Hasta tutuklu yakınları: Cezaevinde ‘düşman hukuku’ uygulanıyor 2022-01-17 10:24:14   İSTANBUL - Cezaevinde tutuklulara yönelik artan baskı ve kötü muamelelere tepki gösteren hasta ve infazları yakılan tutukluların aileleri, “düşman hukuku”nun uygulandığını söyledi.    Türkiye ve bölge kentlerinde bulunan cezaevlerinde her geçen gün yaşanan ihlaller artıyor. Kovid-19 salgınıyla birlikte tutukluların temel hakları askıya alındı. Tutukluların, spor, atölye, sosyal aktiviteleri yasaklandı, açık görüş hakları ise 2 yıla yakın süre engellendi. Ağır hasta tutuklular başta olmak zere, tutukluların tedavileri ya yapılmıyor ya da aylar sonra randevu verilerek, tedavileri engelleniyor, infaz sürelerini tamamlamalarına rağmen tutuklular “iyi halli” olmadığı gerekçesiyle tahliye edilmiyor.    Hasta ve infazı yakılan tutukluların aileleri, yakınlarının tedavi ve tahliyesi için biz dizi ziyaret gerçekleştirmek amacıyla 4 Ocak’ta Ankara’ya gitti. Van, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mardin, Yüksekova, Siirt, Çukurova ve İstanbul’dan Ankara’ya giden tutuklu aileleri, HDP grup toplantısına katıldı. Meclis Dikmen kapısından Adalet Bakanlığı'na yürümek isteyen ailelere polis saldırdı. Aileler tüm engellemelere rağmen, Ankara’da İHD, TİHV, CHP, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, EMEP ve birçok sivil toplum örgütü temsilcileriyle görüşerek, tutuklulara dair hazırladıkları raporları sundu.      Tutukluların durumuna dikkat çekmek için Ankara’ya giden aileler, cezaevlerinde yaşana ihlallerine tepki göstererek, toplumsal mücadele çağrısında bulundu.   ZORBALIK   Ümraniye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde ağır hasta tutuklu Selim Çiftçi’nin ablası Cemile Çiftçi, kardeşinin tedavi hakkının engellendiğini söyledi. Tutukluların sağlığa erişim hakkının gasp edildiğine dikkat çeken Çiftçi, “Cezaevlerinde suyu kapatma, elektriği kesme gibi çeşitli zorbalıklar yapılıyor. Tutuklularımıza para veya kıyafet yolluyoruz ama onlara ulaşmıyor” dedi.   MÜCADELEDEN KORKUYORLAR   Yaşanan ihlallerden dolayı tutukluların cezaevlerinde yaşamlarını yitirdiğini kaydeden Çiftçi, “Cezaevlerinde tutuklular işkence, baskı, her şeyi yapılıyor. Tutuklular yaşamını yitiriyor. İktidar tutuklu ailelerin mücadelesinden korkuyor. İktidar Kürtlere tahammül etmediği için baskı uyguluyor. Kürt’üz diye baskı görüyoruz. Ankara’da Adalet Bakanlığı önüne gittiğimizde de gördüğümüz baskının temelinde düşmanlık vardı. Tüm baskılara karşı asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Herkes mücadelede birleşmeli” diye belirtti.    HASTA TUTUKLULAR TEDAVİ EDİLSİN   Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde hücrede tutulan Erdal Özel’in ablası Kumru Akgül, kardeşinin 16 yıldır hücrede tutulduğunu söyledi. Cezaevinde ciddi tutukluların ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirten Akgül, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) kardeşi için “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini paylaşan Akgül, kardeşinin cezaevinde kalamayacak kadar hasta olduğunu söyledi. Akgül, “Erdal çok hastadır. Bazı zamanlar ailesini bile tanımadığı oluyor. Ben sadece Edal için değil tüm tutuklularımız için adalet istiyorum. Tutuklularımızı versinler biz tedavi edelim” dedi.   ANNELERDEN KORKUYOR   İktidarın beyaz tülbentli annelerden korktuğunu belirten Akgül, “Tutuklularımızın üzerinden siyaset yapıyorlar. Bugün adli tutuklulara hak tanıyorlar, ama siyasi tutuklulara tanımıyorlar. Yıllardır Erdal, Bayrampaşa, Metris ve Tekirdağ cezaevlerine sürgün edildi. Cezaevlerinden cenazelerin çıkmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı. Tüm tutuklu ailelerine ve vicdan sahibi olan herkese seslenen abla Akgül, “Ailelerin eylemine ses verin. Ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Tutuklularımızın daima arkasındayız” diye vurguladı.   ‘ÇIĞLIKLARIMIZ YERİ GÖĞÜ İNLELTTİ’   Bandırma 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan Agit Yılmaz’ın annesi Sahliha Yılmaz ise, sadece çocuğu için değil tüm siyasi tutuklular için mücadele ettiğini söyledi. Siyasi tutukluların kötü durumda olduğunu ifade eden Yılmaz, “Artık çocuklarımızın cezaevinde ölmesini istemiyoruz. Anneyiz ve ciğerimiz yanıyor. İsteğimiz çocuklarımız tedavi edilmesi, haklarının tanınmasıdır. Düşman gözüyle bize bakıyorlar, öyle bakmasınlar. Bu kararları alanların ve uygulayanların hiç çocukları yok mu? Hiç vicdanları yok mu? Çığlıklarımız yer ve göğü inletti artık” diye konuştu.    ‘ADALET OLSAYDI UTANIRLARDI’   Cezaevlerindeki uygulamalar “düşman hukuku”ndan başka bir şey olmadığını vurgulayan Yılmaz, cezaevlerinde siyasi tutukluların sayısının artmasına ise, “baş edemediklerinden dolayı Kürt gençlerini cezaevine atıyorlar” diye yorumladı. Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Hiçbir zaman savaştan yana olmadık. Daima özgürlükten ve barıştan yana olduk. Bugün de özgürlük ve barış istiyoruz. Benim çocuğum 10 yıldır cezaevinde başına gelmeyen kalmadı. Tüm tutsakların durumu bu şekildedir. Konuyla ilgili yaptığımız eylem ve etkinliklerde ise bizlere düşmanca yaklaşılıyor. Bize yönelik bu davranış, adaletin kalmadığı anlamını taşıyor. Eğer adalet olsaydı başımızdaki beyaz tülbentten utanırlardı.”   ‘KORKMAYIN’   Tüm bu baskılara karşı Kürtlerin artık başkaldırması gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Anne, baba, genç ve tüm herkes artık başkaldırmalı. Artık korkmayın. Çocuklarımız bu halkın özgürlüğü için cezaevindeler. Onlar içeride direniyor, bizde dışarıda onlar için direnelim” dedi.