KNK Eşbaşkanı Karamus: Kürdistan topraklarının satılmasına karşı durmalıyız 2021-06-08 09:02:26 HABER MERKEZİ - Türkiye’nin operasyon düzenlediği Federe Kürdistan’da toprak satın almasını “Kolonyalist devlet” olarak değerlendiren KNK Eşbaşkanı Ahmed Karamus, “Sessizlik ölümdür. Kürdistan topraklarının satılmasına karşı sesimizi yükseltmeliyiz" dedi.  Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 23 Nisan’da başlattığı askeri operasyonun arkasında toprak satın alma ve Avaşîn, Zap ile Metîna bölgelerindeki ağaçların kesilerek satılmasına yönelik tepkiler artıyor. Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmed Karamus, konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.    TOPRAK SATIN ALINMASI YENİ UYGULAMA    Korucuların da katıldığı ağaç kıyımının bölgede yeni bir uygulama olduğunun altını çizen Karamus, “Türkiye’nin buradaki tek hedefi Kürdistan topraklarını işgal etmektir. Türkiye bunu Başur’da bulunan bazı güçlerle birlikte yapıyor. Başur halkı da bunu biliyor ve görüyor. Ama Başur’un topraklarının satılmasını yeni bir gelişme olarak görüyoruz. Aldığımız bilgilere göre; o bölgedeki toprakların satıldığı yönündedir. Bu da aslında bölgede ağaç kıyımının başlaması ile birlikte gündemleşti. Türkiye’nin bölgede yürüttüğü bu uygulamalara karşı halk tepkilidir” diye belirtti.    ‘BÜYÜK KATLİAMLARA HAZIRLIK’    Türkiye’nin Hewler Başkonsolosu Hakan Karaçay ile Kürdistan Bölgesi yetkilileriyle yaptığı görüşme sonrası konunu alenileştiğini vurgulayan Karamus, “Başur yetkilileri, Türk devletinin yaptığı her şeyi kendinde de hak olarak görüyor. Ağaçlar, yapılan bir anlaşma sonrasında kesilmeye başlandı. Başur’un topraklarını satın aldılar ve bölgede her şeyi özgürce yapıyorlar. Türk güçleri de ‘satın aldığımız bölgelere yol götürmek istiyoruz’ diyor. Yol götürürken de önlerine çıkan her şeyi de ortadan kaldırmak istiyorlar. Kürdistan ormanları ve ağaçları o yüzden kesiyorlar. Şüphesiz Kürdistan topraklarının satılıyor olması skandaldır. Türkiye, bölgeyi katliamlarla işgal etmek istiyor. Aslında toprakları satın almakla büyük bir katliama hazırlık yapılmış oldu” diye konuştu.    İKİ TARAF ANLAŞMA İMZALADI    KNK olarak Türkiye ve Başur arasında imzalanan anlaşmanın içeriğine ulaşmak için çabalarının olduğunu ifade eden Karamus, “Bu anlaşmanın içeriğine dair daha geniş kapsamlı bilgiler almak istiyoruz. Bu çerçevede Kürdistan Parlamentosundan ve yetkililerden bu anlaşmanın içeriğini halkla paylaşmalarını istiyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki; eğer Kürt halkı bu konudaki refleksini güçlendirirse her şeyin önüne geçer. Yani tepkide birlik olursak bunun önünde de durabiliriz” diye belirtti.     BÖLGE İNSANSIZLAŞTIRILMAK İSTENİYOR    “Şüphesiz Kürdistan topraklarının satılması beraberinde bir felaketi de getirecektir” ifadelerinde bulunan Karamus, bu durumu asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Yapılanlarla neyin amaçlandığını iyi bildiklerini sözlerine ekleyen Karamus, şöyle devam etti: “Kendisinin olmayan toprakları bu şekilde yağmalayan, onun düzenini deviren, ağaçlarını ve ormanlarını kesen bir devleti kesinlikle burada istemiyoruz. Aslında bölgeyi tamamıyla insansızlaştırmak istiyorlar. Kürdistan’ın neresine bir saldırı olursa, biz KNK olarak o saldırılara karşı duracağız.”    ‘KOLONYALİST DEVLET KARAKTERİ’   Bölgenin nefessiz bırakılmak istendiğini dile getiren Karamus, devamla “Türkiye’nin saldırarak işgal ettiği yerler nefessiz bırakılmak isteniyor. Yani ağaçları keserek ve köyleri talan ederek orada ki yaşamı yok etmek istiyorlar. Türkiye işgal ettiği yerlerden fayda sağlamaya çalışıyor. Bu da Kolonyalist devlet karakteridir. Ağaç kıyımı sadece Başur’da değil, bütün Kürdistan topraklarında gerçekleştiriliyor. Buna karşı ses çıkartmak her birimizin temel sorumluluğudur” dedi.    