'Hak savunmanın ilk aşaması devlete dava açmaktır' 2022-01-27 09:01:47 ANKARA - Mültecilerin, hak ihlallerinde son çare olarak hukuki yollara başvurduğunu belirten Ankara Barosu’ndan avukat Ebru Beşe, “Devlete dava açmanın, haklarını savunmanın ilk aşaması olduğunu bilmeleri gerekiyor” dedi. Türkiye’de mültecilere yönelik saldırılar son dönemlerde artıyor. Siyasetçiler ve medyanın hedef gösteren açıklamaları nefret suçuna dönüşüyor. Saldırılarla yaşamları tehdit altında olan mülteciler, hukuki haklarından haberleri olmadığı suç duyurusunda bulunamıyorlar.   Ankara Barosu Mülteci Hakları Merkezi Başkanı avukat Ebru Beşe, mültecilerin hukuksal açıdan haklarını değerlendirdi.   ‘DEVLETE Mİ DAVA AÇACAĞIM?’   Mültecilerin kırılgan bir yapıda olduğunu kaydeden Beşe, adalete erişim konusunda çekingen olduklarını belirtti. Öncelikle mültecilere haklarını anlatıp, haklarının nasıl kullanabileceklerine dair bilgilendirilmeleri gerektiğine dikkat çeken Beşe, “Yakın zamanda İranlı bir kadının dava açması gereken bir konuda, ‘devlete mi dava açacağım’ diyerek suç duyurusunda bulunmadı. Haklarını savunabilecekleri yönünde, devlete dava açmanın, haklarını savunmanın ilk aşaması olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bunun korkutucu bir şey olmadığını anlatıyoruz onlara” ifadelerini kullandı.   HAKLARINI BİLMİYORLAR   Mültecilerin son zamanlarda artan bir sıklıkla ayrımcılığa ve şiddete maruz kaldıklarını belirten Beşe, kadın ve çocukların kendi içlerinde de ciddi ayrımcılıklara uğradığını söyledi. Haklarını savunma konusunda bilgisiz olduklarını, bunun üstesinden gelmek için kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu ifade eden Beşe, geçen yıl yaptıkları çalışmayla çok az kişinin son çare olarak baroya başvurduğunu aktardı.    YABANCI DÜŞMANLIĞI    Kadınlara ve çocuklara ulaşmakta zorluk yaşadıklarını dile getiren Beşe, belediye ve mülteci kurumlarıyla çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekti. Yabancı düşmanlığının toplumsal kaos yaratabileceğini söyleyen Beşe, “İnsanlar ülkedeki ekonomik krizin nedenini mültecilere bağlıyor. Bir insan başka bir ülkeye göç etmek zorunda kalsa bile onun insan olmaktan kaynaklı haklarının olduğunu kendi toplumumuza kabul ettiremiyoruz. Biz hukukçular olarak bu söylemlerin önüne geçmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.   AİLE HUKUKU SORUNLARI   Mültecilerin en çok STÖ'ler aracılığıyla, sınır dışı edilmeleri durumunda kendilerine başvurduklarını ifade eden Beşe,"Başvurular genel olarak uluslararası koruma taleplerin reddedilmesinden ya da 6458 No'lu Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'ndan kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluyor. Bir diğer sorun ise aile hukukuna dair sorunlar. Uzun zamandır ülkede yaşıyorlar, boşanma, velayet, işçilik hakları, en çok karşılaştığımız sorunları arasında. Bu alan çok sıkıntılı, mültecileri bazen adliye binasına sokmak bile sıkıntılı. Özellikle kayıtlı olmayanlar için HES kodu problemi var. Tercüman ve dil bariyeri sorunumuz da var. Dil sorununu en ilkel yöntemlerle aşmak zorunda kalıyoruz. Böyle durumlarda avukatları görevlendiriyoruz” diye belirtti.   SUÇ DUYURUSU    Kendilerine başvuran herkese destek olmaya çalıştıklarını kaydeden Beşe, şöyle konuştu: “Bu bizim çabamızla çözülecek bir şey değil. STK’larla, çocuk hakları merkeziyle irtibatlı bir şekilde sorunlara çözüm aramamız gerekiyor. Kayıtsız çocuklar bu anlamda büyük problem. Mülteciler nefret söylemlerine yönelik suç duyurusunda bulunabilirler. Mültecilerin hakkını savunacağız. Bu, insanlık onurunu savunmak için verdiğimiz mücadelenin bir parçası.”