Ankara’da ‘Tecride karşı özgürlük’ paneli 2021-07-11 18:25:18   ANKARA- “Tecride karşı özgürlük" şiarı ile düzenlenen panelde konuşan HDP MYK üyesi Doğan Erbaş, Türkiye'nin gerçek muhatabının  İmralı’da olduğunu söylerken, HDP’li Hüseyin Kaçmaz ise, "Ülkenin demokratikleşmesine engel olan tecridi kıracağız, ısrarcıyız" dedi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) "Tecride karşı özgürlük" şiarı ile HDP Ankara il binasında panel düzenledi. Panele, HDP MYK üyesi Doğan Erbaş ve Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz katıldı. Panelin gerçekleştiği salona "Biji Berxwedana Zindana" pankartı asıldı. Panelin moderatörlüğünü ise HDP Ankara İl Yöneticisi  Deniz Keleş yaptı. Panelde ilk sözü alan HDP MYK üyesi Doğan Erbaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 1999'da uluslararası komplo ile yakalanıp Türkiye'ye getirildiği günden itibaren avukatlığını yaptığını belirtti. Tecridi tanımlarken ne söylesek eksik kalır. İşkence sistemi diyoruz yetmiyor, ölüm çukuru, hukukta bir kara delik diyoruz. Zaman zaman gevşettikleri ama esas olarak bir ada cezaevi olarak ilk günden itibaren bugüne kadar devlet aklıyla, uzun süreli planlamasıyla karşı karşıyayız. Ada cezaevlerinin kendisi zaten insanlık tarihindeki mücadeleler açısında baktığımda önemli bir anlam taşıyor. Unutturulmak istenen bir konu olduğunu anlatıyor bize. Ada cezaevi tanımlanırken insanlık tarihinde iki örnek var, biri Mandela'nın kaldığı ada diğeri Napolyon'un kaldığı adadır. İmralı da bizlere bunu hatırlatıyor" ifadelerini kullandı. MECLİS DENETİMİ DIŞINDA OLAN TEK CEZAEVİ Uzun bir süredir uygulanan tecrit nedeniyle Öcalan ile görüşülemediğini söyleyen Erbaş, "En son bir telefon görüşmesi oldu ailesiyle o da 4 dakika sonra yarıda kesildi. Sayın Öcalan, 'Bu bir oyundur, avukatlarımla görüşmek istiyorum. Bu tuzağa neden düşüyorsunuz' diyordu. Dolayısıyla hukuki açıdan baktığımızda şu sorunun cevabını verecek hiçbir hukukçu yoktur:  'hali hazırda mevzuatta Sayın Öcalan ile  avukat görüşmesini engelleyen bir engel var mı?' yoktur. Bir örnek bile olayı anlamamıza yeter. Şu an Türkiye'de Meclis denetimi dışında olan tek cezaevi İmralı cezaevidir. Hiçbir Milletvekili 'ben cezaevine gitmek istiyorum' diyemiyor görevli olarak. Dese bile karşılığı olmuyor" diye konuştu. TECRİT İÇİNDE TECRİT Son dönemlerde keyfi disiplin cezaları verildiğini hatırlatan Erbaş, "2009 yılında Sayın Öcalan'ın yazdığı bir yol haritası vardı. Onu suç kapsamına alıyorlar ve Avukatları ile görüşmez diyorlar. Onun dışında cezaevinde bir spor saatinde Sayın Öcalan'ın arkadaşlarıyla sohbet etmesi üzerine disiplin cezası verdiler. Tecrit içinde tecrit dediğimiz her türlü hukuki kuralın çiğnendiğini bir sistem ile karşı karşıyayız. Türkiye AİHM sözleşmesini tanıyan bir ülke ve kararlarını uymakla yükümlü bir ülke. Bu konuda maalesef ne AİHM'nin verdiği kararları yerine getirmiyor ve bunun karşılığında yaptırım da olmuyor. Söz konusu Kürt sorunu olunca herkesin gerçeği söylemekten korktuğu ortada. AİHM bir kararında 'Bir hükümlünün yaşamının sonuna kadar cezaevinde kalacak olması AİHM sözleşmesine aykırıdır. Bir hükümlü 20 yılını geride bırakırsa durumu yeniden ele alınmalı' diyordu. Fakat bu yerine getirilmedi" dedi. 'GERÇEK MUHATAP ÖCALAN'DIR' Avrupa Konseyi İşkence Önleme Komitesi'nin (CPT) 2009 yılında İmralı ile ilgili rapor hazırladığını belirten Erbaş, "O rapora ilişkin hiçbir düzenleme yapılmadı ve CPT de kendi raporunun yerine getirilmesi durumunda herhangi bir yaptırım önerisinde bulunmadı. İmralı tecrit konusunda bir anlaşma olduğunu bu da ortaya koyuyor. Açıklıkla söylemek gerekir ki hem Kürt halkının hem de Türkiye'de yaşayan bütün halkların ortak gelecek çizgisi İmralı çizgidir. Türkiye'nin gerçek muhatabı İmralı’dadır. İlkeli uzlaşmaya evet tasfiyeye hayır" diye konuştu. Erbaş devamla "Eğer AKP hegamon siyasetten vazgeçmezse yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın fragmanıdır" dedi. 