Öcalan: Taviz koparmaya çalışıyorlar 2021-12-02 09:50:07 HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, aile ve avukat görüşlerinin engellenmesiyle taviz koparılmak istendiğini belirterek, “Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Devlet yanlış oynuyor” uyarısında bulundu.  Küresel güçlerin ortaklığıyla 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılan PKK Lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’ye teslim edildiği 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor. 23 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Öcalan, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. 27 Temmuz 2011’den sonra “hava muhalefeti” veya “koster bozuk” gerekçeleriyle yaşanan engellemeler, 2013-2015 yılları arasında “çözüm” adı altında İmralı Heyeti ile yapılan görüşmeler sırasında da devam etti. 20 Temmuz 2016’da Olağanüstü Hal (OHAL) ilanıyla yasal kılıfa büründürülen engellemeler, 4 kez 6’şar aylık yasaklarla sürdürüldü.    YASAL KILIFA BÜRÜNDÜRÜLDÜ   Avukat görüş engeli, bu kez Bursa 1’inci İnfaz Hakimliği’nin 13 Mart 2019’da aldığı 2019/1299 esas, 2019/1300 sayılı kararıyla “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun Gereğince Hükümlüler Hakkında Getirilen Kısıtlamalar” içeren 5275 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi kapsamında Öcalan ile İmralı Adası’nda tutuklu bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım hakkında aldığı 6 ay yasak kararıyla sürdürüldü.    2019’DA 5 GÖRÜŞME    İmralı tecridine karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’te başlattığı açlık grevi eylemlerinin devam ettiği 20 Mart 2019’da, avukatlar görüş yasağına karşı Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Başvuruyu karara bağlayan mahkeme, başsavcılığın 17 Nisan’da verdiği mütalaa doğrultusunda 13 Mart’ta itirazın kabulüne karar verdi. Bursa İnfaz Hakimliği’nin verdiği avukatların müvekkilleriyle görüştürülmemesi kararının kaldırılmasıyla, avukatlar 2 ve 22 Mayıs, 12 ve 18 Haziran ile 7 Ağustos 2019’da 5 ayrı görüşme gerçekleştirdi. Ancak bu tarihten sonra avukatların yaptığı başvurular, ya yanıtsız bırakıldı ya da reddedildi.    AVUKAT GÖRÜŞÜ YASAKLARI    Avukatlarıyla yaptığı görüşmelerde yaptığı değerlendirmeler gerekçesiyle Öcalan’a verilen disiplin cezaları, bu kez aile ve avukat görüş yasağına gerekçe yapılmaya başlandı. Öcalan ile ilk avukat görüş yasağı, 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı "Yol Haritası" gerekçesiyle 23 Eylül 2020’de getirildi. Verilen bu ceza 23 Mart 2021’de dolmasına rağmen avukat görüşleri sağlanmadı. Avukatların “derhal görüşme” talebiyle 22 Kasım’da Bursa İnfaz Hakimliği'ne yaptığı başvuruyla, Öcalan hakkında 12 Ekim’de 6 ay görüş yasağı kararı verildiği ortaya çıktı. Ancak bu kararın gerekçesi de avukatlara tebliğ edilmedi.   AİLE GÖRÜŞÜ YASAKLARI    Avukat görüşleri engellenen Öcalan’ın, aile ve vasi görüşleri de benzer şekilde engelleniyor. 15 Temmuz 2015 darbe girişiminin ardından kaygıların artması üzerine 50 Kürt siyasetçi 5 Eylül 2016’da Öcalan’la görüşme talebiyle açlık grevi eylemi başlattı. Eylemin devam ettiği 11 Eylül 2016’da kardeşi Mehmet Öcalan, İmralı Adası’na giderek ağabeyiyle bir görüşme gerçekleştirdi. Ancak bu görüşmeden sonra yapılan aile ve vasi görüşmeleri, ya yanıtsız bırakıldı ya da gerekçe gösterilmeden reddedildi.    Öcalan, 3 yıl aradan sonra DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevinin sürdüğü 12 Ocak 2019’da, kardeşi Mehmet Öcalan ile yarım saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Öcalan, 5 Haziran ve 12 Ağustos 2019 tarihlerinde de bayram dolayısıyla kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşme sağladı. Görüşmelere dönük engellemelerin sürdüğü 27 Şubat 2020’de İmralı Adası’nda çıkan bir yangın, kamuoyunda kaygılara neden oldu. Artan tepkiler üzerine Mehmet Öcalan, 3 Mart 2020’de İmralı Adası’nda bir görüşme gerçekleştirdi.    