Limanların 49 yıllığına devredilmesine muhalefetten tepki 2022-01-05 21:23:06   ANKARA – Genel Kurul’da stokçuluğa yönelik cezaların arttırılmasına dair kanun teklifinde yer alan limanların 49 yıllığına işletmelere devredilmesi muhalefet tarafından eleştirildi. Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen stokçuluğa karşı caydırıcılığın artırılması yanı sıra limanları özelleştirilmesini de içeren “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşmeleri devam ediyor. İlk bölümde yer alan maddeler muhalefet partilerinin verdiği önergelere rağmen tek kalem değiştirilmeden geçirildi. İlk bölümde yer alan 4 maddeye dair görüşmelerde muhalefet partileri limanların 49 yıllığına işletmelere devrini eleştirdi. ‘İKTİDAR PARSEL PARSEL SATIYOR’ HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “Medyaya bakarsanız sanki stokçularla mücadele etmek için bir yasa çıkarılıyormuş havası veriliyor, doğru düzgün limanlardan bahseden bir basın yok, yandaş basını kastediyorum. Çünkü limanları satıyorlar. Çünkü muhalefetten her konuşmacının bu kürsüye çıktığında ‘Limanları neden satıyorsunuz?’ sorusuna yerli ve millî olan, sözde yerli ve millî olan AKP ve MHP ittifakının verdiği bir tek yanıt yok; bu kürsüye yanıt vermek üzere çıkıp başka şeyler anlatıyorlar, insanları kandırdıklarını zannediyorlar, yurttaşları kandırdıklarını zannediyorlar oysa yurttaş, bu ülkeyi bu iktidarın parsel parsel nasıl sattığını gayet iyi biliyor” dedi. ‘SÖZLEŞMELER FESHEDİLMELİ’ Mersin Liman’ın "narko devlet" şeklinde bahsedilmesine sebep olan bir liman hâline getirildiğini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, “ Peki, bu limanın bu şekilde uyuşturucu trafiği için bir nokta hâline gelmiş olmasından bir rahatsızlık duyuluyor mu? Mersin Limanı'nın işletmesi şimdi kimdeymiş, ona bakalım: Singapurlu bir şirkette. Ve kimde olursa olsun, bakın, kimde olursa olsun bugün yabancı bir şirkete ya da yerli bir şirkete bir limanı teslim ederseniz olacağı bu. Zaten bu ülkeyi vicdanıyla, adaletle, demokrasiyle yönetmeyen bir anlayış var ise tabii ki böylesi sonuçları da olacaktır ve şunu bir kez daha söylüyoruz: Var olan sözleşmeleri değil uzatmak, derhâl o sözleşmeler feshedilmelidir, limanlar kamu eliyle işletilmelidir” ifadelerini kullandı. CHP: ANAYASA’YA AYKIRI CHP Milletvekili Ahmet Akın da düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu söyledi. Akın, limanların bir kısmının özelleştirilmesini Danıştay iptal ettiğini hatırlattı. Akın, getirilen kanun teklifine dair eleştirilerini şöyle sıraladı: “5'inci madde var. Bu 5'inci maddeyle, özel sektöre sağladığınız desteklerin bedelini yine vatandaşımızın sırtına yüklüyorsunuz. Palyatif çözümler ile sonuç odaklı olmayan günlük politikalarınızdan vazgeçin. 6'ncı maddeye bakıyoruz; TEİAŞ'ın özelleştirilmesinin adımlarından bir tanesini daha atıyorsunuz. Üretimin ve dağıtımın ardından sistemin belkemiği olan TEİAŞ'ı kamu yararı ekseninden çıkarmaktır bu yaptığınız. TEİAŞ'ı kâr zarar eden bir denklemle bu tür bir şirkete dönüştürmek ülkemiz için asla doğru bir adım değildir. Ayrıca, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Eti Maden gibi kurumlarımızı da özelleştirme kıskacına alan AK PARTİ iktidarı enerji güvenliğimizi de tehlikeye atıyor. Enerji lobilerine teslim olmayın, vatandaşımızın, bu zor gününde vatandaşımızın yanında olun. TEİAŞ'ın özelleştirilme kararından acilen, derhâl vazgeçin. Doğal gaz anlaşmalarını milletin çıkarına yapın.” İYİ PARTİ: MİLLETİMİZ ALDATILIYOR İYİ Parti Milletvekili Muhammet Naci Cinisli ise kanun tekliflerinin kaçırılarak, yapılmasını eleştirdi. Cumhur İttifakının parmak sayılarına güvenerek kanun yaptığını söyleyen Cinisli, “Milletimiz aldatılıyor. ‘Stokçularla Mücadele’ başlığıyla kamuoyuna sunuldu. Oysa kanun teklifinin 1'inci maddesi stokçularla mücadele algısının arkasına gizleniyor. Maddeyle