10 Ekim Davası: Suriye’ye geçerken hiç durdurulmadık 2021-06-09 15:00:17   ANKARA - 10 Ekim Katliamı davasında tanık olarak dinlenen Serpil Dere, Türkiye'den Suriye’ye geçişlerinde Cerablus üzerinden pasaportsuz gittiklerini ve sınır hattında hiç durdurulmadıklarını söyledi.    Ankara Garı’nda 10 Ekim 2015’te DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu gerçekleştirilen katliama ilişkin 16 firari sanık ile insanlığa karşı suçtan yargılanan sanık Erman Ekici yönünden devam eden davanın 11’inci duruşması devam ediyor.   Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık ifadeleriyle devam eden duruşmada firari sanıklardan Savaş Yıldız’ın eşi Hülya Yıldız dinlendi. Firari sanıklarından Bayram Yıldız’ın da kayını olduğunu belirten Hülya Yıldız, diğer firari sanıkları tanımadığını ileri sürdü. Sanık Savaş Yıldız ile bir bağlantısının kalmadığını iddia eden Yıldız’a mahkeme heyeti, “Kayıtlarda hala evli görünüyorsunuz” dedi. Savaş Yıldız hakkındaki sorulara yanıt vermeyeceğini söyleyen Yıldız, eşi Savaş Yıldız’ın çocuğunu zorla götürmeye çalışması üzerine Suriye’ye gittiğini belirti. Yıldız, “Ben 6 yıldır Savaş Yıldız’ın Suriye’de olduğunu biliyorum. 2 yıldır Türkiye’ye geldim. Gidiş tarihimi tam olarak bilmiyorum. 4 sene Suriye’de kaldım” dedi. Mahkeme heyetinin “Suriye’ye nasıl gittiniz” sorusuna Yıldız, “Eşim, çocuğumu götürmek istedi ben de çocuğumu bırakmamak için gittim. O ara kızıma da hamileydim oğlum da 4 yaşındaydı. O zaman önce Adana’ya sonra İzmir’e geçtik. İzmir’e annemin yanına yerleştim” dedi. Mahkeme heyetinin “Önce kim gitti Suriye’ye” sorusuna, “Hiçbir bilgim yok. Eşimden dolayı gittim. Yargılandığım davadan da beraat ettim. Diğer sanıkları tanımıyorum” diye yanıt verdi.    HOL KAMPINDAN TÜRKİYE’YE    “Bayram Yıldız’ı ne zaman gördün” sorusuna ise Yıldız, “Bayram Yıldız ı hiç görmedim bir bağım yok. Suriye’de bir kere gördüm ama daha sonra ne oldu hiçbir bilgim yok” dedi. Suriye’de Tabka’da kaldığını belirten Yıldız, “Kırık dökük bir evde kaldık. Bizden başka kimse yoktu. Ben, bir oğlum eşim. Sonra eşim bizi bırakıp gitti. Oradaki insanların verdikleriyle, pazarda gaz satarak geçindim. Kaldığım yerde Türkiye’den gelen başka kimse yoktu hepsi Suriyeliydi ve dil bilmediğim için konuşamıyordum sadece hareketlerle anlaşıyordum” dedi. Türkiye’ye nasıl döndün sorusuna,  Yıldız, “PKK’nin elinde esirdim 2 sene. Sonra El Hol kampında 7 ay kaldım. Orada bir kaçakçı kadınla tanıştım o şekilde kaçtım” diye belirtti.   Savaş Yıldız’ın PKK’nin elinde olduğunu ifade eden Yıldız, “Türkiye’deyken hiç Adıyaman’a gitmedim. Eşim Savaş Yıldız Adana’da emlakçıydı” ifadelerini kullandı. Mahkeme heyetinin “Suriye’ye nasıl çıktınız?” sorusuna, “Kaçak olarak geçtik, araba tutmuşlardı. Hangi sınırdan geçtiğimizi tam olarak bilmiyorum ama Cerablus’tan geçtik. Pasaportumuz yoktu” dedi.   