'Açlık grevine çözüm bulmak zorundayız' 2021-06-21 09:02:49 İSTANBUL - Açlık grevlerinin gidişatına dikkati çeken İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Mehmet Acettin, “İçeridekiler yapacağını yapıyor. Önemli olan dışarıdakilerin ne yaptığıdır” dedi. İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin sonlandırılması ve artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım 2020’de başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi 207’nci gününde devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Mehmet Acettin, açlık grevlerinin giderek tehlikeli bir hal aldığını belirterek sorumluları görevini yerine getirmeye çağırdı.    Açlık grevi eylemlerinin son bulması için Öcalan’la görüşmenin önünün açılması gerektiğini belirten Acettin, “Görüşmeler sağlanırsa açlık grevleri son bulabilir. Fakat bu görüşme bir kereliğine olmamalıdır. Temel sorun olan tecridin artık ortadan kaldırılması gerekiyor. Tecrit insan kişiliğini ve insan özgürlüğünü kısıtlayan çok şiddetli bir uygulamadır” dedi.   MEŞRULAŞTIRMA ÇABASI    Öcalan’a verilen idam cezasının iptal edilmesinden sonra bir başka idam türü olan ağırlaştırılmış tecride alındığını dile getiren Acettin, 22 yıldır bu tecridin giderek derinleştiğine vurgu yaptı. Öcalan’ın tutulduğu İmralı Cezaevi’nin özel bir yasayla yönetildiğini dile getiren Acettin, “Ağırlaştırılmış tecrit aslında idam cezasının kaldırılması ile ortaya çıkıyor. Ağırlaştırılmış müebbet, idam etmeden uzun süre tecritte tutma politikasıdır. İmralı’daki uygulama da onun yansımasıdır. Öcalan üzerindeki uygulamalar artık diğer cezaevlerindeki tutuklulara da uygulanarak meşrulaştırılıyor” ifadelerini kullandı.    HAK GASPLARI     Kovid-19 pandemisiyle beraber tutukluların haklarının gasp edildiğinin altını çizen Acettin, özellikle de hasta tutukluların zor şartlar altında olmasına rağmen tedavilerinin engellendiğini söyledi. Hasta tutukluların sağlık haklarına kavuşamamasının yanı sıra ameliyat olması gereken hastaların pandemi önlemleri adı altında ameliyat edilmediğini ve yaşamlarının riske atıldığını belirten Acettin, “Mahpuslar uzun süre ilaçlarına ulaşamıyorlar. Revire gitmede dahi sorunlar yaşıyorlar. Düşünün ki kalp hastası bir mahpus kalp krizi geçiriyor. Fakat ambulansla değil de, ring aracı ile hastaneye götürülüyor. Bu durum cezaevlerindeki hukuksuzluğun ne derecede olduğunun bir göstergesidir. Bu uygulamalar öyle bir noktaya gelmiş ki mahpuslarda bazen hastaneye bile gitmek istemiyorlar” ifadelerini kullandı.   HİPOKRAT YEMİNİNİ HATIRLATTI    Cezaevlerine yaptıkları ziyaretlerde tutukluların hastane randevularına gitmek istememe nedenlerini kendilerine aktardıklarını söyleyen Acettin, şöyle devam etti: “Mahpuslar hastaneye gidip geldiklerinde çıplak aram dayatması ile karşı karşıya kaldıklarını ve 14 günlük kirli karantina koğuşlarında yaşamak zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Mahpusları bu şekilde ölmeye razı bırakıyorlar. Dolayısıyla hasta mahpusların koşullarını iyileştirmek yerine, daha da ağırlaştırılıyor. Hasta tutukluların kelepçeli şekilde muayene edilmesi uluslararası kurallara ve insan hakları kurallarına aykırı bir durum. Ama bu şekilde tutuklular tedavi edilmeye çalışılıyor. Doktorların kelepçeli muayeneyi kabul etmemesi gerekiyor. Doktorların Hipokrat yeminine uygun davranmaları gerekiyor.”    ÇÖZÜM BEKLİYORLAR   İmralı’daki tecrit ve cezaevlerinde yaşanan bu hukuksuzluklara karşı tutukluların süresiz-dönüşümlü açlık grevi başlattığını hatırlatan Acettin, önümüzdeki sürecin ne getireceğinin belli olmadığını söyledi. Tutukluların, aileleri, sivil toplum örgütleri ve halktan çözüm beklediğini ifade eden Acettin, “İçeridekiler yapacağını yapıyor. Önemli olan dışarıdaki gücün bir şeyler yapması. Toplumun algısını, yapısını ve düşünce tarzını değiştirecek olan yol ve yöntemleri bulmak zorundayız. Bunu kendimizden başlayarak tüm topluma yaymak, birlikte hareket etmek ve birleşik bir gücü oluşturmak gerekiyor. Bu grevlerin bitmesi için çözüm bulmak zorundayız. İktidar da üzerine düşen sorumluluğu artık yerine getirmelidir” şeklinde konuştu.