'İşkencesiz bir dünya mümkün' 2021-06-26 20:36:21     İZMİR - İşkence Görenlerle Dayanışma Günü için düzenlenen etkinlikte konuşan TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, işkencesiz bir dünyanın mümkün olduğunu belirtti.    İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı İzmir Temsilciliği (TİHV) İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İmece Dostluk ve Dayanışma Derneği, EGE-TUHAYDER ve Halklar Arası Dayanışma Köprüsü Derneği "26 Haziran İşkenceye karşı Mücadele Günü ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” kapsamında basın açıklaması yaptı.    Alsancak’ta bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada ortak basın metnini okuyan TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, işkencenin, dünyanın pek çok ülkesinde devletler tarafından toplumlara karşı insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olarak kullanıldığını belirtti. Türkiye'nin “İşkenceye Karşı Sözleşme”yi 1988 yılında kabul ederek, Anayasa ve Ceza Kanunu’nda yasakladığını aktaran Üsterci, "Maalesef ülkemizde de işkence ve diğer kötü muamele sadece askeri darbeler döneminde değil neredeyse tüm cumhuriyet tarihi boyunca sistematik bir devlet pratiği olarak varlığını korumuştur" dedi.   Kolluk güçlerinin barışçıl toplanma ve gösterilere müdahalesi sırasında, açık alanlarda işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının arttığını söyleyen Üsterci, siyasal iktidarın bunları görmezden geldiğini hatta teşvik ettiğini belirtti.   İŞKENCE HER YERDE   Üsterci, salgın ile mücadele kapsamında alınan tedbirlere uyulmadığı gerekçesiyle çok sayıda yurttaşın bireysel ya da toplu biçimde kolluk güçlerinin işkence ve diğer kötü muamele niteliğine varan şiddetine maruz kaldığını belirtti. Üsterci, kötü muameleme ve işkencenin yaygınlaştığına dikkati çekerek, “İşkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının her açıdan yoğun olarak yaşandığı cezaevleri, salgın ile birlikte ülkenin yaşamsal açıdan en riskli mekânları haline gelmiştir. Hapishanelerde mahpusların hakları daha da kısıtlanarak işkence ve diğer kötü muamele boyutuna varan yeni bir ‘normal’ yaratılmıştır” dedi.   'İŞKENCEYİ ÖNLEYİN'   İşkenceyi önleme yükümlülüğünün öncelikle devletlere ait olduğunu hatırlatan Üsterci, şu taleplerde bulundu:   “* Cezasızlık politikalarına son verilmelidir.   * Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli.   * Gözaltı süreleri kısaltılmalıdır.   * Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı OPCAT ve Paris İlkelerine uygun tümüyle bağımsız bir ulusal önleme mekanizması oluşturulmalıdır.   * İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır.   * İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.”