İZMİR'DEN SURİYE'YE GEÇİŞ   Ardından dava avukatları tanık Yıldız’ı çapraz sorguya aldı. Avukat Murat Kemal Gündüz, “Suriye’ye hangi yıl gittiniz?” sorusuna Yıldız, “Hatırlamıyorum” dedi. Gündüz’ün, “Hamileydim dedin, hangi tarihte hamile olduğunu biliyor olman lazım” demesi üzerine, “Çocuğum 2015’te doğdu. Giderken 2 aylıktı. Suriye’ye İzmir’den gittik” diye belirtti. Gündüz’ün “2015 Nisan ayında eşiniz birçok suça karıştı, o tarihte eviniz basıldı mı?” sorusuna Yıldız, “Ben o tarihte burada değildim. Ben tarih olarak net bir şey bilmiyorum. Eşim bunları burada yaparken ben o ara PKK’nin elindeydim, esirdim” ifadelerini kullandı. Gündüz’ün, “Suriye’den hangi yıl döndünüz?” sorusuna, Yıldız, “2 yıl önce” dedi. Mehmet Berkin Kanalp’i tanıyor musunuz sorusuna, “Hayır tanımıyorum” diye belirtti. Gündüz’ün “Size Suriye’den para geliyor mu?” diye sordu. Gündüz bu soruya, “Hayır gelmiyor” dedi. Gündüz, “Bu sorduğum şahıs eşinizin gönderdiği parayı İzmir’de çekiyor, size getirmiş olabilir mi?” dedi. Yıldız, “Hayır” yanıtını verdi.   EMNİYETLE İLGİLİ SORULARA ENGEL    Avukat Senem Doğanoğlu da “Firari sanıkların kod isimlerin soracağım” diyerek birçok kod ismin sordu. Yıldız, sayılan hiçbir kod ismini tanımadığını ileri sürdü. Doğanoğlu’nun “El Hol kampına nasıl geçtiniz” sorusuna, Yıldız, “Zaten belli bir süre kaldıktan sonra kadınları El Holle atıyorlar. Ben orada başka hiçbir kadını tanımıyorum. Oradan Türkiye’ye geçmek için kaçakçıyla anlaştım” dedi. Doğanoğlu’nun, “Parasını nasıl verdiniz” sorusuna, Yıldız, “Ben zaten gaz falan satıyordum o parayla verdim" dedi.  Yıldız, Suriye’den Türkiye’ye geçtiklerinde emniyetin kendilerini aldığını belirtti. Bunun üzerine Doğanoğlu, “Nasıl nerede sorgulandınız” diye sordu. Mahkeme heyeti Doğanoğlu’nun sorusuna yanıt verilmesine engel olarak tanık Yıldız, “yanıt vermek zorunda değilsiniz” dedi.   Avukatların tepki göstermesi üzerine Yıldız, sorulara yanıt verdi. Yıldız, “Adana emniyetinde de mi sorgunuz yapıldı” sorusuna, “evet” dedi.  Daha önce iki çocuğunun olduğundan bahseden Yıldız, avukatların sorgusunun ardından ağlayarak, “Mahkeme başkanı siz de babasınız, ben 3 çocuğumla annemin yanında yaşıyorum artık bunlarla uğraşmak istemiyorum” dedi.   'KATLİAM AÇIĞA ÇIKMASIN' ÇABASI   Katliamda yaşamını yitiren Korkmaz Tetik’in annesi Zöhre Tetik söz aldı. Tetik, “Ben oğlumu kaybettim bir şey söyleyeceğim, az önce 'sorulara cevap vermek zorunda değilsiniz' dediniz. Biz katliamın açığa çıkması için buradayız ama siz sorulara cevap vermesine karşı çıkıyorsunuz. Ben oğlumu kaybettim yaralandım ama burada katliam açığa çıkmasın diye çaba harcıyorsunuz. Kadının konuşmasının önüne engel oluyorsunuz” diyerek mahkeme heyetine tepki gösterdi.    RUS AYŞE’Yİ TANIDI   Ardından sanık Kasım Dere’ni eşi Serpil Dere tanık olarak dinlendi. Diğer sanıkları tanımadığını belirten Dere, sanıklardan Walentina Slobodjanjuk’u ise Rus Ayşe olarak tanıdığını belirtti.  2015 yılının Mayıs ayında Suriye’ye gittiğini dile getiren Dere, “2009 yılında evlendim Suriye’ye gitmeden önce 2 çocuğum vardı. Eşim inşaat işçisiydi. Ekim 2014’te eşim gitti. 