Katledilen avukatın kardeşi: Ablamı koruyamadılar 2022-01-13 11:42:57   İSTANBUL- Oktay Dönmez tarafından katledilen avukat Dilara Yıldız’ın yakınları, tedbirsizliğe dikkat çekerken, kadın meslektaşları ise, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiğini söyledi.    İstanbul Tuzla'da uzman çavuş Oktay Dönmez tarafından katledilen İstanbul Barosuna kayıtlı avukat Dilara Yıldız, Beyoğlu’nda bulunan İstanbul Barosu önünde anma töreninden sonra memleketi Samsun’a uğurlandı.   Yıldız’ın ailesi ve arkadaşları, Yıldız’ın ihmal yüzünden katledildiğini belirterek, zihniyetin değişmesi gerektiğini söyledi.    ‘ABLAMI KORUYAMADILAR’   Ablasının daha önce de defalarca koruma kararı aldırdığını ifade eden Yıldız’ın kardeşi Merve Yıldız, “Ablam defalarca şikayetçi oldu, dava açtı ama ablamı koruyamadılar, onu koruyamadık. Ben olay günü polisi aradım,  ablam silah altında zorla tutuluyor dedim, ama polisler bunu bildiği halde üniformayla ve polis arabasıyla gitmişler. Polisleri görünce direk ateş etmiş. Onlar için lütfen sesimizi duyuralım. Onların sesi olalım ve bu elektronik bileklik olayının ben devreye konulmasını ve takip edilmesini istiyorum. Ben bunu bütün kız kardeşlerim, arkadaşlarım, kızları ölmüş anneler, kadınlar adına istiyorum. Lütfen uzaklaştırma kararı çıkarılan, erkeğe elektronik bileklik, uygulamaya dökülsün” diye konuştu.   TEDBİRSİZLİK   “Benim kuzenim tedbirsizlikten öldü” diyen Dilara Yıldız’ın kuzeni Gamze Akyel, kadın cinayetlerinin artık son bulmasını istedi. Tedbirlerin uygulanmasını talep eden Akyel, uzaklaştırma kararları alındıktan sonra faillerin denetilmesi gerektiğini söyledi.  Yıldız’ın defalarca ölüm tehdidi aldığını, bunun göz göre göre “geliyorum” diyen bir cinayet olduğunu ifade eden  Akyel, “Eğer bir önlem alınsaydı, sadece o mesajlar bile onun beli bir süre için cezaevinde kalması için  kafiydi ama  serbest bırakıldı. Önlemler alınsa kadın cinayetlerinin yüzce 80 son bulacağına inanıyorum” dedi.   ‘KIZGIN VE ÖFKELİYİZ’   İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Birsen Baş Topaloğlu, her kadın cinayetinde olduğu gibi “kızgın ve öfkeli” olduklarını kaydederek, kadın cinayetlerinin Türk Ceza Kanunu’nda atık “nitelikli öldürme” olarak sayılmasını ve faillerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istediklerini ifade etti. Zihniyetin değişmesi gerektiğini ifade eden Topaloğlu, şöyle konuştu: “Kadın cinayetlerini normalleştiren açıklamaları duymak istemiyoruz. Geçen gün bir açıklama duyduk ‘her ülkede kadın cinayetleri işleniyor’ diye. Böyle açıklamalar kadının kazanılmış haklarına müdahaledir. Biz artık bunların durdurulmasını istiyoruz. Sorumluların istifa etmesini istiyoruz ve bekliyoruz. Bir polisin gözeleri önünde bu cinayet işlendi. Kolluk kuvvetinin çağırıldığı bir yerde, onların gözleri önünde işlenen bir cinayetten bahsediyoruz. Attık yeter. Bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.”   TOPLUMSAL CİNSİYET   Bursa Barosu yöneticisi Avukat Nazlı Ceren Şendoğan da, kadınlar öldürüldüklerinde bile suçlandıklarını kaydederek, “Sanki  hukuk ve  kanunları daha bilselerdi ölmezlerdi gibi bir algı yaratılıyor. Yine kadınların özel yaşamları üzerinden bir algı yaratılıyor. Düzgün hayatlar yaşasalardı ölmezlerdi gibi söylemlerle mağduru suçlayan bir toplumda yaşıyoruz. Bu cinayet bize bunların hiçbirinin doğru olmadığını gösterdi. Dilara bir avukat ve elinden gelen her şeyi yaptı. Öldürülen ve şiddet mağduru hiçbir kadını artık suçlamamamız gerekiyor. Bu düzenin, bu toplumun değişmesi gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması lazım. Kadına olan bakış açısı ancak böyle değişir” ifadelerini kullandı.   SAMİMİYETSİZLİK   İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıldığını hatırlatan Şendoğan, sözleşmeden çıkıldıktan sonra şiddetin arttığını belirtti. Şendoğan,  “Hiçbir şey daha iyi değil. Çünkü bu ülkede kadın politikasıyla ilgili bir samimiyetsizlik var” dedi.   MA / Esra Solin Dal