Gülüm: Kadın özgürlük mücadelesinde ısrar etmek gerek 2021-12-04 09:50:20 ANKARA - Kadının seçme ve seçilme hakkı için iktidar ve erkekle mücadele etmek durumunda kaldığını vurgulayan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, siyaset yasağı istenilen kadınlara değinerek, “Kadın özgürlük mücadelesinde ısrar etmek gerekiyor” dedi.  Kadınların mücadelesiyle seçme seçilme hakkını elde ettikleri 5 Aralık 1934’ten bu yana 87 yıl geçti. Ancak tüm kadın kazanımlarına olduğu gibi seçme ve seçilme hakkına yönelik de saldırılar söz konusu. Geçen 87 yıl içinde kadınlar, kazandıkları hakkı fiilen kullanabilmek için de mücadele etmek zorunda kaldı. Birçok kadın siyasetçi gözaltına alındı, tutuklandı. Yerel yönetimlerde kadınları ikinci plana atan uygulamaların devamında seçilmiş belediye eşbaşkanı kadınlar tutuklandı, gözaltına alındı, yerine kayyım atandı.    EŞİT TEMSİLİYETE İKTİDARDAN RET   Kadınların temsiliyetinin yüzde 17 olduğu Meclis’te de uygulamalar aynı. Meclis’te yüzde 50 eşit temsil talebiyle verilen kanun teklifi 1 Aralık’ta AKP-MHP oylarıyla reddedildi.    EN YÜKSEK TEMSİLİYET HDP’DE   Kadın temsiliyetine önem veren ve tüzüğünde en az yüzde 50 kadın kotasına yer veren Halkların Demokratik Partisi (HDP), Meclis’te en fazla kadın milletvekili olan parti. HDP’de 56 milletvekilinden 23’ü kadın. HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, kadın siyasetçilere yönelik baskıyı ve saldırıları da değerlendirerek yine de yüzde 50 kadın kotasına ulaşmadıkları için özeleştirisel yaklaşmaları gerektiğini vurguladı.    Gülüm, seçme ve seçilme hakkına, kadınların bu haklarını kullanmaları önündeki engellere ve verilen mücadeleye dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.    EN YÜKSEK ORAN 2015’TE   Kadınların seçme hakkını kullanırken bile baskı altında kalabildiklerine işaret eden Gülüm, “Özellikle erkeklerin baskısı altında, erkeğin istediği partiye oy verme gibi basınç altında da kalabiliyor. Sadece seçilme değil seçerken de irademizin gaspedildiği durumlar yaşanabiliyor. Ama özellikle seçilme meselesinde oranların çok düşük olduğunu görüyoruz. En yüksek oran 2015 7 Haziran seçimlerinde yüzde 17. 6 seviyesinde parlementoda kadın temsili var. Bu temsili sağlayan partimizdeki kadın kotası ve buna dair pratiğimizin sonucunda kadın vekillerin ağırlıklı olarak HDP’den Meclis’e girmiş olması. Ama diğer partilerde oran çok düşüktü” diye belitti.   YÜZDE 50’Yİ UYGULAYAN YOK    Parlementoda hala en yüksek kadın oranının yüzde 38 ile HDP’de olduğunu vurgulayan Gülüm, “Ama bizim en az yüzde 50 kadın kotamız var. Biz de bunu tutturamamış durumdayız.  Bu konuda kendimize de özeleştirel bakmak gerekiyor. Ama genel olarak diğer partiler de bu oranlar zaten çok düşük. Zaten partilerin tüzüklerine de baktığımızda asgari yüzde 50’yi uygulayan yok. Dolayısıyla aslında Meclis’te yüzde 17 gibi bir oranla kadınlar temsil edilebiliyor. Oysa ki yaşamın yarısını kadınlar oluşturuyor ama kadınların karar alma mekanizmalarında düşük sayıda bulunuyorlar. Yine yerel yönetimlerde durum aynı. Hatta yerel yönetimlerde kadın sayısı çok daha az. Belediye başkanlığı, erkeklere mahsusmuş gibi algılanır ve erkek egemenliğinin yarattığı anlayış, kadınlara yerel yönetimlerde yer vermez” ifadelerini kullandı.     EŞBAŞKANLIK SİSTEMİNE SALDIRI    Yerel yönetimlerde kadınların varlığının HDP’nin eşbaşkanlık sistemiyle çoğaldığını hatırlatan Gülüm, “Kayyım darbesi gelmeden önce, aldığımız tüm belediyelerde eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet uyguladığımız için kadın sayısı oldukça yüksekti. Ama kayyım darbesi; kadın özgürlük mücadelesine, temsiline ve siyasete katılımının önünü kesen uygulamalardan bir tanesiydi. Diğer yandan kadın özgürlük mücadelesine iktidarın da saldırısı var. Çünkü iktidar, kadınların siyasete katılımını, irade olmasını engellenmeye çalışıyor. Kadınların kendileri ve yönetimsel alanlara ilişkin söz sahibi olmasının önüne geçmeye ve kadınları dört duvar arasına evlere hapsetmeye çalışıyor. Bu nedenle özellikle seçilmiş kadınlara ve eşbaşkanlık sistemimize yönelik bir saldırı dalgası başlatmış durumda. Hem kayyım darbesi hem milletvekillerimize yönelik fezlekelerle hem de davalarla bu saldırı dalgasını sürdürüyorlar” şeklinde konuştu.   