Kaplan: Bakanlar Komitesi Türkiye'ye baskı uygulamalı 2021-08-12 09:08:14   İSTANBUL - AİHM'in Öcalan hakkında verdiği ve 7 yıldır uygulanmayan kararı “ölüm koridoru” olarak tanımlayan avukat Hasip Kaplan, AK Bakanlar Komitesi'nin Türkiye'ye baskı uygulaması gerektiğini söyledi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yapan Asrın Hukuk Bürosu, müvekkillerinin İmralı F Tipi Yüksek Cezaevi’nde sosyal izolasyon altında tutulması ve tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3’üncü maddesine aykırı olması nedeniyle, 2003 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundu. AİHM’in başvuruyla ilgili 18 Mart 2014 tarihli “Öcalan 2” kararında, koşullu salıverilme imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasının AİHS’in 3’üncü maddesinin ihlali olduğuna hükmetti. AİHM, aynı kararı daha sonra başvuru yapan tutuklu Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de verdi. Başvurucular açısından öncül olan Öcalan kararının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen salıverilme şartı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili “umut hakkını” doğuracak yasal bir düzenlemeye gidilmedi.    Geçen 7 yıla rağmen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de AİHM kararının uygulanıp uygulanmadığını gündemine almadı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), AİHM’in Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan için verdiği ihlal kararlarını acil gündemine alması için Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi’ne başvuruda bulundu.   Öcalan’ın ilk avukatlarından Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Milletvekili Hasip Kaplan, yapılan başvuruyu Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.   AİHM KARARINA UYMADI   Öcalan’ın Türkiye getirilmesinden sonra hakkında verilen “idam” cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasından sonra “ölüm cezasının infazının durdurulması” talebiyle 25 Kasım 1999’da AİHM’e başvuruda bulunduklarını belirten Kaplan, yapılan başvuruya AİHM’in “tedbir” kararı verdiğini söyledi. Dönemin koalisyon liderleri olan Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli üçlüsünün ortak imzaladığı “protokol” ile AİHM’in verdiği tedbir kararına uyulmasına karar verildiğini aktaran Kaplan, daha sonra AİHM’e yapılan ana dava başvurusuna ise “Adil yargılama hakkının ihlal edildiği” kararının verildiğini anımsattı. Bu kararın da mahkemeye gönderildiğini ancak mahkemenin bu karara uymadığını ifade eden Kaplan, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin kararı gündemine almadığını kaydetti.    SÖZLEŞMENİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ    Türkiye’nin idam cezasını kaldıran protokollere taraf olduktan sonra infaz konusunda yapılan yasal değişiklikle “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası”, “Tek kişilik hücre ve tecrit” gibi uygulamalara geçtiğinin altını çizen Kaplan, “Bunun üzerine avukatların yaptığı başvuru sonucu AİHM ölünceye kadar infaz rejiminin sözleşmeye aykırı olduğuna karar verdi. Türkiye 7 yıldır verilen karar karşısında yeni bir düzenleme yapmadı karara uymadı. Öcalan’la ilgili daha önce de verilen ihlal kararlarına uyulmadığı gibi infaz konusundaki bu karara da uyulmaması, sözleşme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sorunu doğurdu. AK Bakanlar Komitesi daha önce uygulanmayan, adil yargılanma hakkının ihlali, kötü muamele ayrımcılıkla ilgili 12 Mart 2003 tarihli AİHM kararına, ulusal mahkeme uymadı. AK Bakanlar Komitesi maalesef denetim yapmadı, etkili yaptırım uygulamadı. Hükümet bundan cesaret alarak infazla ilgili kararı da uygulamadı” diye belirtti.   KARARIN ÖZÜ    İHD, TİHV, ÖHD ve TOHAV gibi tüzel kişiliğe sahip kuruluşların yaptığı başvurunun bu nedenle önemli olduğunun altını çizen Kaplan, AK Bakanlar Komitesi’nin etkili bir karar vermemesi halinde AİHM’e yeniden başvuru yapılabileceğini belirtti. Başvurudaki “umut hakkına” da değinen Kaplan, “AİHM kararında sözü edilen ‘umut hakkı’, Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan kararının özüdür. İdam cezası kaldırılan devletlerde infaz rejimi düzenlemelerinde belirli bir süre hapis yatıldıktan sonra şartlı tahliye düzenlemeleri var. İdam cezasının olmadığı ülkelerde ‘ölünceye kadar infaz’ diye bir rejim yoktur”   YENİ DÜZENLEME ŞART    Türkiye’nin AİHM kararına uyması ve yeni bir infaz düzenlemesi yapması gerektiğine vurgu yapan Kaplan, “7 yılda İmralı görüşmeleri, çözüm süreçleri yaşanmasına rağmen AKP iktidarı karara uymadı.  Kürt halkına yasal partilerine ve seçilmişlerine 2015 yılından bu yana durmadan saldıran, idam cezasını tekrar getirmek isteyen AKP-MHP iktidarından bunu beklemek siyaseten ve hukuken mümkün değildir” ifadelerini kullandı.   AZERBAYCAN ÖRNEĞİ    Daha önce de AİHM kararlarına uymayan devletlerin olduğunu hatırlatan Kaplan, bunlardan birisinin Azerbaycan olduğunu söyledi. Kararın uygulanmamasına karşı Bakanlar Komitesi’nin caydırıcı ve etkili denetimler getirdiğini sözlerine ekleyen Kaplan, bundan dolayı Azerbaycan’ın karara uymak zorunda kaldığını dile getirdi. Kaplan, Türkiye böylesi bir denetim ve baskıya maruz kalmadığı sürece karara uymayacağını ve yeni infaz düzenlemelerine gitmeyeceğini ifade etti.    ‘CPT CESARET VERİYOR’   “Ölünceye kadar infaz rejimi”ni “ölüm koridoru” olarak tanımlayan Kaplan, şunları söyledi: “AİHM bu konuda birçok karar vermişti. 2005 yılında, AKP iktidarı döneminde ağırlaştırılmış müebbet suçlarında Yüksek Güvenlikli İnfaz rejimine geçildi. İşkence, tecrit ve izolasyon uygulamaları sıradanlaştı. CPT maalesef çifte standart uygulayarak, yapılan tüm başvuralar karşısında iktidara cesaret vermiştir” dedi.   SİYASİ VE HUKUKİ MÜCADELE    İmralı Cezaevi’nin statüsü ve yasak bölge uygulamalarının infaz rejiminde yer almadığına dikkat çeken Kaplan, “Öcalan’ın uzun süredir aile ve avukat görüşmelerinin engellenmesi, Rojava ve Başur’a yönelik saldırılarla ilgilidir” dedi. Kürt sorununda barışçıl çözüm istemeyenlerin baskıları arttırdığına vurgu yapan Kaplan, “Kendi koydukları yasalara bile uymuyorlar. Adaletsizliğin kol gezdiği başkanlık rejimine karşı hukuken ve siyaseten mücadele edilmeli, ulusal ve uluslararası kamuoyu oluşturmalıdır” şeklinde konuştu.   MA / Ferhat Çelik