Hasta tutuklu görme yetisini kaybetme riskiyle karşı karşıya 2021-10-21 09:00:37 AĞRI - Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ndeki hasta tutuklu Dağıstan Öztürk, bir gözünün görmediğini, diğer gözünde ise görme yetisini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğunu aktardı.  Türkiye’deki cezaevleri ağır hak ihlalleriyle gündemdeki yerini korurken, sayıları binlerle ifade edilen hasta tutuklular için de tedavi imkanları sağlanmıyor. Siyasi gerekçelerle 28 yıldır tutuklu bulunan Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ndeki Dağıstan Öztürk, ailesi ile telefon üzerinden yaptığı görüşmede, yaşadığı sağlık sorunları anlattı. Bir gözü tamamen görmeyen Öztürk, diğer gözünde ise iltihap nedeniyle görme yetisini kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı. Midesiyle ilgili de sağlık sorunu yaşayan Öztürk, hasta tutuklular için duyarlılık çağrısında bulundu.    ‘SİSTEMSEL BİR HEDEF’   Öztürk’ün kardeşi ve aynı zamanda Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclisi (PM) üyesi Murat Öztürk, kendisinin de toplamda 16 yıl boyunca cezaevinde kaldığını belirterek, devletin yıllardır sistemsel bir şekilde cezaevlerinde bulunan tutukluları hedef aldığını ifade etti. Bundan kaynaklı birçok tutuklunun hayati riskleri bulunan hastalıklara yakalandığını ifade eden Öztürk, bu konuya dikkat çekilmesi için çeşitli platformlarda dile getirilen tepkilerin yeterli olmadığını söyledi. Öztürk, “İktidar bu duruma çok ilgisiz ve duyarsız kalmaktadır. Birçok hasta tutuklu ölüme terk edilmiş durumda. Kardeşimin gözlerinden problem var ve iç hastalıkları artmış. Bu sadece kardeşime has bir durum değil. Cezaevinde bulunan hasta tutukluların bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz”  dedi.     TECRİT POLİTİKASI   Hasta tutukluların tecrit altına alınmasının söz konusu olduğunu kaydeden Öztürk, tutuklulara uygulanan baskı, fiziksel ve psikolojik şiddetin, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecrit politikasının devamı olduğunu ifade etti. Tecrit politikasının kırılması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, “Cezaevleri tarihi direnişin kalesi olmuştur. Bu günkü politikalarla bu direnişsel duruşun kırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Cezaevinde bu direnişin kırılması ile dışarda da sonuç almak istiyorlar. Bu konuda doğrusu başta kendim ve birçoğumuzun özeleştiri vermemiz gerekiyor. Çünkü gerekli olan desteği ve morali tutuklulara gösteremedik. Adeta hepimiz duyarsızlaştık. Bu duyarsızlaşmada cezaevlerinde baskıların yoğunlaştırılmasına kapı araladı” diye konuştu.