Kimlik dayatmasını reddeden tutuklular eylemde 2021-11-23 09:03:52 İSTANBUL - Silivri Cezaevi’nde cezaevinde kimlik dayatmasını kabul etmeyip, bir aydır görüşlere çıkmayı reddeden 60 tutukluya kınama cezası verildi.  Silivri Kampüs Cezaevi’nde bulunan 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne 8 Ekim tarihinde gardiyanlarca yapılan baskında yaklaşık 150 tutuklu yine Silivri’de bulunan 2,3 ve 7 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne zorla sevk edildi. Sevk sırasında tutukluların kitap, mektup, defter ve elbiselerine “kota” gerekçesi öne sürülerek el konuldu. Tutuklular sevk sırasında darp ve hakaretlere maruz kaldı.    60 TUTUKLUYA CEZA   Hak ihlalleri ve baskılarla tekrar gündeme gelen Silivri’de, üzerinde “PKK terör örgütü suçlusu" yazan cezaevi kimlik kartlarını kabul etmeyen tutuklular, tepki olarak telefon ve görüşe çıkmama kararı alması özerine 3 koğuşta toplam 60 tutukluya “kınama” cezası verildi. Silivri’deki baskılar sonucu cezaevindeki müvekkilleriyle görüşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Vedat Ece, müvekkillerinin kimlik dayatmasından dolayı 1 ayı aşkın süredir aile, telefon ve avukat görüşüne çıkmadığını söyledi.    FAİL KENDİLERİ   Ailelerin tedirgin olduğunu dile getiren Ece, cezaevi idaresinin dayattığı kimlikleri kabul etmeyen tutukluların tepki olarak bir aydır aileleriyle görüşmeye çıkmadığını söyledi. İdarenin ailelere “Yakınlarınız sizinle görüşmek istemiyor” şeklinde aktarımda bulunduğunu söyleyen Ece, “İdare ‘ya bizim uygulamamızı kabul ederseniz ya da görüştürmeyiz’ diyorlar. Kaldı ki bu sebeple telefon ve görüşe çıkmadıkları için haklarında soruşturma açılmış ve kınama cezası almışlar. Ama ‘görüşmedi’ deniliyor. Neden ceza veriyorsun? Uygulamayı yapan da cezayı veren de hapishane idaresi. Fail kendileri” dedi. Silivri’de salgın öne sürülerek sohbet, spor ve kültürel gibi birçok etkinliğin engellendiğini belirten Ece, tutukluların 2 yıldır hiçbir şekilde koğuşların dışına çıkartılmadığını söyledi.   AVUKATLARA PARAVAN ENGELİ   Cezaevlerinde açık görüşlerinde hala yaptırılmadığına dikkat çeken Ece, şöyle devam etti: “Müvekkillerimiz aşı olmuş ve izole bir ortamda kalmalarına rağmen diğer koğuşlardaki mahpuslarla görüşmelerinin önüne salgın gerekçe gösterilerek, engelleniyor. Avukatlık yapıyoruz ve önümüzde bir paravan var. Tüm bunlar tecrit anlamına geliyor. Yaşam, sosyal ve sağlık hakkına müdahale ediliyor.”   KARANTİNA 30 GÜNÜ BULABİLİYOR   Silivri’de tutukluların sağlık erişiminin de engellendiğini dile getiren Ece, sadece ağır kronik rahatsızlıkları olan tutukluların hastaneye götürüldüğünü söyledi. Bu tutukluların da uzun süren karantina hücrelerinde tek başına kaldığını ifade eden Ece, “Tutuklular 2 yıldır diş doktorunun olmadığını paylaştılar. Diş doktoru yok denilerek tedavi hakkı engelleniyor” dedi.   