ÖHD: 2020 yılında 385 çocuk katledildi 2021-11-23 22:47:19   İSTANBUL- ÖHD İstanbul Şubesi Öğrenci Stajyer Avukat Komisyonu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında gerçekleştirdiği panelde, Kürt çocuklarının sistematik halde katledildiğine dikkat çekerek, 2020 yılında 385 çocuğun katledildiğini paylaştı. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Öğrenci Stajyer Avukat Komisyonu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında, “Kürt illerinde savaş, savaş artığı ve kamu gücü tarafından/nedeniyle öldürülen ve yaralanan çocuklar” konulu online panel düzenledi. 2 bölümden oluşan panelin 1’inci kısmı, “Bir politika olarak: 2000’den günümüze Kürdistan’da yaşanan çocuk ölüm ve yaralama verileri, biçimleri ve Kürdistan’da çocukluk hafızası”, 2’inci kısmı ise, “Yargılama süreci ve cezasızlık politikası” şeklinde ilerledi. Moderatörlüğünü ÖHD’li avukat Veysel Demirkaya’nın yaptığı panelde, stajyer avukat Yasemin Soyman ve hukuk öğrencisi Xemgin Yusuf Görücü yer aldı. 1990’LARI ANIMSATMAYAN SÜREÇ İlk olarak sözü alan Xemgin Görücü, 2000’den itibaren bölgede yaşanan çocuk ölümlerinin bir politika olduğunu ifade etti. Görücü, örnek olarak 12 yaşında 13 kuruşunla yaşamını yitiren Uğur Kaymaz’a işaret etti. Katledilen çocuklarının her birinin bir hikayesi olduğunu belirten Görücü, katledilen çocukların hiçbir zaman çocuk oluşunun değerlendirilmediğini vurguladı. Özellikle 2000 yılından sonrası üzerinde çalışma yürüttüklerini paylaşan Görücü, “AKP iktidarı bu süreçte iktidara geldi ve 1990’ların unutulmaya çalışıldığı ama 1990’ları anımsatmayan bir süreci yaşıyoruz” dedi. ‘2020’DE 385 KÜRT ÇOCUĞU KATLEDİLDİ’ Bu politikanın yıllara göre şekillenmiş tutarlı bir politika olduğunu söyleyen Görücü, “Savaşa 1’inci dereceden temas eden çocuklar var. Çocukların hafızası öldürülme, yaralama ve tanıklık olma haline geldi. Çocukların etkilenmesini toplumsal olarak farkına varmak gerek. Kürdistan’da çocuk ölümlerinin çok fazla mayınlarla gerçekleşiyor. 2000- 2005 yıllarında 80 çocuk ölümleri var ve bu ölümler mayınlarla gerçekleşiyor. 2018’de Efrin, 2019’da GreSipi’de yaşanan savaştan dolayı Nusaybin’de çocuklar öldü. 2020-2021 yılında çok sayıda el bombaları ile ‘dur ihtarına’ uymadığı gerekçesiyle Kürdistan’da ve Türkiye’de çok sayıda çocuk ölümü gerçekleşti. Son yılda 1 ve 12 yaş aralığında toplam 385 çocuk katledildi. Sürekli kendine var eden bir savaş politikası güdülmüş. Bunun da çocuklar özelinde nasıl etkilendiğini görebiliyoruz” diye belirtti. SİSTEMATİK İLERLEYEN ÇOCUK KATLİAMI Kürt çocuklarının ölümünün sadece bölge kentlerinde yaşanmadığının altını çizen Görücü, Kürtlerin yoğunluklu yaşadığı Adana, Mersin ve İstanbul gibi illerde de yaşandığını kaydetti. Görücü, “Bu politika tutarlı bir politikadır. Bu anlamda Kürt çocuklara yönelik katliamlar gerçekleşiyor. Çok sistematik ilerleyen, çocukları yakarak savaş uçaklarıyla katledilen bir politika söz konusu. Bu tutarlılığın bilincinde