‘Öcalan bütün halklara birlikte yaşamayı sundu’ 2021-08-20 09:15:07   URFA - Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin halklara karşı yürütülen bir politika olduğunu ve düşüncesinden korkulduğunu hatırlatarak, “Öcalan bütün halklarla bir paradigma ortaya çıkardı ve birlikte yaşamayı sundu” dedi.   İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu PKK Lideri Abdullah Öcalan, 22 yıldır ağır tecrit koşulları altında. Avukatları ve ailesiyle görüştürülmeyen Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 267 gündür süresiz dönüşümlü açlık grevi yapılıyor. Öcalan’la birlikte İmralı’da tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş de alile ve avukatlarıyla görüştürülmüyor.    Yasal olarak haftada bir telefon görüşmesi yapma hakkı bulunmasına rağmen tutuklu bulunduğu süre içerisinde sadece iki defa telefon görüşmesi yapabilen Öcalan, 25 Mart'ta kardeşi Mehmet Öcalan’la 4 buçuk dakika görüşebildi. Yarıda kesilen bu görüşmeye dair Öcalan'ın “Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum” mesajları kamuoyuna yansıdı. Ailesi ve avukatları, bu görüşmenin üzerinden geçen 147 günde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na onlarca kez “derhal görüşme” talebiyle başvursa da olumlu ya da olumsuz hiçbir yanıt alamadı.   İmralı’da sürdürülen tecrit ve bunun topluma yansıması hakkında konuşan PKK Lideri’nin yeğeni olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, “Tecrit bitmeden Ortadoğu’da kaoslar son bulmaz” dedi.   ‘MUHATAP SAYIN ÖCALAN’   Tecride karşı her alanda güçlü bir direniş olduğunun altını çizen yeğen Öcalan, “Sayın Öcalan’a uygulanan tecride karşı cezaevlerinden siyasi tutulular aylardır açlık grevindeler. Talepleri Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve diyalog yollarının açılması. Onurlu bir direniş var. Sadece cezaevlerinde değil dışarıda da HDP öncülüğünde bir mücadele var. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılması ve Kürt sorunun demokratik yollara çözülmesi için çalışmalar yapılıyor. Kürt sorununun çözümünde muhatap Sayın Öcalan'dır. Bundan kaynaklı Sayın Öcalan üzerindeki tecrit ağırlaştırılıyor” diye konuştu.     ‘ANAYASA DİYE BİR ŞEY YOK’    Öcalan’ın tutukluluk süresine dikkati çeken yeğen Öcalan, 8 Kasım 2018’de, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlatılan ve 200 gün süren açlık grevi eylemleri sonucunda, 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde müvekkilleriyle görüştüğünü hatırlattı. Görüşmelerde Öcalan'ın “Kürt sorununu bir haftada çözerim” dediğini anımsatan yeğen Öcalan, “Bundan kaynaklı tecrit daha da ağırlaştırıldı ve şuan yasa ya da Anayasa diye bir şey ortada yok. Demokrasiden uzak, kirli bir siyaset oynanıyor. Biz HDP olarak şunu açık söylüyoruz: Muhatap Öcalan’dır. 40 yıldır devam eden mücadele Sayın Öcalan’ın liderliğinde yapılıyorsa çözümün adresi de odur. Devlet bazı dönemlerde ‘ak sakallı, kainat önderi’ gibi kişiler ile görüşüyordu ancak şuan o da bitirildi. Kürt sorununun çözümü noktasında hiçbir adımları yok. Bu nedenle Türkiye siyasetinde büyük bir tıkanma söz konusu. Sadece Türkiye’de de değil Ortadoğu’nun her yerinde bu kendini gösteriyor” diye konuştu.   TECRİDİ HALK KIRAR    PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarının her hafta görüşme talebiyle başvurular yaptığını dile getiren milletvekili Öcalan, başvurulara “Muhatap olmadığı” için olumlu ya da olumsuz cevap verilmediğini belirtti. Tecridin sonlandırılması için “En büyük” muhatabın halk olduğunu vurgulayan yeğen Öcalan, “Halk mücadelesini büyütürse tecridi kırabilir. Birçok cezaevinden açlık grevleri devam ediyor. Bu mesele Kürt halkı başta olmak üzere bütün halklar için en önemli meseledir. Kürt sorunu hal olmasa, Türkiye’de hiçbir sorun çözülmez. Kürt sorunun çözümü Sayın Öcalan’la bağlantılıdır. Devletin bu gerçeği görmesi gerek. Bu görmezlerse her dönem kaoslarla yüz yüze kalmaya devam edecekler. Şuan Ortadoğu'da bir kaos hali mevcut. Bu kaoslar tecrit ile bağlantılıdır, tecrit durdurulmadan bu kaoslar büyür ve herkesi etkiler. Kimse Sayın Öcalan ve tutuklular üzerindeki tecrit için ‘bize zarar vermez’ diyemez. Artık hiç kimse düşüncelerini dahi özgürce dile getiremiyor, bu da tecrit değil mi?” diye belirtti.    ‘TIKANMANIN ÖNÜ AÇILIR’   Kürtlere yönelik artan ırkçı saldırıları anımsatan yeğen Öcalan, “Konya, Afyonkarahisar gibi yerlerde Kürtler yönelik ırkçı saldırılar oluyor. Bu saldırılar neden oluyor? Kürtlerin kendi diliyle, hakları ile ayakta kalmasını istemiyorlar. Bundan kaynaklı her taraftan saldırılar oluyor. AKP-MHP Ergenekon iktidarı son 6 yılda bu ırkçılığı büyüttü. Sadece Kürtlere karşı değil mültecilere karşıda da ırkçı saldırılar söz konusu. Her şey birbiriyle bağlantılı, bir yerde faşizm varsa orada hastalık gibi yayılır. Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit, Kürt siyasetini boğma arayışları, Kürt kentlerinin yıkılması birbiriyle bağlantılı. Şuan mültecilere dönük saldırılar da bunlardan bağımsız değil, faşizm alanını genişletiyor. Kimi muhalefet partilerinin de desteği ile bu faşizm kendine alan buluyor. Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı, kimse Sayın Öcalan'a uygulanan tecridi Türkiye’nin demokrasisinden ayrı tutamaz. Kimse tecridi Kürtler ya da mültecilere dönük ırkçı saldırılardan ayrı tutamaz. Türkiye'de her alanda bir tıkanma söz konusu bunun önü tecridin kalkmasıyla açılır” dedi.    ‘SAVAŞLAR SON BULUR’   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bütün halkların bir arada yaşaması için mücadele ettiğini dile getiren milletvekili Öcalan, “Demokratik Modernite’nin Ortadoğu’da yaşama alanı var ancak tekçi dayatmaların yok. Sayın Öcalan sadece Kürtler için değil herkes için yaşama hakkı istiyor. Bunun en somut örneğini Rojava’da göre biliyoruz. Bütün halklar bir arada yaşıyor, bu Ortadoğu için bir örnek. Birçok yerde insanlar birbirine tahammül edemiyor, birbirleri ile savaşıyor, ancak Sayın Öcalan'ın paradigması uygulanırsa savaşlar son bulur. Kimi devletler bunun olmasını istemiyor. AKP-MHP’nin halkların bir arada yaşamasına tahammülleri yok, konuştuklarından ağızlarından çıkan tek şey tekçilik” diye konuştu.   ‘YAŞAMAYI ORGANİZE EDİYORUZ’   Türkiye’ye ait savaş uçaklarının 17 Ağustos'ta Şengal'in Sikêniyê köyünde bulunan bir sağlık ocağının bombaladığını hatırlatan yeğen Öcalan, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan ‘yaşama siyasetini yürütelim’ derken Türkiye Şengal’de hastane bombalıyor. Êzidî halkının kendini yönetmesinden rahatsızlar. Bizim savaşa, kana, ölüme ihtiyacımız yok. Eşitliğe, barışa, onurlu bir yaşama ihtiyacımız var. Bu yaşam Sayın Öcalan’la mümkün. Bütün halklar ile bir paradigma ortaya çıkardı ve bütün halklara birlikte yaşamayı sundu. Biz amacımız yaşamak, Sayın Öcalan’ın amacı yaşatmak. Bunu halk bildiği için İmralı kapıları açılsın, diyor. Sayın Öcalan konuştuğu zaman halklara huzur geliyor, nefes alıyorlar. İktidarın siyasetçileri ise konuştukları zaman insanlar karamsar oluyor. Devlet, halkların sosyal hayatta nefes almasını engelliyor. Tecrit biterse, Öcalan konuşursa halklar nefes alır. Bunun için onurlu bir barış diyoruz. Sayın Öcalan Kürt halkının iradesini temsil ediyor. Devlet ile PKK arasında görüşmeler oldu, çözüm görüşmelerde. Sayın Öcalan’ın gerçekliği Kürt halkının gerçekliğiyle bağlantılı. Kürtler öldürülerek bitmezler. Konya’da bir aileden 7 insan katledildi, bu nasıl kabul edilir? Bu nasıl açıklanır? Ormanlar yanıyor, Kürt düşmanlığı yapıyorlar. Böyle bir ortamda insanlar nasıl huzur içinde yaşasın? Devlet ırkçı saldırılar organize edip ölümlere neden olurken, biz yaşamayı organize ediyoruz. Bunu yapan da Sayın Öcalan’dır.”    ‘KÜRTLER BİRLİKLERİNİ SAĞLAMLAŞTIRMALI’   Ulusal birliğin önemine de değinen milletvekili Öcalan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürtler arasında birlik, diğer halklara da saygıyı örgütlemeyi başarmak zorundayız. Sayın Öcalan Kürtler için ne istiyorsa diğer halklar içinde onu talep ediyor. Ne eksik ne fazla herkes farklılıkları ile bir arada yaşamalı. Kürtler şimdi Afganistan’da yaşanılanları iyi okumalı. Yeri geldiğinde emperyalist devletler bırakıp gidiyor bunun için Kürtler birliklerini sağlamlaştırmalı. Sayın Öcalan bunu daha önce birçok kez dillendirdi. Bununla ilgili görüşmeler yapıldı ancak ilerleme olmadı. Kürdistan'da bir kaos var ve bunun öncülüğünü Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit oluşturuyor. Karanlık güçler Kürtleri birbirine düşürmek istiyor, buna karşı Kürtler birliklerini sağlamalı. Kürtlerin kaybedeceği bir yüzyılı daha yok. Herkes gibi eşit yaşamak istiyoruz. Kürdistan’ın geleceği Kürtlerin elinde yeter ki bir olsunlar.”    MA / Emrullah Acar