Diyarbakır ve Batman’da kayıpların akıbeti soruldu 2021-07-31 12:14:43   DİYARBAKIR/BATMAN - İHD ve kayıp yakınları, Diyarbakır’da 1996 yılında gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınmayan Fahri Balyeci’nin, Batman’da da 24 yıl önce Habur Sınır Kapısı’ndan Silopi’ye geçtikten sonra kaybedilen Mehmet Abdullilah ve Ali Osman Heyecan kardeşlerin akıbetini sordu.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla olarak sürdürdükleri eylemlerinin 651’incisini online olarak gerçekleştirdi.  Bu haftaki eylemde 26 Eylül 1996 yılında Diyarbakır’da sebze hali civarında gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmayan Fahri Balyeci’nin hikayesine yer verildi. Balyeci’nin hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu (YK) üyesi Derya Yıldırım anlattı.   SON OLARAK JİTEM’DE GÖRÜLDÜ   Diyarbakır’ın Hazro ilçesinde yaşayan evli ve beş çocuk babası olan Balyeci’nin PKK’ye katılan kardeşinden dolayı sürekli Hazro Jandarma Komutanlığı’na çağrıldığını ve ajanlık dayatmasına maruz kaldığını ifade eden Yıldırım, Balyeci’nin 1994 yılında aynı sebeple 45 gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra tutuklanarak 19 ay cezaevinde kaldığı bilgisini paylaştı. Balyeci’nin tahliye olduktan sonra uzun bir süre jandarmanın takibinde olduğunu aktaran Yıldırım, Balyeci’nin Diyarbakır Yenişehir ilçesinde bulunan sebze hali yakınlarında gözaltına alındığını ifade etti. Yıldırım Balyeci’nin gözaltına alınarak kaybolma sürecini şöyle anlattı: “Ertesi gün ailesi Fahri'yi aramaya başladı ve eski sebze hali civarında gözaltına alındığını öğrendi. O dönem kaybedilmekten korktuğu için ismini vermek istemeyen bir kişi, Fahri’yi Diyarbakır’da JİTEM’de gördüğünü, bazen gözleri bağlı bazen de açık bir şekilde ayakta bekletildiğini ve işkence gördüğünü anlattı.    ‘DNA TESTİ TALEBİNDE BULUNULDU’   Bunun üzerine Fahri'nin gözaltına alındığından emin olan ailesi Hazro Kaymakamlığına, Savcılığa, Jandarma Komutanlığına ve Diyarbakır DGM Savcılığına başvurdu ancak hiçbir kurumdan yanıt alamadı. Bunun üzerine Fahri Balyeci’nin büyük kardeşi Abdurrahman Balyeci 1 Kasım 1999’da İHD’ye başvurdu. Ocak 2012'de Diyarbakır’ın Sur İlçesinde bir dönem cezaevi olarak kullanılan ve JİTEM’in merkezi olarak bilinen İçkale mevkiinde başlatılan kazılarda insan kemikleri bulunması üzerine, Balyeci ailesi yeniden İHD'ye başvurarak DNA testi yapılması talebinde bulundu. Fahri Balyeci'den 26 Eylül 1996'dan beri haber alınamadı.”   BATMAN    Batman’da da, bu haftaki eylemde en son 1995 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesinde bulunan Habur Sınır Kapısı’nda görülen ve bir daha kendilerinden haber alınamayan Mehmet Abdullilah ve Ali Osman Heyecan kardeşlerin akıbeti soruldu. Dernek binasında gerçekleştirilen eyleme katılan aileler, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.    İHD Batman Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Şiray, yıllardır sorumluların bulunup, yargılanması umuduyla seslendiklerini belirterek, bu hafta Mehmet Abdülillah ile Ali Osman Heyecan kardeşlerin akıbetini sormak için bir araya geldiklerini söyledi   KAYIP HİKAYESİ    Şiray, ailenin 2009 yılından bu yana verdiği mücadeleyi şöyle anlattı: “Mehmet Abdülillah ile Ali Osman Heyecan isimli kardeşler, Cizre’de işsiz oldukları ve iş bulmakta sıkıntı yaşadıkları için çalışmak üzere Irak Federal Kürdistan Bölgesi’ne gidip geliyorlarmış. İki kardeş, her gidiş gelişlerinde babalarını mutlaka arayarak durumlarından haberdar ediyormuş. 1995 yılının bahar aylarında, yine çalışmak üzere gittikleri Federal Kürdistan Bölgesi’nden Türkiye’ye döndükleri sırada kardeşlerden Mehmet Abdülillah, her zaman yaptığı gibi İzmir’de yaşayan babası Halil Heyecan’ı ev telefonundan arayarak, kendisini Gümrük Kapısı’ndan aradıklarını, Türkiye’ye geçiş yaptıklarını ve durumlarının da iyi olduğunu söyler. Bu telefon görüşmesi, baba ve oğul arasındaki son görüşme olur. Bu konuşmadan sonra Mehmet Abdülillah ve Ali Osman Heyecan’dan bir daha haber alınamaz. Aile, korktuğu için  herhangi resmi bir kuruma başvuruda bulunmaz. 1998 yılında Cizre Emniyet Müdürlüğü, Halil Heyecan'a oğullarının nerde olduğunu sorar. Baba çocuklarının kayıp olduğunu ilk burada belirtir ve kendilerinden 3 yıl boyunca hiçbir haber alamadığını belirtir. Baba Halil Heyecan, 2009 yılında Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunur. Savcılığa, olay tarihinde güvenlik sorunu yaşadıkları için daha önce başvurmadığını ve çocuklarının öldürülmüş olabileceklerine dair bir kanaat taşıdığını belirtir. Aradan geçen 24 yıla rağmen 2 kardeşin akıbeti hala meçhul.”