Tozkoparan’da yıkıma karşı nöbet sürüyor: Direneceğiz 2021-07-04 09:08:36   İSTANBUL - "Karanlığa ve yıkım kararına karşı" başlattıkları eylemi 11’inci gününde sürdüren Tozkoparan Mahallesi halkı, "Karanlık da susuz da olsa direneceğiz" dedi.   İstanbul Güngören'e bağlı Tozkoparan Mahallesi sakinleri, yıllardır yaşadıkları evlerinin "Kentsel dönüşüm" adı altında yıkılmasına engel olmak için günlerdir mahallenin Barış Parkı’nda gün boyunca nöbet tutuyor. Yıkım kararına karşı yargı yoluna giden mahallelinin lehine “yürütmeyi durdurma” kararına rağmen kararlar hızla kaldırıldı. 23 Haziran’da ise polislerle mahalleye giren İstanbul Gaz ve Doğalgaz Dağıtım A.Ş (İGDAŞ), İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ve Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş (BEDAŞ) ekipleri, Atıfey ve Gölgeli sokaklarındaki evlerin su, elektrik ve doğalgazlarını kesti.   Mahalleli, geceleri evlerinde mum yakarak ihtiyaçlarını karşılıyor. Zaruri ihtiyaçları için ise suyunu mahallede bulunan camiden karşılıyor. Mahalleli, camiden 5 litrelik su bidonlarıyla evlerine su taşıyarak, piknik tüpünde yemek pişiriyor, temel ihtiyaçlarını da camiden getirdikleri suyla karşılıyor. Kimi mahalle sakini ise piknik tüpü bulamadığı için evinin bahçesine taşıdığı çalı çırpıyı tenekenin içinde ateş yakarak üstünde yemeğini pişiriyor.   SUÇUMUZ NE?   Elektrik ve doğalgaz olmadığı için evinin bahçesine taşıdığı çalı çırpı ile teneke üstünde karnını doyurabilecek kadar yemek pişiren mahalle sakini Ahmet Gültekin, polisin gazlı ve plastik mermili müdahalesinin ardından 83 yaşındaki annesinin fenalaştığını söyledi. Durumdan ötürü annesinin dayanamadığını ve evde bulunan eşyaları alıp torununun evine taşındığını belirten Gültekin, “Yedi aydır buna benzer bir baskıya maruz kalıyoruz. Annem gittikten sonra ben de tenekenin üstünde yumurta, çay kaynatarak karnımı doyurmaya çalışıyorum. Su olmadığı için elimizi, ayağımızı yıkayamıyoruz. Duş alamıyoruz. Sağlıklı bir ortam bulunmuyor. Bütün mahalle camiden su taşıyor. Başka bir ülkeden buraya kaçak olarak gelmedik. Suçumuz günahımız ne? Baya zor durumdayız. Bunu yapanları biz insanız diyebiliyorlar mı?” diye sordu.   DUVARLAR KAPI   Mahalle hakkında yıkım kararı verilmesinin temel nedenin rant olduğunu dile getiren Gültekin, “Bizi buradan sürmek için bütün yaşam hakkımızı elimizden aldı. Adaletli kentsel dönüşüme karşı değiliz. Ancak ortada lehimize dönük bir sözleşeme yok. Belediye’ye gidiyoruz; duvarlar yüzümüze kapı. Bu yaptıkları tarihe insanlık lekesi olarak girecek” dedi.   MEDYA DEVREDE   10 gündür elektriksiz, susuz ve doğalgazsız bir şekilde zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını kaydeden mahalle sakini Ülker Otkan, “Neler yaşadığımızı bilmeniz için gelip bizimle yaşamanız lazım” diyerek, içinde bulundukları durumu özetledi. Evlerinin yıkama hazırlanmasına karşı tepkisini dile getiren Otkan, evlerinin depreme dayanıksız yerde olmadığını kaydetti. Otkan, “Bizim evlerimiz çok sağlam. Ayrıca evlerimizin altı kayalık. Depreme de dayanıksız değil. Medya buraya gelip yıkımla karşı karşıya olan evlerimiz yerine yıkık evleri gösteriyorlar. Ancak evlerimiz çok sağlam hiçbir sorunu yok. Bunu bir türlü ispatlayamıyoruz” diye konuştu.   