TUAY-DER: İmralı'daki koşullar tüm cezaevlerine yayıldı 2021-12-29 09:01:18 DİYARBAKIR - Amed TUAY-DER Eşbaşkanı Mehmet Emin Güzel, İmralı'daki tecrit koşullarının tüm cezaevlerine yayıldığını belirterek, buna karşı yükselen adalet çığlığına destek verilmesini istedi.  Koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde cezaevlerindeki hak ihlalleri arttı. Özellikle politik tutukluların tutulduğu cezaevlerinde hemen hemen her gün şiddet, hakaret, tedaviye engel, koğuşlara baskın, çıplak arama, kitap ve radyolara el koyma gibi ihlaller gündeme geliyor. Bu ihlallerden en çok etkilenen hasta tutuklular ise bir bir yaşamlarını yitiriyor. Sadece son bir ay içerisinde 5'i hasta 6 tutuklunun cenazesi cezaevinden çıktı. Tüm çağrılara rağmen tahliyeleri engellenen hasta tutukluların cezaevlerinden çıkmasına birçok kez Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen “cezaevinde kalabilir” raporu gerekçe gösteriliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) en son açıkladığı verilere göre halen cezaevlerinde bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Bu listede bulunan 5 tutuklu yaşamını yitirirken, Diyarbakır ve Van'da hasta ve infazlarını tamamlamalarına rağmen tahliyeleri engellenen tutuklular için Adalet Nöbeti başlatıldı.    Amed Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Mehmet Emin Güzel, cezaevlerinde devrede olan uygulamalar ve buna karşı başlatılan eylemleri değerlendirdi.    TECRİT TÜM CEZAEVLERİNE YAYILDI   Güzel, pandemi sürecinde cezaevlerinde koğuşlar arası görüşmelerin kaldırıldığı, iletişimlerin tümden kesildiği, tüm sosyal aktivitelerin askıya alındığını ve işkenceye varan uygulamaların devreye sokulduğunu kaydetti. 23 yıla yakın bir süredir İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik ağır tecridin tüm cezaevlerine yayıldığına dikkati çeken Güzel, "Yıllardır Sayın Öcalan üzerinde bir tecrit politikası uygulanıyor ve bu politikası tüm cezaevlerine yayıldı. Bir tutuklunun cezaevinde arkadaşlarıyla görüşmesinin engellenmesi en büyük tecrittir. Bunun en büyük örneği ise İmralı’dır. Şuan hiçbir cezaevinin koşulu İmralı’dan farklı değil. Tek fark Sayın Öcalan’ın aile ve avukat görüşmelerinden faydalanmaması. Diğer cezaevlerinde farklı olan şey ise tutukların sadece telefon ve kapalı görüş yapabiliyor olmasıdır. Dışarıda pandemi kısıtlamalarında normalleşmeye gidilirken cezaevlerinde baskılar artmaya başlandı. Bu bir anlamda tecrit politikasının yansımasıdır” diye konuştu.    ŞÜPHELİ ÖLÜMLER   İhlallere dair son süreçte aileler ve tutuklulardan derneklerine çok sayıda başvuru yapıldığını aktaran Güzel, bu ihlallerden birisinin infazını tamamlamalarına rağmen tahliyelerin engellenmesi olduğunu kaydetti. Güzel, “Tutukluların infazları Gözlem Kurullarının görüşüne dayandırılarak uzatılıyor. İnfaz Yasası'yla tecavüzcüler, insan kaçakçıları, uyuşturucu bağımlıları, çeteleler tahliye edildi. Ancak bir tek siyasi tutuklulara uygulanmadı. Halen infazı durdurulan adli tutuklular var. Ama ağır hasta olan tutukluların hiçbiri tahliye edilmedi" dedi.    Hasta tutukluların şüpheli ölümlerine de değinen Güzel, "Özellikle Vedat Erkmen ve Garibe Gezer’in intihar ettiğine inanmıyoruz. Çünkü avukatlardan, ailelerden gizli bir şekilde otopsi işlemleri yapıldı. Bu gizliliğin bir nedeni var. Cezaevlerinde haklı veya haksız bir şekilde bulunan tutuklular devlet güvencesinde ve insanlığa yakışır koşullarda tutulmalı. Eğer insanların cezaevinden cenazeleri çıkıyorsa ve ölümler kuşkulu ise sorumlu devlet ve cezaevidir. Yaşanan bu ölümleri açığa çıkarmak ve kaygıları gidermek Adalet Bakanlığı'nın görevidir" şeklinde konuştu.    DUYARLILIK ÇAĞRISI    Kimi başvurularda tutukluların "Sizi cezaevlerinden çıkarmayız" şeklinde tehdit edildiklerini öğrendiklerini ifade eden Güzel, cezaevlerinin her dönem ülkenin kanayan yarası olduğunu ifade etti. Güzel, "Hasta tutuklular tedavi edilmiyor. Hastaneye götürdüklerinde de 15 gün karantinaya alınıyorlar. Zaten tek başlarına yaşamlarını idame ettiremiyor, kalkıp karantinaya alıyorsunuz. Bunun en bariz örneği Mehmet Emin Özkan’dır. Cezaevlerinde siyasi tutuklulara düşman hukuku ile yaklaşılıyor. Kendilerine tehlike, muhalif olarak görüyorlar. Bu nedenle tutuklulara yeni cezalar veriliyor, soruşturmalar açılıyor. Disiplin cezalarıyla infaz süreleri erteleniyor. Mektuplarının gönderilmemesi nedeniyle tepki göstermeleri bile disiplin cezalarına gerekçe yapılıyor" diye kaydetti.    Güzel, tüm bu ihlallere karşı başlatılan Adalet Nöbeti eylemlerinin desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Güzel, şöyle devam etti: "Ailelerimizin başlattığı Adalet Nöbeti’ni destekliyoruz. Onların yanında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Yetkililer annelerin bu nöbetini görmeli ve gerekenleri yapmalı. Başta hak örgütleri olmak üzere siyasi parti temsilcileri ve uluslararası kurumların buna karşı duyarlı olmasını istiyoruz. Hasta tutuklular bir an önce tedavi edilmeli ve tahliye edilmeli. Buna karşı bütün insanların duyarlılık göstermeli" çağrısı yaptı.