Urfa’da ‘Karanlığa karşı’ insan hakları konuşuldu 2022-02-05 17:41:26     URFA - Urfa’da düzenlenen sempozyumunda konuşan KESK Urfa Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Eylem Salar, “Bu ülkenin emek örgütleri, işsizleri, geçinemeyenleri, kadınları, gençleri olarak, karanlığa karşı söz söylemek için buradayız” dedi.   Urfa Emek ve Demokrasi Platformu’nun “İnsan Hakları” başlığıyla düzenlenen ve 2 gün sürecek sempozyum başladı. Urfa Barosu Hizmet Binası Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapılan sempozyuma platform birleşenlerinin yanı sıra Halkları Demokratik Partisi (HDP), siyasi parti temsilcileri, Urfa Barış Anneleri Meclisi üyeleri, insan hakları savunucuları ve çok sayıda kişi katıldı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Urfa Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Eylem Salar, açılış konuşmasını yaparak, “Bizle bu ülkenin emek örgütleri, işsizleri, geçinemeyenleri, kadınları, gençleri olarak, karanlığa karşı söz söylemek için buradayız” dedi.     KENTLEŞME VE İNSAN HAKLARI   Açılış konuşmasından sonra başlayan, 5 oturumdan oluşan sempozyumun ilk oturumundan, “Kentleşme, mevsimlik tarım işçiliği ve ekoloji” başlığında konuşmacılar aktarımlarda bulundu. Harita ve Kadastro Mühendisi Kübra Gür’ün moderatörlüğünde yapılan oturumda “Kentleşme ve insan hakları” konusunda konuşan TMMOB Kadın Komisyonu Başkanı Elif Erdem, kentleşmenin tarihsel gelişime değinerek, kentlere dair ortaya atılan farklı teorilere dair bilgi verdi. Türkiye’de kentleşme dönemlerine değinen Erdem, “1990 yıllarından sonra kentsel dönüşüm ile insanların yerlerinden edilmedi kültürel bir kırılmaya neden oldu” dedi.   MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLİĞİ   Ardından “Mevsimlik tarım işçiliği ve insan hakları” konusunda söz alan Prof. Dr. Sedat Benek, katılımcılara tarım işçisi Şakha Şahin’in yaşadıklarını konu alan kısa bir video izletti. Mevsimlik tarım işçiliğinin yoksulluğun kısır bir döngüsüne dönüştüğünü belirten Benek, “Dünyada 160 milyon çocuk işçi var, yüzde 70’i tarım sektöründe çalıştırılıyor. Türkiye’de 3 milyon mevsimlik işçi var, Urfa iller arasında ilk sırada. Avrupa’da çocukların çalıştırılması yasak iken, Türkiye’de yasalar ile çocukların çalıştırılması meşrulaştırılıyor. Bölgenin en büyü sorunu anadil sorunundan sonra mevsimlik tarım işçiliği” diye konuştu.    EKOLOJİ VE İNSAN HAKLARI   İlk oturumda son olarak “Ekoloji ve insan hakları” konusunda söz alan Yüksek Çevre Mühendisi Nedim Çiçek, ekolojik dengenin bozulması ile insanların sağlık haklarının etkilendiğini söyledi. Hasankeyf’in Ilısu Barajı ile sular altında bırakılması ile ekolojik bir yıkım yapıldığını söyleyen Çiçek, “Hasankeyf ile binlerce yıllık bir tarih sulara gömüldü, yanından bir ekolojik yıkım da yapıldı. Ekolojik dengeye müdahale insan haklarına müdahaledir. Enerji ihtiyacı daha fazla savaş, silah ve milyonlarca insanın sömürülmesi demektir. Yoksulluğun yok olması için enerjiye ihtiyaç yok, kapitalist sitemin yok edilmesi gerek. Demokratik ekolojik bir cumhuriyet kurmak bizim elimizde” ifadelerini kullandı.   