KESİNTİLİ TELEFON GÖRÜŞMESİ    Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kamuoyunda artan kaygılar üzerine Öcalan, 21 yıl boyunca tutulduğu İmralı’da ilk kez telefon görüş hakkını kullanabildi ve 27 Nisan 2020’de kardeşi Mehmet Öcalan’la telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili iddiaların kamuoyunda kaygıya neden olması üzerine 25 Mart’ta bir kez daha kardeşi Mehmet Öcalan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Mehmet Öcalan, bu görüşmenin 4 buçuk dakika sürdüğünü ve yarıda kesildiğini duyurdu.    VOLTA CEZASI!   Öcalan ile son temasın sağlandığı 3 Mart 2020’den sonra disiplin cezaları verildiği ortaya çıktı. Öcalan’a 30 Eylül 2020 tarihinde Disiplin Kurulu tarafından aile görüşmelerinin 3 ay süreyle yasaklanması cezası verildi. Bu ceza sonrası geçtiğimiz Ocak ayında, 3 aylık görüşmeyi yasaklayan yeni bir disiplin cezasının verildi. Görüşler engellenirken, Öcalan’ın Eylül 2018’de “spor faaliyeti” sırasında “volta attığı” gerekçesiyle 3 ay aile görüşünün engellendiği de ortaya çıktı. Yapılan son başvuruda Öcalan’a avukat görüş yasağıyla birlikte 18 Ağustos’ta 3 ay aile görüş yasağı verildiği ortaya çıktı. Aile, vasi ve avukat görüşleri engellenen Öcalan’dan 8 aydır haber alınamıyor.    'BENDEN TAVİZ KOPARAMAZLAR'   İmralı’da yapılan görüşmelerde Öcalan, avukat ve aile görüşlerinin engellenmesinin taviz koparmaya yönelik olduğunu belirtti. İlk avukat görüşünün engellendiği 27 Temmuz 2011’den sonra 12 Ekim 2011’de ailesiyle görüşen Öcalan, “Doğrular varsa doğruyu yaparız, yanlışlar varsa yanlış deriz. Kimse bizden fazla bir şey beklemesin. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek zorundayız. Eğer on yıl da burada tek başına kalsak, kimse görüşe gelmese dahi yine doğruları yapmak zorundayız. Sizi ve avukatları getirmiyorlar. Bu şekilde benden taviz koparacaklarını sanıyorlar! Burada on yılda tek başıma kalsam, bu şekilde benden taviz koparamazlar. Doğrulardan taviz vermem. Sizin buraya getirilmeniz de işte görüştürüyoruz demek içindir. Bütün haklarımızı gasp ediyorlar, ara sıra görüştürerek bunu örtbas etmeye çalışıyorlar” dedi.    REHİNE OLARAK TUTUYORLAR   Öcalan, İmralı Heyeti ile 7 Haziran 2013’te yaptığı görüşmede,“Geçenlerde Bursa Başsavcısı geldi. Ona dedim ki, kardeşim Mehmet bile gelmiyor; ailemdir, onu bile getirmiyorsunuz. Zaten süreç nedeniyle üç yıl avukatlarımın gelmemesini mesele etmedim, sabrettim. Ama şimdi yaptığınız tam bir rehine durumu değil midir dedim. Demek ki beni rehine gibi tutuyorlar. 3 Ocak’ta Mehmet geldiğinde ona şu uyarıyı yaptım: Birkaç hafta sonra hava muhalefeti falan olmazsa, seni getirmezlerse, kör bir bıçak al, direniş konumuna geç; seni getirmezlerse demek ki bir sıkıntı var dedim. Bunu örnek olarak söylüyorum” diye belirtti.    SON GÖRÜŞME: DEVLET YANLIŞ OYNUYOR   Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart’ta yaptığı kesintili telefon görüşmesinde, şu uyarılarda bulundu: “Bu yapılanlar için hem sen hem de devlet yanlış yapıyor. Nedeni şudur; bir yıldır hiçbir şekilde görüşme yok. Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Senin gelmen yanlış ve çok tehlikeli. Devlet de çok tehlikeli. Bu doğru bir şey değil. Bir görüşme olacaksa hukuksal çerçevede olmalıdır. Bir yıl sonra kendi istekleri üzerine telefonla görüşme yaptırmak olmaz. Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa, bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir.”   MA / Özgür Paksoy