Bir annenin ‘Çocuğum öldükten sonra mı adalet yerine gelecek’ isyanı 2021-09-08 15:28:23   İSTANBUL - Çocuğu cinsel istismara uğrayan S.A., dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşan failin tehdit ve saldırılarına devam ettiğini belirterek, “Benim çocuğum öldükten sonra mı adalet yerine gelecek?” sözleriyle isyan etti.   İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, çocuğa yönelik cinsel taciz davalarında yaşanan hak ihlallerine dair şube binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, derneğe başvuruda bulunan S.A. isimli kadının çocuğuna yönelik istismar vakasında 8 yıldır devam eden yargılama sürecinde yaşanan ihlaller anlatıldı.    İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, aynı zamanda S.A’nın da eşi tarafından sistematik şiddete maruz kaldığını ve kesici aletle katledilmeye çalışıldığını aktardı. S.A.’nin 8 yıldır adalet mücadelesini sürdürdüğüne dikkat çeken Yoleri, Adalet Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında vücut bütünlüğüne yönelik suçlar bakımından 49 bin dava açıldığını söyledi.  Söz konusu davaların yarısında mağdurun çocuklar olduğunu kaydeden Yoleri, vücut bütünlüğüne karşı işlenen suçların yine bakanlık verilerine göre Türkiye’de işlenen suçlar arasında 3’üncü sırada yer aldığına dikkat çekti.  Yoleri, 500 binin üzerinde suçtan ve failden söz edildiğine dikkat çekerek, “2020 yılında hükümlü sayısı 12 bin civarı tutuklu sayısı 2 bin civarı. Yani toplamda yargılanan14 bin civarında fail var ancak 500 bin vakadan bahsediliyor. Failler bakımından yüzde 50’ye yakının ceza aldığını diğer kalanların beraat ettiğine dair rakamlar var” dedi.   SALDIRILAR DEVAM ETTİ   Ardından söz alan mağdur çocuğun annesi S.A., komşusu olan fail Abdullah Özkan’ın  2013 yılında çocuğunu istismar ettiğini ve 8 yıl süren yargılama sürecinde failin elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini söyledi. Yargılama devam ederken tehditlerin sürdüğünü ve failin geçen yıl  okuldan dönen çocuğunun metrobüs durağında kesici aletle yaraladığını belirtti. S.A., failin bundan da yargılanmadığını belirterek, bu sırada polisleri aradığını ancak polisin kendisine “Yaralı mı ölümü” şeklinde soru sorduğunu aktardı.   'SESİMİ DUYURAMADIM'   Bu süreçte Cumhubaşkanı başta olmak üzere Adalet, İçişleri ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na gittiğini ancak tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını aktaran S.A., “Evladım için canın veren bir anneyim. Yetkililerin ayağına gittiğim halde beni duymamazlıktan geldiler. Benim çocuğum hak etmedi bunu. Adalet bakanına sesleniyorum:  Çocuğumun yaşama ve okuma hakkını elinden aldınız. Cumhurbaşkanı benim evladımın yerine kendi evladınızı koyun. Benim çocuğum öldükten sonra mı adalet yerine gelecek. Çocuklar anneler ağlamasın diyorsunuz. Annelerin sesini duyurum diyorsunuz ama benim sesimi duymadınız. Saray’a kadar Meclis’e kadar gittim sesimi duyuramadım” ifadelerini kullandı.   17 YERİNDEN BIÇAKLANDI   Türkiye’de kadın ve çocuk haklarının olmadığına dikkat çeken S.A.,  “Eşim tarafından 17 yerimden bıçaklandım,  üzerime yağ döküldü.  Yetmedi çocuğum bunları yaşadı. Yaşama hakkımızı elimizden almayın. Ne olursa olsun başka canların yanmasını da istemiyorum. Ailelere sesleniyorum: Çocuklarınız cinsel istimara uğrasa da susmayın. Kimsenin susmasını istemiyorum hiçbir annenin ciğeri yansın istemiyorum” şeklinde konuştu.   İNTİHARA KALKIŞTI   Failin madde bağımlısı olduğunu ve birçok suçtan kaydını olduğu bilgisini paylaşan S.A, sözlerine şöyle devam etti: “Tek çare çocuğum alıp kaçmak. Kaymakam bana, ‘Çocuğunu korumak istiyorsan buradan taşının’ dedi. Ama buna dayanacak gücüm yok. Bu kişi bugün benim çocuğumun canını yaktı ama yarın başkasının çocuğunun canını yakacak. Bunu durdursunlar istiyorum. Mağdur olan benim kadın hakları çocuk hakları yoksa o zaman beni alsın Türkiye vatandaşlığından çıkarsınlar. Çocuğun yaşama hakkı olmaz mı bu nasıl bir dünya!  İlk gece hastaneye götürdüm polisi aradım gelmedi.  Benim çocuğum banyoda asmaya intihar etmeye kalkıştı. Koruma kararı verildi ama hiç biri uygulanmadı. Bu nasıl bir adalet. Ben hangi savcıya güveneyim Türkiye’de adalet diye bir şey kalmamış. 5 yıldır adliyelerde sürünüyorum, bu şahıs elini kolunu sallayarak geziyor. Koruma ve gizlilik kararı verdiler ama uygulamada yok.”   2013 yılından bu yana davanın devam ettiğini söyleyen Yoleri’de devam eden duruşmaların birinde failin mahkemeye ateşli silahla gelerek etrafa kurşun yağdırdığını ve bu olayda bir polis memurunun yaralandığını aktardı.