'TÜM TÜRKİYE TECRİT ALTINDA' Daha sonra söz alan HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ise, Türkiye'de yaşanılan otoriter şiddetin temel çıkış sebebinin İmralı tecridi ile bağlantılı olduğunu belirtti. Kaçmaz, hukuka uymayan bir rejimle tüm Türkiye'nin tecrit altında olduğunu söyleyen Kaçmaz, "Biz zamanında kayyımların Tüm Türkiye'ye yayılacağını söyledik. Bugün Kürdistan coğrafyası nasıl talan ediliyorsa, Karadeniz’in, Ege'nin de coğrafyası barbarca talan ediliyor. Bugün Türkiye'de hakkını arayan herkes polis şiddetini, jopunu ve cezaevini görüyor. Yeni bir hikaye üretme durumu yok sadece baskı şiddet ve zulüm var. Devlet bekası diyerek öncelikle Kürt halkına daha sonra Türkiye'nin tüm halkına saldırarak iktidarını korumaya çalışıyor" dedi. 'HDP'YE YÖNELİK BASKI DEVAM EDİYOR' Son zamanlarda HDP'ye yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken Kaçmaz, "Çok ağır faşizm koşullarında bu hukuk tanımayan rejime karşı HDP mücadele etmeye devam ediyor. Karşımızda bir Kobane Davası ve kapatma davası var. Kapatma davasının tek başına değerlendirilmesi bile HDP'de demokratik siyasette ısrar eden tüm kesimlerin mücadelesinin geriletemediğini gösteriyor. Eğer gerçekten geriletebilmiş olsaydı bu inanç bu ideoloji bugün bir kapatma davası söz konusu olmayacaktı. AKP iktidarı, demokratik bir toplum yaratma isteyen zihniyete saldırıyor. AKP, Daha önce Ergenekon ve Balyoz adı altında açtığı davalarda, Kürtlere, tüm halklara zulmeden zihniyetle anlaştı. Bugün geldiğimizde yine seçim startı diyebileceğimiz bir şekilde Tayyip Erdoğan ve heyeti Amed'de bir toplantı girişiminde bulundu. Kürt kökenli dedikleri kesimi bir şekilde kazanmak isteyen AKP-MHP bloğu Kürt kalmakta ısrar eden ve HDP ile siyaset yürüyen insanlara saldırılarına devam ediyor. HDP'li siyasetçilere karşı baskı ve zulüm de devam ediyor" şeklinde konuştu. 'TÜRKİYE HALKLARI GERÇEKLERİ GÖRÜYOR' Kaçmaz, AKP iktidarının belediyelere kayyım atayarak Kürt halkı üzerinde kin ve nefretin kaynağını gösterdiğini vurgulayarak, "Bugün Türkiye'deki her iki blokta maalesef ki milliyetçi hatta ırkçı diyebileceğimiz partilere teslim olmuş durumda. Bu durum her iki bloğun çözüm getirmeyeceğini gözler önüne seriyor. İYİ Parti - CHP bloğunun ise parlamenter sistemde ısrarları da sorunlara çözüm olamayacaklarını gözler önüne seriyor. Gerek Türkiye halkları gerekse Kürt halkı AKP'nin HDP'ye yönelik kumpas davalar açtığını artık biliyor. HDP'nin onurlu bir barış istediğini bu ülkedeki herkes biliyor. Bu ülkede demokraside ısrar eden vicdan eden herkes bu durumu biliyor. Her iki blokta çözüm önermiyor çözüm sunmuyor. HDP ise bu saldırılara rağmen hala demokratik çözümde ısrarcı. HDP'ye diz çöktürebilselerdi bugün bu saldırılarla karşı karşıya kalmayacaktı" diye kaydetti. 'TECRİTİ KIRACAĞIZ' Kaçmaz, son olarak İmralı'daki tecridin, her geçen gün otoriterleşen faşist politikalar ile Türkiye'ye yayıldığını ifade ederek, "Kürt meselesinin konuşabildiği bir alan yaratılması İmralı'daki tecritle alakalıdır. Bu ülkenin demokratikleşmesi için Kürt meselesinin çözülmesi, Kürt meselesinin çözülmesi için ise İmralı'daki tecridin kaldırılması gerekiyor. İmralı'da uygulanan tecrit sadece Kürtlere uygulanmıyor, tecrit  bu ülkenin demokratikleşmesine engel oluyor. Tecridi kıracağız biz bunda ısrarlıyız. Tecridi kıracağız ve bu ülkeyi demokratikleştireceğiz" dedi. Panel soru cevaplarla devam etti.