Tecride her yerde öfke: Öcalan’a özgürlük 2021-12-23 09:00:52 İSTANBUL - İmralı’daki tecrit 2021’de daha da ağırlaştırılırken, hem PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü hem de tecridin sonlandırılması için ulusal ve uluslararası düzeyde birçok kesim harekete geçti. Uluslararası komployla Türkiye’ye getirilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, 23 yıldır İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde tecrit altında tutuluyor. Teslim edildiği 1999’dan 2011 yılına kadar aile ve avukatlarıyla kısmen de olsa görüştürülen Öcalan, üzerindeki tecrit 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana derinleştirilerek devam ettiriliyor.   2011’den 2019 yılına kadar avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde cezaevlerinde başlatılan açlık grevi sonucunda 5 avukat görüşmesi gerçekleştirebildi. 7 Ağustos’ta yapılan son görüşmenin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçmesine rağmen avukatların İmralı’ya gidişine izin verilmiyor.   “Politik ölüm koridoru” olarak da adlandırılan İmralı’da tecrit, 2021 yılında ise farklı bir boyut kazandı. İmralı’da 7 Mart’tan bu yana hiçbir haber alınamazken yaşanan bu durumu “sistematik işkence” olarak tanımlayan Öcalan’ın avukatları ve ailesi, tecridin kalkması talebiyle 2021 yılı boyunca birçok girişimde bulundu. Yine bir çok ulusal ve uluslararası kuruma başvuran aile ve avukatlar, bu kurumlara görevlerini yerine getirmesi çağrısında bulundu.    Öcalan üzerindeki tecride dair son bir yıldaki gelişmeleri derledik.   AVUKATLARDAN 169 BAŞVURU   Öcalan’ın avukatları 2021 yılında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na toplamda 169 görüşme başvurusunda bulundu. 12 Mart’a kadar yapılan 20 başvuru “mahkeme kararı” gerekçesiyle reddedildi. 12 Mart’a kadar avukatlar, haftada iki kez görüşme başvurusunda bulunurken, bu tarihte Öcalan’ın sağlık durumuna ilişkin sanal medyadaki paylaşımlardan sonra hafta içi her gün başvuru yapmaya başladı.     CEZAEVİ MÜDÜRLÜĞÜ   12 Mart’tan sonra avukatların yaptığı 149 başvuruya ne olumlu ne de olumsuz yanıt verildi. Avukatlar Ocak’ta 8 başvuru yaparken, Şubat’ta 8, Mart’ta 16, Nisan’da 20, Mayıs’ta 18, Haziran’da 22, Temmuz’da 17, Ağustos’ta 20, Eylül’de 15, Ekim’de 9, Kasım’da 8, 23 Aralık’a kadar da 8 başvuruda bulundu. Avukatlar, 17 Eylül’den sonra yaptığı bütün başvurularda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne de başvuruda bulundu.   54 AİLE BAŞVURUSU   Yine 2021 yılı boyunca Öcalan’ın ailesi, 54 görüşme başvurusu yaptı. Aile görüş başvurularından 3’ü “Mahkeme kararı” gerekçe gösterilerek reddedilirken, 51 başvuru ise yanıtsız bırakıldı. Aileler Ocak’ta 4, Şubat’ta 4, Mart’ta 11, Nisan’da 3, Mayıs’ta 3, Haziran’da 4, Temmuz’da 3, Ağustos’ta 5, Eylül’de 4, Ekim’de 4, Kasım’da 7, 23 Aralık’a kadar ise 2 başvuru yaptı. Aileler de 18 Eylül’den sonra yaptığı başvurularda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne de başvuruda bulundu.   AÇLIK GREVİ   İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde 23 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı politik tutukluların 27 Kasım 2020'de başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi, 2021 yılının temel gündemlerinden biri oldu. "Dem Dema Azadiyê ye (Özgürlük Zamanı)" kampanyası kapsamında yapılan eyleme kimi tutuklular 2 ya da 3 kez katıldı. Tutuklular, 12 Eylül'de sona erdirdikleri eylemlerine dair, "12 Eylül faşist darbesini yenilgiye uğratan Amed zından direnişi ruhu, bilinci ve inancıyla direnip, başarı ve zafer kazanacağız" diye kaydetti. Yunanistan'ın Lavrio Kampı ile Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki Mahmur Kampı’nda da benzer taleplerle başlatılan açlık grevi eylemleri de bu açıklamanın ardından yapılan kitlesel yürüyüşle sonlandırıldı.    