Polislerin yargılandığı davanın duruşması ertelendi 2021-07-06 17:16:03   ANTALYA - Antalya’da 2017’de gözaltında intihar ettiği iddia edilen 19 yaşındaki Murat Araç’ın ölümü ile ilgili 2 polise açılan davanın görülen ikinci duruşması ertelendi. Antalya'nın Gazipaşa ilçesinde yol kontrolünde hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle 14 Aralık 2017 tarihinde gözaltına alınan 19 yaşındaki Murat Araç, götürüldüğü Antalya Gazipaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 3’üncü katından düşerek yaşamını yitirdi. Emniyet ise Araç’ın 3’üncü kattan atlayarak intihar ettiğini iddia etmişti. Antalya Gazipaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, Araç’ın gözaltında ölümüyle ilgili yürüttüğü soruşturmayı 3 yıl sonra tamamlayarak iddianame hazırladı. İddianamede, Araç’ın gözaltı işlemlerini yapan ve ona refakat eden komiser yardımcısı Y.D. ile polis memuru U.Y. hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Ailenin “işkence” ve “kasten öldürme” suç duyurusu ile ilgili takipsizlik kararı verildiği iddianamede, Araç’ın anne ve babası müşteki olarak yer aldı.  Gazipaşa Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ikinci duruşmasında, Araç'ın annesi Azize Araç, Araç'ın aile avukatı Ahmet Özmen ile sanık polislerin avukatları hazır bulundu. 'PERSONEL AZ, İNTİHAR ETTİ' Müvekkillerinin üzerine atılı suçlamayı reddeden sanık avukatları, "Dosya kapsamında yer alan kamera görüntülerinde müvekkilin müteveffanın yanında bulunmadığı sabittir. Nitekim iddiaya konu suçun yapısı itibarı ile zarar sucu olması ve hali hazırda müteveffanın kelepçesiz dolaştırılması atıl suçun yapısını oluşturacak bir netice değildir. Ayrıca manevi unsur yönünden kasıtla işlenen suç olup her ne kadar ihmalen suç türü düzenlenmiş ise de dosya içerisindeki taraf beyanları ve tanık beyanları ile müteveffanın kasıtlı olarak ve koşarak intihar ettiği belirtilmiştir. Ayrıca savunma dilekçemizde sunmuş olduğumuz ve ekte belirtiğimiz düzenlenmiş rapora da atifta bulunarak kurum nezdinde yetersiz personel olması müvekkiller yönünden bir sorumluluk doğurmayacağı kurumun kendi nezdinde çalışma sistemi olması ayrıca dava konu somut olaya benzer Yargıtay 4 C.D 1997/94 E.1997/604 K sayılı içtihadı kapsamında illiyet bağının oluşmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca işkence ve eziyet suçları yönünden değerlendirme talebi ise yazılı dilekçemizde sunmuş olduğumuz ve olay öncesi müteveffaya ait fotoğraflar incelendiğinde atılı suçun gerçekleşmediği kanaatiyle önceki beyanlarımızı tekrar eder lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ederiz” ifadelerini kullandı. 'ÇELİŞKİLER VAR' Avukat Ahmet Özmen ise tutanaklar arasındaki çelişkilere değinerek, "Önceki yazılı ve sözlü beyanlarımızı tekrar eder geçen celse iddianamenin kapsam ve anlatımı ile soruşturma aşamasında yapılan ve yapıldığını belirttiğimiz hususlarda düzenlenen tutanakların ve aralarında bulunan birden fazla çelişki içeren tutanakları belirtmiştik. Belirten tutanaklar ile aynı saat diliminde sanığın 5 ayrı yerde  bulunduğunu belirtmiştik. Yakalama anından itibaren adil soruşturma aşaması yapılmadığı ve sanıklar yönünden noksanlık yaşandığı ve delillerin taktiri ve değerlendirilmesi için daha geniş bir tahkikat yapılması adına dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek acilen Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini talep ederiz. Sanıkların bulunduğu ikamet sebebiyle huzurda sanık beyanları alınamadığından, sanıklara adil yargılanma yönünden soru hakkı yönünden bir noksanlık olup ayrıca müteveffanın olay günü üzerinde olan kıyafetlerin tarafımıza teslim edilmesini talep ederiz" dedi. İddia makamı da Soner Şimşir'in tanık olarak dinlenmesini istedi. Mahkeme, Şimşir'in tanık olarak dinlenmesine, görevsizlik kararının yanıtının sonraki celseye bırakılmasına karar vererek duruşmayı 30 Kasım'a erteledi.