olmak gerekir” diye ifade etti. ‘ÇÖZÜM SÜRECİNDE DEVLET BELLİ ETTİRDİ’ 2015’de çözüm sürecinde PKK Lideri Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmelerde devletin, katliamda ısrarcılığının bir kez daha gördüklerini vurgulayan Görücü, “Kürdistan da bir öldürülme biçimi olarak da 1990’lardan beri bir sistematik hale bürünen köpek saldırtması var. Bu politikaya sadece sayıyla yaklaşılmaması gerek, bu politika sistemli şekilde ilerliyor” değerlendirmesinde bulundu. ‘KÜRT ÇOCUKLARI HEDEF ALINIYOR’ Stajyer avukat Yasemin Soyman da, Kürt çocuklarının ölümlerinin çok fazla olmasının politik süreçle bir bağlantısının olduğuna dikkati çekerek, ölümlerin kırsal alanda yoğunlaştığını kaydetti. Bölgede çocukların en fazla kara mayından yaşamını yitirdiğini belirten Soyman, 2006 ve 2009 süreci kırsal kesimden, şehre giren bir savaş süreci var. Toplumsal eylemlerde gerçekleşen olaylardan etkilenen Kürt çocukları var. Diyarbakır’da bulunan Koşu yolu Parkı’nda Türk İntikam Tugayları (TİT) tarafından 12 Eylül 2006 yılında gerçekleşen katliamda 9 Kürt çocuğun yaşamını yitirmesi, 2009 da Mardin’in Mazıdağı ilçesinin bulunan bilgeli köyünde korucular tarafından gerçekleşen katliamda 7 çocuğun yaşamını yitirmesi, Roboski katliamında 20 çocuğun yaşamını yitirmesi buna örnektir. Çözüm sürecinde 65 çocuk ölümü var ve bunlardan 49’u silahlı ölümdür. Bu doğrudan Kürt çocuğunu hedef almadır. Ayrıca Kürdistan’da hala devam eden zırhlı araçların katlettiği çocuk ölümleri var. Buda savaş sürecinin şehirlere indiğini gösteriyor” şeklinde konuştu. DEVLET POLİTİKASI Panelde son olarak söz alan avukat Gazal Bayram Koluman ise, Türkiye ve Kürdistan özelinde yaşam hakkının korunamadığını ifade ederek, kolluk kuvvetleri tarafından köy yakmaları, çocuklara tecavüz girişimleri ve ailelerinin yüzlerine bakamayacak çocuklar var. Bu bir devlet politikası ve asimilasyon politikası olarak karşımızda duruyor” dedi. HENÜZ YÜZLEŞİLMEDİ Kürt çocuklarının sistematik halde katledilmesine dikkati çeken Koluman, devletin etkin bir yargılama yapmadığını söyledi. Koluman, temel meselenin devletin izlediği güvenlikçi politikalar olduğunu belirterek, “Bu çocukların Kürt çocuğu olmasından kaynaklı katledilmeyi hak eden ve bunu doğrulayan sistem var ortada. Bu politika kabul edilemeyen, doğuştan Kürt olmasından kaynaklı suçlu olarak adlandırılan ve öldürülmeyi hak gören bir algı var. Çocuklar bu şeklide öldürülüyor. Ama henüz hiçbirisiyle yüzleşilmedi” ifadelerini kullandı. ZIRHLI ARAÇLARIN BÖLGEDE ETKİSİ Bölgede özel savaşın bir ürünü olan zırhlı araçların Kürt çocuklarını katletmesine de değinen Koluman, son 10 yılda yaşamını yitiren 63 kişiden 20’sinin çocuk olduğu bilgisini paylaştı. Koluman, “Bu cezasızlık politikasının bir ürünüdür. Bu ölümleri katmerleştirerek artıyor demek mümkün. 2017 yılında evinde uyuduğu sırada zırhlı aracın duvarı kırıp, çocuğu katletmesi bunun bir örneğidir” diye konuştu. Panel soru ve cevap bölümünün ardından son buldu.