CPT’NİN ÖCALAN’SIZ ZİYARETİ   Avrupa Konseyi İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi'nden (CPT) bir heyet, 11-25 Ocak 2021 tarihleri arasında Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret sırasında CPT, hükümet yetkililerinin yanı sıra İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcileriyle de görüştü. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın müvekkilliğini yapan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarıyla görüşmemesi tepkilere yol açtı. Avukatlar, İmralı Cezaevi’nin sadece Türkiye için değil, sözleşmelerle Avrupa Konseyi'ne üye tüm devletlerin sorumluluğunda olan ve hukukun tamamen yok sayıldığı bir cezaevi olduğuna işaret ederek, İmralı Cezaevi'ndeki hukuksuz ve keyfi uygulamalara derhal son verilmesi için CPT’ye çağrıda bulundu.   KADINLARDAN CPT’YE MEKTUP   İmralı’da devam eden tecride karşı Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-E) çağrısıyla, Avrupa’daki akademisyen, siyasetçi, insan hakları savunucuları ve sanatçıların da aralarında olduğu 60’ı aşkın kadın ve kadın örgütü, 15 Şubat 2021 tarihinde  CPT’ye mektup gönderdi. CPT ve Türkiye’den karar alıcı siyasilerden, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması istenen mektupta, Türkiye ile yapılan müzakerelerde, tecridin kaldırılması ve Kürt halkına dönük “düşmanlığa” son verilmesi ve barışa indirgenmesinin koşula bağlanması gerektiği vurgulandı.   SANAL MEDYADAKİ İDDİALAR     Uzun bir süre kendisinden haber alınamayan Öcalan’a ilişkin 15 Mart’ta kimi sanal medya hesaplarından yaşamını yitirdiğine ilişkin paylaşımlar yapıldı. Yaşanan bu durumdan kaynaklı toplumda ciddi bir kaygı oluşurken, Asrın Hukuk Bürosu avukatları da, iddiaların ciddi olduğunu belirtilerek, “acil görüşme” talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu. Fakat buna rağmen görüşme başvurusu yanıtsız bırakıldı. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan da yaşananlar karşısında endişelerini belirterek, herhangi bir durumun yaşanması karşısında sorumlunun devlet olduğunu söyledi.   SAVCILIKTAN AÇIKLAMA   Yaşananlar karşısında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili iddialara dair iki gün sonra açıklama yaptı. Başsavcılık Medya İletişim Bürosu’ndan yapılan açıklamada, Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğu ileri sürülerek iddiaları yalanlamakla yetindi. Savcılık avukat ve ailelerin derhal görüşme talebiyle yaptığı başvurulara ise yanıt vermedi.   CPT’Yİ GÖREVE ÇAĞIRDILAR   Avukat ve ailelerin her gün yaptığı görüş başvurularına yanıt verilmemesi üzerine Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 19 Mart’ta CPT’ye başvuruda bulundu. İmralı rejiminin olağanüstü bir rejim olduğuna vurgu yapılan başvuruda, avukatlar CPT’yi acil göreve davet etti.    ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK   2021 yılında Türkiye kentlerinde ve dünyanın dört bir tarafından kutlanılan Newroz’larda Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ana  gündem oldu. Newroz kutlamalarına katılan milyonlarca kişi, Öcalan’ın yaşam ve sağlık koşullarına dair kaygılarını belirterek, özgürlük taleplerini dile getirdi. Gençlerin yoğun katılımıyla geçen 2021 Newroz’unda  İmralı kapılarının açılması istendi.   