İDARENİN HUKUK DIŞI ‘KOTASI’   2,3 ve 7 Nolu’ya sevk edilen tutukluların el konulan eşyalarının “inceleme komisyonunda” olduğu gerekçesiyle verilmediğini paylaştı. Dışarıdan tutuklulara gönderilen kitaplarında uzun süre verilmediğini belirten Ece, kitap kotasının 7 olduğunu aktardı. Bu kotaların hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Ece, “Müvekkillerimize kitapları olmadığı için kütüphanede bulunan basit kitaplar verilmekte. Bu nedenle kotaları da dolmuş durumda. Aileleri tarafından gelen kitaplar da bu nedenle verilmemektedir” dedi.    KÜRTÇE İÇİN ÖNCE İZİN   3 Nolu’da bulunan tutukluların telefon görüşmeleri esnasında gardiyanların “askeri düzen” dayatmasında bulunduğunu kaydeden Ece, “Mahpusa ve karşıda konuştuğu ailesine tekmil verdirme dayatmasını uygulamaya çalışılıyor. Telefon görüşmelerinde idare konuşulan kişinin Türkçe bilmemesi durumunda mahpusun önceden idareye bildirmesini, eğer konuşmalarda suç teşkil eden bir şey görülürse o mahpusun ve ailesinin bir daha Kürtçe iletişime geçmesinin yasaklanacağı mahpuslara söylenmiş” diye belirtti.    GÖKYÜZÜ HAKKI ENGELLİ   3 ve 7 Nolu cezaevine bulunan tutukluların koğuşlarının havalandırmasının üstü kafes usulü şeklinde tel örgülerle kapatıldığını aktaran Ece, “Koğuşlarından çıkamayan müvekkillerimizin gökyüzü hakkı dahi engellenmiş durumda” dedi. Ece, ayrıca bu cezaevlerinde temiz ve sıcak su erişimin de olmadığını ifade etti. Tutuklulara bir saat sıcak su verildiğini ifade eden Ece, “Havaların soğumasına rağmen kalorifer yakılmıyor. Müvekkillerimiz soğuktan etkilenmemek için kıyafetleri ile uyuyorlar” dedi.    MAZGALDAN TEDAVİ DAYATMASI   Ece, 7 Nolu’da muayene talebinde bulunan tutuklulara koğuş kapısının mazgalından muayenenin dayatıldığını belirtti. Ece, “Yani mahpus revire çıkmayacak, doktor gelip mazgaldan ‘neyin var’ diye sorup tedavi edecek. Müvekkillerimiz insan haklarına yaraşır bir şekilde sağlık ve tedavi hakkına erişmemektedir. Bu son derece ayıp aynı zamanda yasak olan bu uygulama ile hakları engellenmektedir” şeklinde konuştu.    KAMERALARLA İZLENİYOR    Tutukluların yaşam alanlarının kameralarla izlendiğini işaret eden Ece, şunları söyledi:  “Özel hayatlarının gizliliği de ihlal ediliyor. Koğuşun tamamını gösterecek şekilde dışarıdan kameralar konulmuş durumda. Müvekkillerimiz yaşam alanlarının tamamını gösteren bu kameraları kabul etmedikleri için yönleri avluya bakacak şekilde çevirmektedir. Bunu yaptıkları için cezaevi idaresi tarafından haklarında soruşturma açılıyor. Bu da diğer ihlaller gibi tecridin bir parçasıdır. Kişinin özel hayatına, manevi varlığına, vücut bütünlüğüne ve kişilik haklarına bir saldırı niteliğindedir. Bu uygulamalar da kaldırılmalıdır.”     BAŞKA BİR KLİK Mİ DEVREDE?   Ece, müvekkillerinin ihlale dayalı tüm uygulamaların Adalet Bakanlığı dışında başka bir kliğin devreye sokularak yapıldığını yönünde beyanlarının olduğunu belirtti. Ece, “Müvekkillerimiz doğrudan yaşamlarını tehdit eden başka bir gücün olduğunu, müdürlerin başka bir yerden güç aldıklarını söylüyor. Adalet Bakanlığı’nın bu da sorgulaması lazım. Adalet Bakanlığı mahpusların bütün haklarına saygılı ise bunu teyit ediyorsa bu uygulamaların kim tarafından nasıl emir verilerek yapıldığını sorgulamalı. Buna ilişkin adımlar da atmalı. Bu uygulamaları yapan müdürlere, memurlara ve gardiyanlara yaptırım uygulamalıdır” diye belirtti.    MA/ Mehmet Aslan