ERDOĞAN’IN ARKASINDA DURDUĞU İÇİN PİŞMAN   15 Temmuz’da AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla sokaklara çıktığını söyleyen Oktan, Erdoğan’a “Hadi bu gün de sen gel, Tozkoparan’da arkamızda dur” diye seslendi. Erdoğan’a desteğinden dolayı pişman olduğunu ifade eden Oktan, “Çünkü arkamızda değil. Nasıl bir vicdanları var. Çoluk, çocuk ve yaşlı elektrik ve susuz nasıl yaşıyor hiç düşünüyorlar mı? Adalet bu mu? Biz adalet ve hakkımız istiyoruz. Bizi çıkarmaya çalışıyorlar. Çıkıp nereye gideceğiz. Elimizde, avucumuz da paramız yok. Bize ev göstersinler bizden para almasınlar çıkıp gideriz. Ancak bu da yapılmıyor. Yapılacak evler için bizden 180 bin lira para istiyorlar. Bu da her yıl faize girecek. Ömür boyu borçlu kalmış olacağız” ifadelerini kullandı.   ‘BU ZULÜM, EZİYET YETER’   2 Temmuz’da mahalleye bilirkişinin geldiği bilgisini paylaşan Ahmet Uzun, bilirkişinde yer alan heyetin evlerini işaret ederek, bu evlerinin yeni olduğuna dair söylemde bulunduğunu söyledi. Birçok partiden temsilcinin mahallelerine gelerek dayanışma ziyaretinde bulunduğunu belirten Uzun, sadece AKP’den kimsenin gelmediğini aktardı. Bu durumla asıl suçlunun kim olduğunun açık olduğunu ifade eden Uzun, “Bize bu zulmü, eziyeti niye yapıyorlar? Buradaki insanlar korku içinde yaşıyor. Yıkımdan sonra kira yardımı yapacaklarını söylüyorlar. Ancak bu kira yardımı da şu şekilde olacak; 5 ay için 7 buçuk bin TL verecek. Evi tutuğun gibi ev sahibine, emlak ofisine ve depozito bedeli ödediğin vakit bu para tükenmiş olacak. Yani sadece bir ay için verilecek. Geriye kalan diğer 4 ay ne olacak?” şeklinde konuştu.   EL BİRLİĞİYLE YIKIM    Meclis’te ve Güngören Belediyesi’nde AKP ve MHP’nin çoğunlukta olduğunu, ülke ve mahalleleri için istedikleri her kararı alabileceklerini sözlerine ekleyen Uzun, şöyle konuştu: “Sana, bana veya komşuya bir şey olmuş bunlar onlar için hiç önemli değil. Ellerini gelen emirle kaldırıp indiriyorlar. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bunların elinde. Valiliği de atayan Cumhurbaşkanı. Bunlar evlerimizi başımıza yıkmaya çalışıyor. İBB’de burada bizimle dayanışıyor. Ancak Güngören Kaymakamlığı bu yardımları da engellemeye çalışıyor. Üstüne bu yetmezmiş gibi belediye geçtiğimiz gün buraya yemek göndermiş. Biz sonradan fark ettik bunların amacı yemek dağıtmak değilmiş. Yemek dağıtırken aynı zamanda ‘burada kaç kişi yaşıyor, kaç ev boşaldı?’ şeklinde sorular soruyorlardı. Böyle bir terbiyesizlik, ahlaksızlık olmaması lazım. Aynı zamanda her gün belediye mahalleliyi arayıp rahatsız ediyor. Çıkmaları yönünde baskı uyguluyor.”   Uzun, evlerinin yıkımına karşı karanlıkta, susuz da olsa direnebilecekleri kadar direneceklerini söyledi.   MA / Mehmet Aslan