TELEFON GÖRÜŞMESİ     Toplumda giderek artan kaygılar ve gelişen toplumsal hareketlilik karşısında 25 Mart’ta, Öcalan’a 23 yılda ikinci kez telefon görüş hakkı kullandırıldı. Asrın Hukuk Bürosu, konuya dair yaptığı açıklamada Öcalan ve İmralı’da tutulan bir diğer müvekkilleri Hamili Yıldırım’ın aileleriyle yaptığı telefon görüşmesinin yarıda kesildiğini açıkladı. Avukatlar, İmralı’da tutulan müvekkilleri Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın, tecrit koşullarına karşı protesto olarak telefon görüşüne çıkmadıklarını açıkladı.   ÖCALAN: DEVLET YANLIŞ OYNUYOR   Öcalan ile telefon görüşmesi yapan kardeşi Mehmet Öcalan, görüşmenin sadece 4 buçuk dakika sürdüğünü ifade etti. Öcalan görüşmede, PKK Liderinin, “Sen buraya nasıl geldin? Kim seni getirdi? Nasıl oldu? Nereden arıyorsun?” diye sorduğunu ifade etti. Öcalan, “Ağabeyim, ‘Bu yapılanlar için hem sen hem de devlet yanlış yapıyor. Nedeni şudur; bir yıldır hiçbir şekilde görüşme yok. Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Senin gelmen yanlış ve çok tehlikeli. Devlet de çok tehlikeli. Bu doğru bir şey değil. Bir görüşme olacaksa hukuksal çerçevede olmalıdır. Bir yıl sonra kendi istekleri üzerine telefonla görüşme yaptırmak olmaz. Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir’” dediğini aktardı.   8 AYDIR HABER ALINAMIYOR   Öcalan’la yapılan ve yarıda kesilen bu telefon görüşmesinin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen bir daha haber alınamadı. Avukat ve ailelerin bu süreçte yaptığı başvuruların hiç birine yanıt verilmedi. Haber alınamayan Öcalan için ulusal ve uluslararası düzeyde kuruluşların çalışmaları aralıksız sürdü.    ZAMANI GELDİ: ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK   Bu kapsamda Öcalan'ın özgürlüğü için Güney Afrika Kürt Çalışma Grubu (KHRAG) ve Güney Afrika Sendikalar Konfederasyonu (COSATU) tarafından “Zamanı Geldi: Türkiye'de adil bir barış için Abdullah Öcalan’a özgürlük" kampanyası başlatıldı. Ocak ayında başlatılan ve Birleşmiş Milletler’i (BM) harekete geçirmeyi hedefleyen kampanya çerçevesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben 16 Nisan’da açık mektup yazıldı. Mektupta İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit karşısında BM İşkenceyi Önleme Komitesi (CAT), CPT’nin acil bir şekilde harekete geçmesi gerektiği vurgulandı.   770 AVUKATTAN KAMPANYA   Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) de, 25 Mayıs’ta Öcalan için imza kampanyası başlattı. Kampanyaya imza atan 770 avukat ve hukukçu, Öcalan’ın bir an önce avukatlarıyla görüşmesinin önünün açılmasını istedi. İmza atanların arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, avukat Ercan Kanar da bulundu.   CPT’YE YENİ BAŞVURU   Avukatlar, yaptıkları başvuruya yanıt verilmemesi üzerine bir kez daha CPT’ye başvurdu. Avukatlar 27 Temmuz’da yaptığı başvuruda, müvekkillerine uygulanan avukat, aile ve telefon görüş yasağının son bulmasını talep etti. Başvuruda ayrıca yasakların Mart, Nisan Mayıs ve Haziran ayı boyunca sistematik bir şekilde devam ettiğine, durumun anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğuna işaret edilerek, CPT’yi derhal durumun son bulması için göreve çağırdı.   STÖ’LER HAREKETE GEÇTİ   29 Temmuz’da ise ÖHD, İHD, TİHV ile TOHAV, Öcalan ile tutuklular Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili ihlal kararlarını acil gündemine alması için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvuruda bulundu. Yapılan başvuruda, AİHM’in Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan hakkında verdiği şartlı salıverilme olasılığı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olmalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3’üncü maddesine aykırı olduğu yönündeki ihlal kararlarının Komite tarafından haftalık ve dönemsel tüm toplantıların gündemine alınması talep edildi.   