Silivri Cezaevi'nden mektup: Bize kimliksizlik dayatılıyor 2021-11-25 09:03:24 İSTANBUL - Silivri Cezaevi’nde sevk edilen ve halay çektiği gerekçesiyle disiplin cezası alan tutuklu Mehmet Salih Erol, "terör kimliği" dayatmasına dair, "Bize kimliksizlik dayatılmakta, adli mahkumlar gibi davranmamız istenmekte" dedi.  Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne 8 Ekim’de gardiyanlar ve askerler koğuşlara baskın düzenledi. 5 No’luda bulunan yaklaşık 150 tutuklu, 2,3 ve 7 No’lu cezaevlerine sevk edildi. 7 No’lu Cezaevine sevk edilen tutuklulardan Mehmet Salih Erol, sevk sırası ve sonrasında yaşananları gönderdiği mektupla anlattı.     HER ŞEYE EL KONULDU   8 Ekim akşamında koğuşlara gelen gardiyanların “Hazırlanın, topluca gidiyorsunuz” dediğini aktaran Erol, sonrasında sevklerin başladığını ifade etti. Sevk sırasında, ringde ve 7 No’lu girişinde "kötü ve keyfi" uygulamalarla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Erol, çıplak arama dayatılmasına maruz kaldıklarını ve bunu kabul etmediklerini belirtti. Eşyalarının hemen hemen tümüne el konulduğunu kaydeden Erol, "Kitaplarımız, defterlerimiz (boş-dolu fark etmeksizin), kalemlerimiz, mektuplarımız, radyolarımız, renkli kağıtlarımız, zarflarımız, çorap ve iç çamaşırlarımız, liflerimiz, havlularımız… hepsi  ‘sonra verilecek’ denilerek alındı” diye belirtti.   İLETİŞİM KOPTU   Erol, mektubunda şu bilgileri paylaştı: “Sırf zamanı öğrenmeyelim diye bize saat bile verilmedi. Yani ta ki TV’yi taktırıp zamanı öğrenene kadar zamansız bırakıldık. Buraya üç koğuş (F-2, F-10 ve F-8) olarak getirildik. Şu an iki koğuşuz. Yani üç koğuştan iki koğuş yaratıldı. Her koğuş bir koridorda ve birbirimizden uzağız. İletişim yok. Hiçbirimiz öbür koğuşta ne olup bitiyor haberdar değiliz.”    KİRLİ KOĞUŞLAR   Götürüldükleri koğuşun küflü, nemli ve kirli olduğunu ifade eden Erol, “Çöplük gibiydi, duvarlar yine kırık dökük ve isliydi. Üç gün uğraştık, ancak yaşanılabilir bir düzeye getirdik. Yine üç gün çarşafsız ve yorgansız bırakıldık. Havalandırma desen tel kafesli. Yani gökyüzünü ancak bir kafesin ardından görebiliyoruz. Yani bir yudum nefesimizi bile kafeslemişler” diye kaydetti.    KİMLİK DAYATMASI     Erol, 7 No’luda götürüldükleri koğuşlarının "FETÖ"den tutuklu kişilerin bulunduğu koğuşun ortasında olduğuna dikkati çekerek, bu durumun ciddi provokasyonlar yaratabileceği uyarsında bulundu. Erol, “Tüm bunları protesto etmek için geçen hafta görüşe çıkmadık. Bize kimliksizlik dayatılmakta, adli mahkumlar gibi davranmamız istenmekte ve tahrikler geliştirilmekte” ifadelerini kullandı.      HALAY ÇEKENE TAHLİYE YOK   Erol, devamla şunları belirtti: "Temizliği bir halayla kutlayalım dedik arkadaşlarla. Meğerse bu toprakların kadim bir geleneği olan halay, burada yasakmış. Çünkü idare ‘Vay siz misiniz halay çeken?’ diyerek hepimiz hakkında disiplin soruşturması başlattı. Bu soruşturma kaynaklı tahliyesi gelen arkadaşlarımız tahliye edilmemekte. Radyolarımıza da el konuldu. Yani dışarıda ne olup bittiğinden bihaberiz. TV’de ise sadece havuz medyası var. Tek bir muhalif sese bile izin verilmiyor. Bu anlamda sizler bizim dışarıdaki sesimiz, gözümüz, kulağımızsınız. Nefesimiz, özlemlerimiz ve kutsal özgürlük düşlerimizsiniz."