kendi varlıklarımız olan limanlarımızın bazı imtiyazlı gruplar ve yabancılar tarafından çok uzun süre daha kullanılması sağlanıyor. Muhtemel bir konvansiyonel veya ticaret savaşında hayati önem taşıyacak bu stratejik limanların rekabet şartları dışında yabancılara ve kökü nereye dayandığı bilinmeyen yandaş şirketlere peşkeş çekilmesi bir güvenlik sorunudur” diye konuştu. Limanlarla ilgili olarak alınacak her türlü karar, yasal düzenleme ülkenin ticaret, lojistik, sanayi stratejileri ve daha önemlisi dış politikasıyla uyumlu, makro politikalarla bütünlük arz etmesi gerektiğinin altını çizen Cinisli, ekledi: “Üstelik limanlarla ilgili düzenlemeler sadece ekonomik değerlendirmelerle değil, millî güvenlik bakımından da ele alınmalı. Hele, hele seçimlere bir buçuk yıl kalmışken milletimizin güvenini büyük ölçüde kaybetmiş bir iktidarın böylesine bir adım atabilecek olması şüphe edilmeyecek bir durum değildir. Limanlarla ilgili bu maddeye ülke menfaati açısından karşıyız, kabul etmiyoruz.” BÜLBÜL: MEMLEKET SATILDI HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, “13 liman, 5 demir yolu işletmesi kırk dokuz yıllığına satılıyor ve bunun içerisinde Antalya da var, Antalya da satılıyor. Memleket satılmıştır, memleket. Ne demek kırk dokuz yıllığına? Kamusal alan olan, halkın emeği olan, ekmeği olan, işletmesi olan, iş yeri olan, iş gücü olan, alın teri olan limanlar Katar'a, iş birlikçilere, yandaş şirketlere, yandaş holdinglere peşkeş çekiliyor ve bunun adına ‘özelleştirme’ deniyor. Bu, özelleştirme değildir; bu, memleketi satmanın adıdır. Bu yasa gayrimeşrudur, buraya gelmesi bile suçtur” dedi. ‘KATMERLİ PEŞKEŞ’ Kanun maddesinde yer alan limanların sözleşme sürelerinin uzatılmasını eleştiren İYİ Parti Milletvekili Yasin Öztürk, “Küresel ticaretin yüzde 90'ına yakınını oluşturan deniz yolu taşımacılığı, ülkenin dış ticaretinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu arada bazı limanlarımız kime, kaça devredilmiş, birkaç örnek vereyim: Giresun Limanı 3,2 milyon dolara Çakıroğluna, Dikili Limanı 4,2 milyon dolara Koline, Trabzon Limanı 22,4 milyon dolara Albayraka, Mersin Limanı 755 milyon dolara PSA-Akfen ortaklığına, İskenderun Limanı 2010 Limanı 2010 yılında 372 milyon dolara Limaka. İşletmeler tanıdık geldi değil mi? Tekrarlıyorum, dünya ticareti yön değiştirirken limanlarımız para basmaya başladı dolayısıyla da değerleri de artmaya başladı. Ancak, kasa boş, iktidarın en erkeni 2028'de bitecek sözleşmeyi bekleyecek zamanı da yok. İşte, bu yüzden, amacı günü kurtarmak olan sermaye bağımlısı iktidarın tek çıkış yolu kasaya gelecek kaynakları önceden nakde çevirmek, seçimlerde finansmanına ihtiyaç duyacağı yandaşlarına diyetini peşinen ödemektir. Açıkça söylüyorum: Bunun adı çifte peşkeştir, katmerli peşkeştir” ifadelerini kullandı. BAŞARIR: EN AZ 5 MADDEDE ANAYASA’YA AYKIRI Anayasa aykırılığı üzerinden eleştiren CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “Anayasa'nın en az 5 maddesine aykırı bir maddeyi getiriyorsunuz. Anayasa 2'nci madde; hukuk devleti. Anayasa 138/4'te ‘Yasama, yürütme ve idare, mahkeme kararlarının aleyhine karşı bir işlem yapamaz’ deniyor. E, bu özelleştirme kararlarıyla ilgili idare mahkemesinin birçok kararı var. Nasıl getirebiliyorsunuz? Anayasa 10; eşitlik ilkesi. Ya, burada istediğinize veriyorsunuz ve süreyi uzatıyorsunuz, fırsat eşitliği yok. Anayasa 43; sahil şeritlerinde yararlanmada öncelik kamunun olması. Hayır, 5 şirkete ve Katar'a veriyorsunuz. Olabilir mi? Gerçekten defalarca buradan sordum: Sizin sorumluluğunuz bu 5 şirkete, Katar'a mı, 84 milyona mı? 2005 yılında Mersin Limanı özelleştirildi. Şimdi, Lima, Kolin, Cengiz İnşaat, Katar, Albayrak, bunları düşünüyorsunuz, bunlara bedelinin çok altında veriyorsunuz ve uzatıyorsunuz. Bunun hesabının gerçekten sorulmayacağını mı düşünüyorsunuz? O şirketleri korumayın.”