TOPLUM SAĞLIĞI VE İNSAN HAKLARI   Sempozyuma verilen ara ardından başlayan ikinci oturumda “Toplumsal sağlık” başlığı ile konuşmacılar aktarımlarda bulundu. Urfa Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla moderatörlüğünde yapılan oturumda, “Sağlıkta eşitsizlikler/ayrımcılıklar” başlığı ile Urfa Tabip Odası Genel Sekreteri Bulut Ezer, aktarımlarda bulunarak, bölgesel eşitsizliklere dikkati çekti. İstihdam ve eğitim hakkındın sağlık hakkını doğrudan etkilediğine değinen Ezer, şunları söyledi: “Bölgeler arasında devasa farklar var. Pandemide bu var olan eşitsizlikler derinleşerek arttı. Bütün olumsuz istatistiklerde bölge illerinin ilk sıralarda olması bir tesadüf olmasa gerek. Bölgesel olarak bir yerin geri bırakılması bilinçli yapılan bir şey, burada eşitsizlikten değil artık ayrımcılıktan bahsedebiliriz.”    ANADİL VE SAĞLIK   “Anadil ve Sağlık” başlığı ile SES Urfa Şube Eşbaşkanı Eylem Salar, aktarımlarda bulundu. Sağlık hakkına erişimde anadilin önemine vurgu yapan Salar, “Anadil sağlık hakkına ulaşımda önemli bir yere sahip. Anadilde iletişim kurulmadan sağlık hakkının sunulması mümkün değildir. Anadilde sağlık hakkı tanınmaması hastalıkların ilerleyen evrelerde geç teşhis edilmesine neden oluyor. Birçok dilde acil çağrı servisi hizmet verirken bu diller arasında Kürtçe yer almıyor. Bu yaşama hakkı ihlalidir” diye konuştu.    NASIL BİR SAĞLIK?   Ardından söz alan Prof. Dr. Mehmet Zencir “Nasıl bir sağlık?” başlığı ile yaptığı sunumda, yaklaşık 2 yıldır etkisini sürdüren koronavirüs (Kovid-19) salgını ile birlikte sağlık sistemlerinin yıkıldığına dikkati çekti. Pandemi bir daha olmaması için ne yapılması gerektiğini konuşmak gerektiğini belirten Zencir, “Pandemi göstere göstere geldi. Çoklu bir kriz vardı bu pandemide arttı. Pandemi kontrol edilemedi, bunun birçok siyasal ve ekolojik nedenleri var. Kar maksimizasyonundan vazgeçilmedi. Ölümlerin altında asıl yatan neden ise kapitalizmdir. Sağlık sistemi kapitalist sistemden arındırılmalı, bunun için mücadele edilmeli. Bir toplum özgür değilse sağlıklı değildir” dedi.    KADIN YAŞAM HAKKI   Sempozyumun 3’üncü oturumunda ise avukat Dilek Polat moderatörlüğünde, Urfa Barosu Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Fazilet Taştan Arserim “Kadın Yaşam Hakkı” konusunda aktarımlarda bulundu. Kadınların yaşam hakkının kimse tarafından müdahale edilemez olduğunu belirten Arserim, kadınların yaşam hakkının korunmasında Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesine dikkati çekti. Kadınların İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmediğini vurgulayan Arserim, “Şiddetin her türlüsü ile mücadele edeceğiz” dedi.    EĞİTİM HAKKI   Günün 4’üncü ve son oturumunda ise Eğitim Sen Urfa Şube Başkanı Mahmut Binici’nin moderatörlüğünde, Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu’nun katılımı ile “Eğitim hakkı” konuşuldu. Eğitim hakkının tarihsel gelişmesine değinen Muşlu, “Tıptı sağlıkta olduğu gibi eğitim hakkı konusunda da bir eşitsizlik söz konusu. Eğitimde fırsat eşitsizliği olduğu gibi, eğitim hakkının tanıması konusunda da bölgesel eşitsizlikler var. Herkes eğitim görme hakkın sahiptir. Eğitim hakkı insan hakları arasında yer alır. Herkesin eğitim hakkı alma hakkının yanında; güçlü bir eğitim ve bilim emekçileri hareketi ile ayrımsız tüm çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin insani güç ve yetilerini bütünüyle güçlendirebildiği kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitimi bir hak olarak yaşama geçirilmesi gerek” ifadelerini kullandı.   YARIN DEVAM EDECEK   Yarın “İşkence ve kötü muamele, cezasızlık, özgürlük hakkı” başlıklarında yapılacak 5’inci oturumda ise İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı Eren Keskin “İşkence ve kötü muamele”, avukat Mehmet Emin Aktar “Cezasızlık” ve avukat Günal Kurşun “Özgürlük hakkı” konularında konuşmalar yapacak.