Sarısözen: 1003 aydının imzası sağır duvarlarda zırh delici etkisi uyandırır 2021-12-15 09:33:17   HABER MERKEZİ - AKP-MHP iktidarının en büyük uluslararası hukuki dayanağının PKK’nin “terör örgütleri listesi”nde bulunması olduğunu belirten yazar Veysi Sarısözen, “Bin üç aydının imzası, bu sağır duvarlarda ‘zırh delici’ etkisi uyandırır” dedi.    Kürtlere Uluslararası Adalet İnisiyatifi’nin çağrısıyla 30 ülkeden bir araya gelen uluslararası 1003 isim, "PKK terör listelerinden çıkarılsın" kampanyasına katıldı. Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kanada ve Avustralya’da yürütülecek olan kampanyayla, 4 milyon imza hedefleniyor. Toplanacak imzalar, Avrupa Konseyi ve ABD’de insan hakları kurumlarına sunulacak.    Yeni Yaşam Gazetesi yazarı Veysi Sarısözen, kampanyanın önemini ve etkilerini yazdı. Sarısözen, “Avrupa Konseyi’ne 1003 imza” başlıklı yazısında, bugüne kadar birçok kampanyaya tanıklık ettiğini belirterek, “Bugüne kadar nice imza kampanyaları görmüş, yaşamış pek çok insan ‘ne var bunda’ diyebilir. Ben ise ‘bunda çok şey var’ diyeceğim. Çok şeyin olması ne sayısında, ne de niteliğinde gizli değil. İmzaların gönderildiği adreste gizli.  Eğer bu adres Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı olsaydı, ‘ne var bunda’ diyenlere katılırdım” dedi.    SİVİL İTAATSİZLİK   Diktatörlük koşullarında imzaların muhalifler arasında özgüven yaratmak bakımından bir tür “sivil itaatsizlik” eylemi olduğunu dile getiren Sarısözen, “Hatta burada imzaların nitelikçe gücünün yanında, niceliği büyük önem kazanır. Örneğin şu anda ‘Erdoğan istifa, erken seçim’ cümlesinin altına noter tasdikli beş-on milyon imza atılsa, bu imzalar deprem etkisi yaratır. Yaratır da bugünün koşullarında böyle bir kampanya hayaldir. Ama bilinmesi gereken şudur: Hiçbir diktatörlük ‘imza’ ile yıkılmaz. İster bir kamuoyu açıklamasını imzalayın, ister imza karşılığı aldığınız oy pusulasını rejime karşı sandığa atın. Demokrasi için başka araçlar, yöntemler gereklidir, ki bu da şimdiki yazının konusu değil” diye kaydetti.    TÜRKİYE’NİN ASKIYA ALINMASI   1003 ismin “PKK’yi terör listesinden çıkarın” talebinin Avrupa Konseyi’ne olduğunu hatırlatan Sarısözen, “Önemli olan ise bu imzaların toplandığı zamanlamadır. Bilindiği gibi, Avrupa Konseyi şu sıralar Kavala ve Demirtaş hakkında AİHM’in verdiği tahliye kararlarını uygulamayan Türk devletini Avrupa Konseyi’nden çıkarmaya ya da üyeliğini askıya almaya hazırlanıyor. Tam bu esnada bin üç aydın şu gerçeği AK’nin masasına koyuyor: Önünüzdeki Kavala ve Demirtaş dosyası, Avrupa Konseyi’nin ‘PKK’yi terör örgütleri listesine’ koymasının doğrudan doğruya bir sonucudur. Öyle ki, siz daha bu dosyalarla ilgili sorunu çözemeden, karşınıza muhtemelen kapatılan HDP’nin dosyası ve onunla birlikte en az üç yüz HDP yöneticisinin dosyası yığılacaktır” diye belirtti.    AKP-MHP’NİN HUKUKİ DAYANAĞI   AKP-MHP iktidarının en büyük uluslararası hukuki dayanağının PKK’nin “terör örgütleri listesi”nde bulunması olduğuna dikkat çeken Sarısözen’in yazısı şöyle: “Nitekim şu anda PKK’nin yanısıra ‘FETÖ’ adı altında Gülen Cemaati’ni rejimin ‘terör örgütü’ olarak nitelemesi dünya ölçeğinde kabul görmemiştir. Bu durumda PKK’nin de ‘terör örgütleri listesinden’ çıkarılması, şu anda Türkiye’deki tüm baskı, şiddet, gözaltı, tutuklama ve fiilen ölüme mahkum etme yönündeki tüm uygulamaların uluslararası temelini ortadan kaldırır. Böyle olunca ülkedeki tüm muhalefet de ‘terör örgütleriyle iltisak, irtibat’ şantajından kurtulur. Kavala ve Demirtaş bu şantaj sayesinde rehin alınmıştır.    1003 AYDININ ZIRH DELİCİ ETKİSİ   Evet, Türkiye’de en küçük bir ‘reform’ bile rejim tasfiye edilmeden ya gerçekleşemez ya da rejimin daha beter uygulamalarını perdelemek amacına hizmet eder. Ama Avrupa’da küçük ya da büyük reformlar için elbette nice engelin yanında önemli imkanlar da vardır. Avrupa Konseyi’nin sağır duvarlarını topa tutmak gerekmez, bin üç aydının imzası, bu sağır duvarlarda ‘zırh delici’ etkisi uyandırır. Şu anda Kavala ve Demirtaş dosyasını inceleyen Konsey üyesi devlet temsilcileri bilelim ki, bin üç imza üzerinde de düşünmek durumundadır.    SUSKUNLUKTA DELİK AÇILMIŞTIR   Elbette kısa erimde olumlu bir sonuç beklenemez. Ama şöyle düşünün: Rejim son bulmuş olsun. Sorumlular yargı önüne çıkarılıyor olsun. AKP ve MHP, bir Başsavcı tarafından ‘silahlı, İslamcı ve ırkçı terör örgütü’ olarak suçlanıyor olsun. Derken bu suçlama bir yargı kararına dönüşüp Avrupa Konseyi her iki partiyi terör örgütü listesine eklemiş olsun.    Ve… Diyelim ki Ahmet Hakan ‘AKP ve MHP’yi terör örgütleri listesinden çıkarın’ diye imza toplamaya kalksın. Ne olur? A. Hakan o gün ‘MHP’yi biliyordum da meğer AKP de terör örgütüymüş’ diyeceği için bu iş olmaz. Bin üç imza sanılandan çok önemlidir. Suskunlukta delik açılmıştır. Büyüyecektir. "