'4’üncü Yargı Paketi tecrit içinde tecrit getirir' 2021-06-11 09:02:05 DİYARBAKIR - Avukat Aslıhan Bulut, 4’üncü Yargı Paketi ile sadece siyasi tutuklulara getirilmek istenen mektup ve görüş kaydı, tecrit altında olan tutuklulara daha ağır tecrit koşulları getireceğini söyledi. Resmi Gazete’de yayınlanarak 1 Ocak’ta yürürlüğe giren ve tutukluların infazının yakılmasına neden olan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmeliği”, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve uluslararası sözleşmelere aykırı olması nedeniyle yönetmeliğin durdurulması ve iptali için Danıştay’da dava açılırken, şimdi de AKP milletvekilleri Meclis’e yeni bir teklif sundu.  Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile tutukluların mektup ve faksların kayıt altına alınacak, tutukluların birinci ve ikinci dereceden kişilerle yapacakları görüşmeler, kamu düzenini korunması gerekçesi ile kurum yönetimi tarafından dinlenebileceği ve elektronik cihazlarla kaydedilebilecek.    Meclis’e sunulan kanun teklifini değerlendiren Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi avukatlarından Aslıhan Bulut, yürürlükte bulunan cezaevi mevzuatında tutuklunun gönderdiği veya tutukluya gelen mektupların cezaevi mektup komisyonu tarafından okunduğunu, yapılmak istenen düzenleme ile birlikte tutukluların tamamen tecrit edilmesine dönük adımlar olduğunu söyledi.   ‘DÜŞÜNCEYE ENGELLENME’   Mevcut durumda mektup okuma komisyonunun bulunduğunu kaydeden Bulut, “Böyle bir düzenlemenin Meclis’e getirilmesi ayrı bir sorun olarak kafamızda soru işaretleri bırakmaktadır. Bununla birlikte tutukluların zaten haftalık telefon görüşmeleri, cezaevi idaresi tarafından dinlenir ve kaydedilir. Bu telefon kayıtları dinlenildiğinde bir suç unsuru tespit edilirse buna ilişkin ayrı bir soruşturma süreci başlatılır. Mevcut koşullar bu şekilde iken, yeni dördüncü yargı paketi ile getirilmek istenen sadece siyasi tutukluların mektup ve görüşlerinin kayıt altına alınması değil aslında tutukluların tamamen tecrit altına alınması, tutukluların fiziki olarak cezaevinde olmasının yanında düşüncelerinin de tecrit altına alınmasının amaçladığını düşünmekteyiz. Siyasi tutukluların cezaevinde olma nedeni düşünceleridir, düzenlemeyle birlikte tutukluların düşüncelerinin de cezaevinde tutulması amaçlanıyor” şeklinde belirtti.   TUTUKLU HAKLARI   Tutukluların hüküm giymiş olmaları nedeniyle özgürlükleri dışında diğer haklarından mahrum bırakılmaması gerektiğini dile getiren Bulut, “Özgürlüklerinin elinden alınmış olması dışında tüm haklara sahip olmaları gerekir. Bu haklardan biri de haberleşme hakkıdır. Haberleşme hakkı hem Anayasa’da hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) güvence altına alınmıştır. Bu hakkın engellenmeye çalışılması sadece haberleşme hakkı üzerinde değil, o tutukluları yok etmeye dönük bir çaba olduğunu düşünüyoruz. Devlet kişinin cezaevi koşullarında tutukluların, maddi ve manevi bütünlüğünü koruyabilmesi, bunun da güvencesini vermesi ve bu koşulları sağlaması gerekir” dedi.    HABERLEŞME HÜRRİYETİ   Anayasa’nın 22’inci maddesinin birinci fıkrasında haberleşme hürriyetinin korunmasına yönelik olduğunu belirten Bulut, aynı maddenin ikinci fıkrasının haberleşme hürriyetinin belli koşullarda kısıtlanması koşullarına yer verdiğini ve gelen itirazlara karşı iktidarın bu fıkra üzerinden savunmaya geçebileceğini söyledi. Haberleşme hürriyetinin kısıtlamasının her zaman bir sınırının olduğunu kaydeden Bulut, “Bu sınır haberleşme hürriyeti hakkının engellenmesine dönüştürülemez” diye belirtti.    MA / Cengiz Özbasar