Maske gerekçesiyle götürüldüğü emniyette ajanlık dayatıldı 2021-07-01 09:00:38 İSTANBUL - Maske takmadığı gerekçesiyle emniyete götürülen Barış Çetin'e hem ajanlık dayatıldı hem de "polise hakaretten" soruşturma açıldı.  Bölge kentlerinde 1990’lı yıllarda yaşanan köy boşaltmaları ve koruculuk dayatması nedeniyle on binlerce insan göçe zorlandı. Ancak göçün yaşandığı metropol kentlerde de aileler üzerindeki devlet baskısı devam etti. İstanbul'da yaşayan Çetin ailesi de bu baskılardan nasibini alanlardan sadece birisi. Koruculuk dayatmasına karşı 1993 yılında Şırnak'ın Güçlükonak ilçesine bağlı Ormaniçi köyünden Cizre ilçesine yerleşen aile, baskıların devam etmesi üzerine Antep'e göç etmek zorunda kaldı.    Aile, burada da baskıların devam etmesi üzerine bu kez İstanbul’a göç etti. 2 yıldır İstanbul’da yaşayan ailenin üzerindeki baskılar halen devam ediyor. 2 yıllık süreçte birçok kez ailenin evine polisler tarafından baskın düzenlendi. En son 24 Haziran'da aile bireylerinden Barış Çetin polisler tarafından gözaltına alınarak darp edildi. Son gözaltının ilk olmadığını söyleyen Çetin, yıllardır süren göç, baskı ve ajanlaştırma dayatmasını anlattı.    YILLARDIR SÜREN BASKI   Birçok Kürt ailesi gibi kendilerinin de sürekli göçe maruz kaldığını ifade eden Çetin, “14 Şubat 1993’te köyümüz yakıldı. Askerler ‘ya siz korucu olacaksınız ya da bu köyü terk edeceksiniz’ tehdidinde bulunmuştu. Ailem koruculuğu ve devletin dayattığı politikaları reddetti. Bunun üzerine köye baskın düzenleyen askerler bizleri büyük bir soykırımdan geçirdi. Köydeki kimisini öldürdüler, kimisini işkenceden geçirdiler, kimisini zindana attılar. Benim babam da bu işkenceden geçen insanlardan birisidir” dedi. Ailesinin baskın sonrası Cizre’ye, daha sonra Antep’e taşındığını aktaran Çetin, kendisinin de burada dünyaya geldiğini söyledi. Çetin, “Babamdan dolayı sürekli evlerimize baskın yapılıyordu. Bundan dolayı da 2 yıl önce İstanbul’a taşındık” diye belirtti.   DARP VE KAÇIRILMA   İstanbul'da da benzer baskılarla karşılaştıklarını kaydeden Çetin, en son başından geçen olayı anlattı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü binasına yapılan saldırıda parti çalışanı Deniz Poyraz’ın katledilmesi üzerine HDP Esenyurt İlçe Örgütü binasına gittiğini belirten Çetin, “Bir genç neden HDP’ye gelir? Çünkü siz, bizleri ve Denizlere katlediyorsunuz. Siz, Denizleri katlettikçe biz HDP’ye gelmeye devam edeceğiz. Buraya geliş amacım da buydu. İlçeye geldim burada iki çay içtim. Ondan sonra çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz sivil görünümlü kişiler “Buraya gel lan!” şeklinde bağırdığı. Üniformalı polisler de ileride duruyordu. Korktum, HDP binasına geri gitmeye çalıştım. Ama kolumdan tutup ite kaka ve herkesin gözü önünde yaka paça gözaltına almaya çalıştılar" dedi.    Direnmesi üzerine kendisine "gel sana maske takmamaktan ceza yazacağız" denildiğini dile getiren Çetin, şöyle devam etti: "Gerçekten de maskem yoktu. Maskemi HDP içerisinde unutmuştum. Maskesizlikten ceza kesileceğini söyleyince bir nebze olsa da rahatladım. Fakat beni Toros benzeri mavi bir araca bindirmeye çalıştılar. Bundan dolayı da korktum. Çünkü babam o dönemleri yaşadı ve işkencelerden geçti. Tedirgin oldum. Bundan dolayı polis olmadıklarını düşündüm ve ‘siz kimsiniz, eşkıya mısınız böyle insan kaçırıyorsunuz?’ diye sordum. Böyle sorduğum için darp ettiler ve bundan dolayı da 'polise hakaretten' soruşturma açtılar.”   EMNİYETTE MİT'LE GÖRÜŞME    Zorla araca bindirildikten sonra Kıraç Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ve burada iki sivil kişinin kendisini beklediğini söyleyen Çetin, "polise hakaretten" ifadesi alındığını kaydetti. Çetin, şunları söyledi: "Bir tutanak tutuldu ve imzalattırdılar. Ardından iki kişinin burada beni beklediği ve bunlarla görüşmek mecburiyetinde olduğumu söylediler. Beni bir odaya aldılar ve o iki kişi geldi. Birkaç soru sormak istediklerini ifade ettiler. Bunun yasal olmadığını ve avukatım olmadan konuşmayacağımı belirttim. ‘Biz konuşalım sen dinle’ şeklinde karşılık verdiler. Kim olduklarını sorunca Milli İstihbarat Teşkilatından (MİT) geldiklerini ifade ettiler. Bana birkaç kişinin ismini söylediler ve tanıyıp tanımadığımı sordular. Tanımadığımı ifade ettim. Ardından benimle 'ağabey-kardeş' olmak istediklerini, dışarıda çay içmek istediklerini ifade ettiler” diye konuştu.    TEHDİT    Son 3 yıldır üniversite sınavına hazırlandığını ve genelde sınav haftasında gözaltına alındığını dile getiren Çetin, “Benimle konuşan kişilerin söyledikleri şeyleri kabul etmedim. Onlara da 3 yıldır üniversite sınavına gireceğim tarihte gözaltına alındığımı ve sınava girmediğimi söyledim. Sınava girene kadar en azından serbest bırakmalarını söyledim. ‘Sen sınavına gir ondan sonra biz geliriz konuşuruz. Kötü bir niyetimiz yok’ dediler. Açıkçası bunu anlatırken de korkuyorum. Yarın beni tekrar alırlar ve ‘neden konuşmalarımızı başkasına aktardın’ diyebilirler. Sınavlar da bitti. Gözaltına alırlar diye korkuyorum” sözleriyle yaşadığı endişeyi aktardı.    'BASİT YARALAMA' RAPORU     Konuşmanın sona ermesinin ardından hastaneye götürüldüğünü ifade eden Çetin, "Doktor basit yaralamadan bir darp rapor hazırladı. O raporu almak istemedim. Çünkü verilmek istenen rapor benim orada linçe uğratıldığım şeklinde değildi. Boynumdan darp izleri vardı. Bunlar hiçbir şekilde raporda yoktu. Bunun için darp raporu almadım. ‘Şikayetçi olsam dahi bu boşa düşecektir’ diyerek şikayetçi de olmadım” şeklinde konuştu.   MA / Ferhat Çelik