30 yıl önce köyleri, bugün kampları bombalanıyor: Geri adım attıramazlar 2021-09-22 09:36:03 HABER MERKEZİ - Türkiye’nin saldırılarının kampı boşaltmaya yönelik olduğunu söyleyen Mahmurlular, "30 yıl önce köylerimiz bombalandı, bugün de kampımız bombalanıyor. Asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.   Devletin 1990’lı yıllarda köy yakmalar ve koruculuk dayatmasını politika haline getirdiği Şırnak ve Hakkari’de, binlerce kişi göçe zorlandı. Yıllar süren ve gittikleri her yerde yeni bir göçe maruz kalan binlerce kişi, son olarak Irak’ın Musul kentine bağlı ve Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentine 100 kilometre uzaklıkta olan, Birleşmiş Milletler himayesi altında kurulan Mahmur Mülteci Kampı’na yerleşti. Baskı ve dayatmalar nedeniyle göç eden kamp halkı, saldırılardan kurtulamadı. Nüfusu 10 bini aşkın olan Mahmur, Türkiye’nin saldırılarının hedefi haline geldi. MİT yetkilisi Osman Köse'nin 7 Temmuz 2019'da Hewlêr’de öldürülmesinin ardından ablukaya alınan Mahmur, iki yılı aşkındır ambargo altına tutuluyor. Ambargoyla birlikte hem Türkiye hem DAİŞ’in saldırıları arttı. Son aylarda Mahmur’a yönelik Türkiye’nin 6 bombardımanında, 12 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı.   ‘VAHŞİ BİR SALDIRIYDI’    Türkiye’nin son hava saldırısında hedef alınan evde bebeğinin beşiği tahrip olan anne Ayten Bulut, "30 yıl önce Türkiye tarafından köylerimiz bombalandı, bugün de kampımız bombalandı. Bu saldırılara karşı asla boyun eğmeyeceğiz. 90'lı yıllarda evler bombalanıyordu ama şimdi çocukların oyun parkları bombalanıyor. Akşama kadar çocuklar bu parklarda oynuyor. Eğer bombardıman akşam saatlerinde veya öğleden sonra olsaydı, büyük bir katliam meydana gelirdi. Bombardımanın olduğu saatte hepimiz uyuyorduk. Bu saatte kimsenin gelip başkasının kapısına vurmasına bile hakkı yokken, onlar havadan bombaladılar. Eğer o saatte bebeğimi beşikten çıkartmasaydım, büyük ihtimalle bugün yaşamıyor olacaktı. Çünkü bebeğimi kucağıma alır almaz evin camları üstümüze doğru yağmaya başladı. Çok vahşi bir saldırıydı" diye anlattı.    COĞRAFİK BAĞ YOK!    Türkiye’nin Mahmurla coğrafik hiçbir bağının olmadığına dikkat çeken Bulut, “Türkiye bu gücü nereden alıyor? Öyle anlaşılıyor ki ortakları var. Kürdistan ve Irak hükümetinin kendi topraklarına sahip çıkması gerekir. Olaydan sonra 3 heyet buraya geldi. Geldiler, gördüler ve gittiler. Ne bir açıklama ne de bir tepki verdiler. Her şeyden önemlisi biz keyfimizden burada değiliz. O yüzden bugün çocuklarımızı bombalarla uyandırmaya kimsenin hakkı yok” diye konuştu.    BOŞALTMA GİRİŞİMİ    Mahmur’un Kürt özgürlük mücadelesinden geri adım atmaması nedeniyle hedef alındığını dile getiren Beşir Taş, “Nerede bir Kürt dirense, hedef olarak seçiliyor. Ortakları olmasaydı, Türkiye bu kadar rahat saldırmazdı. Düşmanı cesaretlendirenler var. Yapılan son saldırı da Kürt mücadelesine dönük geliştirilen tasfiye konseptinin bir parçasıydı. Türkiye ilk defa kampa saldırmıyor. Yapılan bütün saldırılar da aynı amaçla yapılıyor. Bu saldırılarda insanlarımız katledildi. Bu saldırılar bizi zayıflatmıyor, güçlendiriyor. O bombalar arka bahçemize isabet etmiş olsaydı, şu anda hayatta olmayabilirdim. Yıllardır zulme ve her türlü kötülüğe karşı mücadele ediyoruz. Verdiğimiz direnişi bu saldırılarla zayıflatmak istiyorlar. Bu saldırılar, Maxmur'u boşaltmaya yöneliktir. Ama bizler geri adım atmayacağız. Geçmişte de saldırılar oldu ama hiçbir saldırı çocuklarımızı bu kadar çok etkilemedi. Elbette bu saldırıların devam edeceğini biliyoruz. Kürt halkı da bu saldırılara sessiz kalmamalı, sesimizi çıkarmazsak, katliamlar olacak” diye seslendi.    MÜCADELEMİZ SÜRECEK   Saldırılara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Medine Kara, şunları söyledi: "Türkiye yıllardır bize saldırıyor. Uçaklarıyla her gün kampı bombalıyor. Çocuklarımız savaş uçakları yüzünden geceleri uyuyamıyor. Biz onlardan korkmuyoruz. Kampı yüzlerce kez bombalasalar da geri adım attıramazlar. Birlik olalım, çocuklarımızın gelecekte 'bizi ülkesiz bıraktınız' dememesi için tek bir damla kanımız kalana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz ve direneceğiz."    MA / Zeynep Durgut