7 ay sonra geri geldi ve beni ve çocukları zorla götürdü. Kilis’ten geçtik. Pasaportumuz yoktu. Erman Ekici’yi de tanımıyorum. Suriye’ye Cerablus’tan Tabka’ya geçtik. Eşim IŞİD’tendi. Eşim vefat etti. Kaldığımız yerde Türkiye’den gelen başka birileri de vardı. Demet Taşak, Merve Dündar, Ayşenur İnci vardı. Onlar bizden önce oradaydı” ifadelerini kullandı.   ‘KAÇAK YOLLARLA TÜRKİYE’YE GELDİM’   Dere “2015 Mayıs ayında gittim 2020 Mart’ta geri döndüm. Eşim ölünce geri döndüm çocuklarımla beraber. Geri dönüşte PKK’nin kampında esir kaldım. Kaçak yollarla Türkiye’ye kaçak yollarla kaçtım. Rus Ayşe, Merve Dündar’ın eltisi” dedi. Mahkeme heyetinin aranızda bir hiyerarşi var mıydı sorusuna,  sorusuna Dere, “Hayır yoktu hepimiz ev hanımıydık çocuklarımıza bakıyorduk. Evde silah yoktu. Türkiye’deyken hiç Adana’ya gitmedik. Bir yerden gelirim yok. Suriye’den para gelmiyor. Hakkımda açılan dava Adıyaman 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor” diye yanıt verdi.   “Türkiye’ye nerden geçiş yaptın” sorusuna Dere,“Antep’ten geçiş yaptık. Ekim 2015 ayında  Suriye’deydim. Ankara’daki patlamadan bir bilgim yok. Türkiye’ye gelip gitseydi bilirdim hiç gelmedi. Eşim çatışmaya girerken uçak bombardımanıyla öldü. Minbiç’te olmuş. Cesedini görmedim. Kişisel eşyaları bana teslim edildi. Çantasını getirdiler. Çantasında şahsi eşyalar vardı” dedi.     ‘YARDIMLAR TÜRKİYE’DEN GELİYORDU'   Avukat Senem Doğanoğlu, “Daha önce verdiğiniz ifadede 2013 Eylül - Ekim gibi ilk kez Suriye’ye gittiğinizi söylediniz şimdi 2014 dediniz” dedi. Dere, “Biz evet 2013’te gittik. Yardım amaçlı gittik” dedi Doğanoğlu, “Yardım amaçlı gittiyseniz neden kaçak çıkış yaptınız?” sorusuna Dere, “Birkaç ay orada kalırken yardım dağıttık” dedi. Doğanoğlu’nun “Kimin adına, hangi dernek kurum adına dağıtıyordunuz?” sorusuna, Dere, “Yok eşim dağıtıyordu. Yardımlar TIR'larla Türkiye’den geliyordu” yanıtını verdi. Doğanoğlu’nun “Türkiye’den geçerken durdurulmadık diyorsunuz doğru mu” sorusuna Dere, “Evet doğru durdurulmadık” dedi.   Doğanoğlu’nun “Eşinin 2016’da öldüğünü söyledin 2020’ye kadar tekrar evlendirilmedin mi” sorusuna Dere, “Hayır evlendirilmedim. Ben istemedim” dedi. “İstememe hakkı size tanındı mı” sorusuna Dere, “Evet tanındı” dedi. El Hol Kampı’nda bir yıl kaldığını söyleyen Dere, “Giderlerimizi çalışarak karşıladık” dedi.    EŞİ GÖZALTINA ALINMADI   Avukat Murat Kemal Gündüz, “Verdiğiniz ifadede; '2013 yılında eşim evden ayrıldı ve bir süre gelmedi ben de Adıyaman’da kayıp başvurusunda bulundum' demiştiniz. Karakolda, sizi arayan numaranın Afganistan’dan olduğu söylemiş doğru mu? Eşiniz Adıyaman’a döndükten sonra hiç gözaltına alındı mı” sorularına Dere, “Evet başvuruda bulundum. Ama eşim Türkiye’ye döndüğünde hiç gözaltına alınmadı. Sonra eşimle Suriye’ye geçtik” dedi. “Hol kampında Türkiye’den gelenlerle mi irtibatınız vardı yabancı mıydı” sorusuna, Dere, “Türkler de yabancılar da vardı. Türklerden en son gördüğüm kadınMerve Dündar’dı” dedi.   Duruşma avukatların beyanlarıyla devam ediyor.