın zaman da hakkında açılan davaların haddi hesabı olmuyor. Baskılar, hatta polisten tartaklanmalar, dayak yemeler, cezaevine girmeler, gözaltına alınmalar ardı ardına geliyor. Bu yüzden Gerger Fırat Gazetesi ve çalışanları olarak Türkiye’nin en fazla dava açılan gazetecileriyiz.”    'PREFABRİK TUVALET'   Dava süreçlerinde başlarına komik şeylerin de geldiğini söyleyen Boğatekin, Hacı Boğatekin'in başına gelen bir örneği verdi. Boğatekin, "Gerger'e bağlı Bodin denen köyde yıllardır okullar yapıldı, tuvaletleri yapılmadı. Öğrenciler derelerde tuvalete giderdi. Sonrasında betonarme yerine prefabrik tuvaletler kullanıldı. Bu prefabrik tuvaletin birinin köyden alındığını öğrendik. Hacı Boğatekin’de bu duruma ilişkin yazdığı yazı nedeniyle hakkında  'Devlet büyüklerini küçümsemekten' 4 soruşturma ve tazminat davaları açıldı. Bununla ilgili açılan tazminat davalarının hepsini AYM bozdu. ‘Eleştiri kısmında kalıyor’ dedi. Beraat ettik, ödediğimiz tazminatları da geri aldık” diye konuştu.    'ZAFER İŞARETİNE SORUŞTURMA'   Son olarak hakkında isimsiz bir ihbar ile 1 Şubat'ta soruşturma açıldığını belirten Boğatekin, kendisine isnat edilen mevcut suçlamayı şöyle anlattı: "Bir kar mağduriyeti vardı Gerger’de. İki metreye yakın kar vardı. Yollar günlerce kapalıydı. Bizler günlerce her köye ulaştık. Bunların haberlerini alıp yayınladık. Bu da makam sahiplerini rahatsız etti. Bu tepkilerden sonra hastalara helikopterle yetiştiler. Paletli ambulanslar yolladılar, yollar hızlıca açılmaya başladı. Tabi yol açıldı ama ‘Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı uyutmaz’ diye bir laf vardır. Devlette bu yediği ayazı unutmadı. Ve devreye sokulan trollerin çabaları sonucu hakkımızda soruşturma açıldı. Soruşturma o kadar komikti ki twitter hesabımdaki normal ekran fotom, 2014 yılında gözaltına alındığım zaman polis aracı önünde zafer işareti yapmamdı. Bir suçlama buydu. İkinci suçlama Taybet Ana’nın ölüm yıldönümünde yaptığım bir paylaşım. Üçüncü paylaşımım ise ‘İmralı kapıları açılsın diyalog yolları açılsın’  ve dünya ve Ortadoğu’ya yeniden barış gelsin isteğimdir. Dördüncü paylaşım suçlamam ise kar haberleri. 6-7 saat kurtarılmayı bekleyen, yaban hayvanları saldırısına uğramış yaralı çocuğa yardım için devleti harekete geçirdiğimiz için isimsiz ihbar ile şikayet yapıldı."   'GERÇEKLERİ YAZACAĞIZ '   Yetkililerin halkın gücünü kendi makamları için tehlikeli gördüğünü ifade eden Boğatekin, "Bize yapılan baskıların asıl sebebi budur. Gücümüzü halkımızdan alıyoruz. Bu sloganik bir şey değil. Türkiye Cumhuriyeti devletinin asla ifade özgürlüğüne ve insan haklarına saygı duyan bir ülke olmadığı için ben ve benim gibi düşünen herkesin bugün hapiste olması çok normaldir. Böyle bir düzende hapiste değilsek, işte o zaman ters giden bir şey var. Bizler gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Gerçeği halka ulaştırmayı sürdüreceğiz" dedi.    MA / Müjdat Can