SİYASET YASAĞI GETİRİLEN KADINLAR    Kobanê Davası’nda da eşbaşkanlık sisteminin, eşit temsilin yargılama konusu yapılmak istendiğine dikkati çeken Gülüm, kadın özgürlük mücadelesinin ilegalize edilmeye çalışıldığına dikkati çekti. HDP’ye yönelik kapatma davasının da benzer yerden ilerlediğine işaret eden Gülüm, “Siyaset yasağı istenilenler arasında kadın sayısı oldukça fazla. Bu dava özelde kadın özgürlük mücadelemize yönelik bir saldırı. Biz bir yandan kadınların siyasette temsilini güçlendirmeye çalışırken, diğer yandan iktidar tarafından mücadelemizi geriletmeye yönelik hamlelerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu anlamıyla mücadele sürüyor, bir geri çekilme durumumuz yok. Hayattın bir parçasıyız, karar alma mekanizmalarında olacağız. Kendimizle ilgili kararlarda erkeklere söz hakkı yok, karmaya ilişkin kararlarda ise eşit söz hakkımız var” diye belirtti.   MÜCADELE PARTİLERİ ZORLUYOR   Meclis’e sunulan yüzde 50 cinsiyet kotasını içeren kanun teklifine dair konuşan Gülüm, “Biz asgari yüzde 50 kotası diyoruz. Çünkü cinsiyet kotası denildiğinde yüzde 50 erkek sayısını da garantilemiş oluyorsunuz, biz ise asgari yüzde 50 kadın kotası diyoruz yani daha fazla da olabilir. HDP olarak daha önce de bunu defalarca dile getirdik, bu teklife de destek verdik ancak talep reddedildi. Ama partiler önce kendi içlerinden bunu uygulamaya başlaması gerekiyor. Ardından Meclis’e taşınarak bu noktada yürütülmesi gerekiyor. Kadın düşmanı politika üreten bir iktidarın zaten buna ‘evet’ demesi beklenemezdi. Her ne kadar tüm bu yasal düzenleme ve taleplerimize ‘hayır’ deseler de tüm dünyada gelişen kadın özgürlük mücadelesi diğer partileri de zorluyor. Kadına yönelik şiddete ‘hayır’ demek zorunda kalıyorlar. Göstermelik de olsa bir takım düzenlemeler yapmak zorunda kalıyorlar. Bu da kadın mücadelesinin bir sonucu olarak gelişiyor ” ifadelerini kullandı.   KADIN SİYASET ANLAYIŞI   Kadın siyaset tarzına dikkati çeken Gülüm, “Dayanışmayı ürettiği, kolektif aklı ortaya çıkardığı, hiyerarşik mekanizmaları reddeden ve ortak mekanizmalar üzerinden yürümeyi hedefleyen bir siyaset aklı gerekiyor. Militarist yaklaşım değil aksine barışı ve sorunların çözümü tartışarak öncelik alan bir siyaset aklının yerleşmesi gerekiyor. Dilin değişmesi gibi bir derdimiz var. Siyasetteki dil erkek dili. Yeri geliyor Meclis’te küfürlerin dahi kullandığı zamanlar oluyor. Dilin toplamının erkek üzerinden tariflendiği kelimeler kullanılıyor. Bunlara sık sık müdahale etmek durumunda kalıyoruz. Rekabetçi aklı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu anlamda siyasete bir kadın tarzını yerleştirmeye çalışıyoruz. Birilerinin adımıza masa başında oturup karar vermediği, toplumun ihtiyaçları ve talepleri üzerinden şekillenen bir karar mekanizmasını oluşturmaya, kadın siyaset anlayışını yerleştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.   ÇÖZÜM KADIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ   Kadın özgürlük mücadelesinin önemine değinen Gülüm,  “Parti olarak belirlediğimiz yüzde 50 kotasına ulaşamamamız üzerinde düşünülmesi gereken bir mesele. Bu nedenle kadın çalışmaları, parti içi erkek egemenliği tartışmalarını çok fazla yaptık. Erkek egemenliğine karşı çözümün kadın örgütlülüğünden geçtiğini düşünüyoruz. Hem parti içindeki kadın örgütlenmesinin güçlü olmasından hem de parti dışında tüm kadın mücadeleleriyle yan yana duruşu, daha güçlü dayanışma mekanizmaları kurmaktan geçtiğini düşünüyoruz. Bağımsız kadın örgütleri bu anlamda çok önemli. Bu anlamıyla onlarla sürekli dayanışma içerisinde olmak ve mücadele zeminlerinin birlikte örmek gerekiyor. Biz bu dönem özellikle bu konularla da mücadele veriyoruz ve önümüzdeki dönem için kararlıyız yüzde 50 kotayı kesin tutturacağız. Hatta daha fazla olabilir ve seçimlere bu kararlılıkla gireceğiz” diye ifade etti.   KADIN DİRENCİ    Seçilmiş kadın siyasetçilerin yargılanmaya çalışıldıkları davalardaki tutumlarına da değinen Gülüm, “Erkek yargıyı çok iyi anlatıyorlar. İçeride dışarıda nerede olursa olsun kadınlar mücadelelerini sürdürüyor. İçerideki arkadaşlar çok üretkenler, Kadınların direnci daha yüksek çünkü çoklu bir saldırıyla karşı karşıya kalıyorlar ve çok yönlü mücadele veriyorlar. Tüm bunlar bizi daha da güçlü kılıyor” şeklinde konuştu.   MA/ Zemo Ağgöz