TÜRKİYE ‘ÖZEL HUKUK’U KABUL ETTİ   STÖ’lerin başvurusunun ardından Türkiye, Bakanlar Komitesi’ne iki bildirimde bulundu. Türkiye, 7 Eylül’de verdiği cevapta, 2009’dan bu yana İmralı’da ihlal olmadığını ileri sürdü. Türkiye, “Umut hakkının güvenceye alınması” ve “ağırlaştırılmış müebbet cezasının infazı rejimi hakkında yasal değişiklik” yapılmasına ilişkin bildirimde yer alan tespit ve önerileri görmezden gelerek, cevapsız bıraktı.    Ayrıca CPT’nin daha önceki yıllarda İmralı’nın fiziki koşullarını dair hazırladığı raporu ele aldı. Türkiye, 7 Ekim’de Komite'ye “Eylem Planı” başlığıyla sunduğu ikinci bildirimle de Öcalan ve diğer tutukluların "koşullu salıverilme" hakkının olmadığını belirterek, İmralı'da "özel hukuk" uygulamasını kabul etti.   İMRALI ZİYARET EDİLSİN   İmralı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan ve bütün başvurulara rağmen avukat ve aile görüşleri engellenen Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için ÖHD, İHD, TİHV ve TOHAV’ın yanı sıra Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), 17 Eylül’de CPT’ye başvurdu. İmralı’da uygulanan avukat yasağının 2015 yılında güncellenen Birleşmiş Milletler (BM) Mahpuslara Yönelik Muamelede Asgari Standart Kuralları’na (Nelson Mandela Kuralları), CPT’nin tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na aykırı olduğuna vurgu yapılan başvuruda, CPT’ye sorumluluğu hatırlatılarak İmralı’yı ziyaret etmesi istendi.   AYM HUKUKSUZLUĞU GÖRDEMİ   2015 yılının Mart ayında İmralı Cezaevi'ne götürülen Yıldırım, Aktaş ve Konar’ın sürekli olarak tekrarlanan avukat ve aile görüş talebine rağmen geçen süreç içerisinde Yıldırım 2, Konar ve Aktaş sadece 3 kere ailesiyle görüşebildi. Buna karşı yapılan başvuruların sonuç vermemesi üzerine avkutlar, müvekkilleri hakkında verilen disiplin kurulu kararlarının dosya örneğinin kendilerine verilmesi, haksız ve hukuka aykırı disiplin cezaların kaldırılması için 2020 yılının Aralık ayı içerisinde Bursa İnfaz Hakimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Yapılan bu başvuru reddedildi. Avukatlar, bunun üzerine kararların hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle müvekkilleri Konar, Aktaş ve Yıldırım için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM, 3 kişi hakkında yapılan başvuruyu da "kabul edilemez" buldu. AYM, herhangi bir ihlalin olmadığını ileri sürerek, görüşme başvurularının reddedilmesini "hukuka uygun" buldu.    AYM’NİN ÖCALAN KARARI BEKLEMEDE    Öcalan için AYM’ye yapılan başvuru halen karara bağlanmazken, avukatlar başvuruları reddedilen 3 müvekkilleri için 22-24 Eylül tarihlerinde AİHM’e başvurdu. Başvurularda, aile görüş hakkının anayasa, uluslararası ve insan hakları sözleşmelerle koruma altına alındığına vurgu yapıldı.   ÖZGÜRLÜK GEMİSİ    Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin “Zamanı geldi, Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürdistan’a Barış” kampanyası kapsamında 9 Kasım’da Yunanistan’ın başkenti Atina’dan İtalya’nın Napoli kentine kadar “Özgürlük Gemisi” yolculuğu düzenlendi. Özgürlük Gemisi’nde, Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin davetiyle Almanya, Fransa, İsviçre, Brezilya, İspanya, İsveç, Yunanistan, İtalya ve İngiltere’den bir araya gelen akademisyen, siyasetçi, sanatçı, yazar, barış aktivistleri, kadın hareketi temsilcilerinin yer aldığı 37 isim yer aldı. 3 gün süren yolculukta PKK Liderinin 23 yıl önce Yunanistan’dan İtalya’ya geçtiği tarih olan 12 Kasım’da Napoli’de kitlesel olarak karşılandı. Burada yapılan açıklamada, Öcalan’ın özgürlüğü istendi.    ‘DERHAL GÖRÜŞME BAŞVURUSU’    25 Mart’ta yapılan telefon görüşmesinden sonra aile ve avukatların yaptığı bütün başvuruların reddedilmesi nedeniyle avukatlar, 22-26 Kasım tarihleri arasında Bursa İnfaz Hakimliği başta olmak üzere Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na “derhal görüşme” talebiyle başvuruda bulundu. Avukatlar, yaptığı başvuruda Öcalan ve diğer 3 müvekkillerinden 8 aydır haber alamadıklarını, yaşam ve sağlık durumları, tutulma koşulları, hukuki durumlar ve salgın gibi diğer tedbirlere dair hiçbir bilgiye sahip olmadıklarına dikkat çekti.    Avukatlar ayrıca barolarında içinde bulunduğu birçok sivil toplum örgütüne İmralı’da aile ve avukat ziyaretlerinin önünün açılması için gereken girişimlerde bulunmalarını ve her kurumun insan hakları alanında yüklendikleri misyonu yerine getirmesini istedi.   ÖCALAN’A İKİ YENİ GÖRÜŞ YASAĞI    Avukatların başvurusuna 23 Kasım’da yanıt veren Bursa İnfaz Hakimliği, Öcalan hakkında iki yeni görüş yasağının olduğunu belirterek, görüşme başvurusunu reddetti. Hakimlik, görüşmeye engel olarak Öcalan hakkında 12 Ekim’de 6 aylık görüş yasağının, 18 Ağustos’ta da 3 aylık aile görüş yasağının verildiği kararını gerekçe gösterdi. Ancak yasağa gerekçe gösterilen kararlara dair avukatlara bilgi verilmedi. Ailelere verilen yasağın süresi bitmesine rağmen yapılan başvurulara yanıt verilmiyor.   MECLİS’TE AÇIKLAMA   Yeni cezaların verildiği öğrenilmesinden sonra 1 Aralık’ta Öcalan, Konar, Yıldırım ve Aktaş’ın aileleri, Meclis’te basın toplantısı düzenlemek istedi. Fakat ailelerin Meclis'e girişleri engellenmeye çalışıldı. Buna rağmen Meclis’e girip açıklama yapan aileler, tecridin bir an önce kaldırılmasını ve görüş önündeki engellerin kaldırılmasını talep etti. Aileler, Meclis’teki açıklamasında sonra İHD ve TİHV’e ziyaret gerçekleştirdi.   TÜRKİYE’YE SÜRE VERİLDİ   AK Bakanlar Komitesi, STÖ’lerin başvurusunu 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirdiği toplantılarda gündemine aldı. Komite 3 Aralık tarihinde başvuru karara bağlayarak, Türkiye’deki yetkilileri, genel tedbirlerin uygulanmasında kaydedilen ilerleme hakkında en geç 2022 Eylül ayı sonuna kadar bilgi sunmaya davet etti.   ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK GÜNÜ    İnisiyatif ayrıca 10 Aralık’ı “Dünya Abdullah Öcalan’a Özgürlük Günü” ilan etti. Bu kapsamda dünyanın bir çok yerinde alanlara çıkan Kürtler ve dostları, Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı. Bu kapsamda başta Bakanlar Komitesi olmak üzere bir çok uluslararası kurum önünde nöbet tutan inisiyatif üyeleri, tecridin son bulmasını talep etti.   AVRUPA'DA SEFERBERLİK   Avrupa'da yaşanan Kürtlerin temel gündemi Öcalan'ın özgürlüğü oldu. Yıl boyunca AİHM, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve CPT önünde eylemler yapıldı. Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin “Özgürlük Kazanacaktır; Abdullah Öcalan İçin Harekete Geç” şiarıyla başlattığı eylemi halen devam ederken, geçtiğimiz günlerde de Öcalan’ın içinde bulunduğu ağır tecrit koşularına dikkat çekmek amacıyla hazırlanan dosya CPT'ye sunuldu.    SİSTEMATİK İŞKENCE SON BULSUN   Aile, avukat, hukuk kurumları ve STÖ’lerin bütün başvurularına rağmen 2021 yılı boyunca İmralı kapıları dış dünyaya hiç açılmadı. İmralı’daki bu durumu “sistematik işkence” olarak tanımlayan avukat ve aileler, Türkiye’nin kendi yasalarına uyması ve İmralı kapılarının bir an önce açılmasını talep ediyor.   MA / Ferhat Çelik