KAÇAK ÜSLER VURGUSU   Son donemde bölgede kaçak üslerin kurulduğuna dikkati çeken Karamus, şunları ifade etti: “Türkiye’nin bölgede başlattığı operasyonlara karşı bir sessizlik hakim. Ama bu sessizliğe neden olan korkudur. Bu sessizlik özellikle de siyasi partilerde çok net bir şekilde görülüyor. Bu işgal girişimi ulusal bir tavırla kınanmalıdır ve bunun önüne geçilmelidir. Eğer bizler bu şekilde hareket etmezsek, Türk devleti bölgedeki operasyonlarını daha da genişletecek ve kendine daha geniş işgal alanları açacaktır. Zaten Zaxo’dan İran’a kadar, Türk devleti, askerlerini yerleştirmiş. Aynı zamanda Türk devletinin bölgede kurduğu yeni üsler var. Örnek vereceksek, Hewlêr’de kaçak bir üsleri var. Bu üs halk içinde de konuşuluyor.”    SESİZLİK PARÇASI OLMAKTIR    Elde ettikleri son bilgilere göre; TSK’nin Başika’da içinde ağır silahların da olduğu yeni bir üs kurduğunu belirten Karamus, şunları söyledi: “Bu bilgiler de bize şunu gösteriyor ki; Türkiye bir bütün olarak Başur’a saldırma hazırlığında. Başur hükümetinin, Türk devletinin işgaline karşı sessiz olması işte tam da bu anlaşmanın bir parçasıdır. Bu anlaşma adım adım gerçekleştirilecek diye tereddütlüyüz.”    ‘İŞGAL’ GİRİŞİMİ   KNK’nin rolü ve misyonuna da vurgu yapan Karamus, sözlerini şöyle sürdürdü: “KNK kurulduğu ilk günden beri Kürt Ulusal Birliği için çalışmalarını yürütüyor. 4 parça Kürdistan’da siyasi partilerle yaptığımız anlaşmalar da bunu sağlamaya dönüktür. Kürdistan topraklarının işgal edilmesine karşı mücadele etmek bizim temel görevimizdir. Türkiye uzun bir süredir burada ve her geçen gün de güçleniyor. Modern ve ağır silahlarla bölgeyi işgal ediyor. Türkiye’nin bölgede bulunan birçok askeri üssünde ağır silahları var. Türkiye 2020’de aynı durumu Zînî Wertê’de yaptı. O zaman da KNK olarak görüşmelerimiz oldu. Bunun üzerine çalışmalar yürüttük. Aynı zamanda konferanslar, görüşmeler ve başvurular yaptık. O dönem NATO ve BM ile görüşmeler sağladık. Eğer biz Kürtler ortak bir tavır geliştirmezsek ve aynı stratejide yürümezsek şüphesiz kazanan işgalciler olur.”    ‘KÜRTLERLE SAVAŞ SONUNU GETİRECEK’    “Türk devleti, Kürtlerle olan savaşta yok olma aşamasına gelmiştir” diyen Karamus, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Bütün dünya, Türkiye’nin Libya, Suriye ve Karabağ’daki tutumunu gördü. Uluslararası düzeyde Türkiye’yi ciddiye alabilecek kimse kalmadı. Bundan kaynaklı Türkiye’nin ulusal düzeyde yaşadığı kriz onun sonunu getirecektir. Türk devleti, bir çete devleti gibi hareket ediyor ve varlığını da bu çetevari tutum üzerinden sürdürüyor. Bugün açık bir şekilde DAİŞ ve EL-Nusra gibi çetelerle hareket ediyor. Bütün dünya bunu görüyor ve biliyor. Bundan kaynaklı Türk devleti kalan gücünü de Başur’a saldırarak tüketiyor. Aynı zamanda ekonomik, diplomasi ve siyasi çöküşünü Kürtlere saldırarak gizlemeyi amaçlıyor.”    ULUSAL TAVIR VURGUSU   Bölgede son dönemlerde yaşananlara karşı ulusal bir tavrın sergilenmesi gerektiğine dikkati çeken Karamus, sözlerini şöyle tamamladı: “Güney Kürdistan'daki bu krizi ve tehlikeli durumu sona erdirmek için çaba içerisindeyiz. Bugün Türkiye’nin işgaline karşı sessiz kalan güçleri ve Türkiye’yle çalışan Kürt güçlerini uyarıyor ve bu hatadan dönmeleri çağrısında bulunuyoruz. Elbette hala Türkiye’yle işbirliği içinde olan Başurlu askeri güçler var. Kürtlerin, Kürt kanını dökmemesi için yoğun çaba sarf ettik. Tarafları defalarca savaşa karşı durmaya çağırdık. Kütler arası bir savaş çıkarsa, Türkiye bundan faydalanır. Kürt kurum ve kuruluşlarının KNK çatısı altında bir araya gelmesini temenni ediyoruz. Kürtler iç sorunlarını diyalogla çözmeli ve Kürtler buna sessiz kalmamalı. Sessizlik ölümdür. Kürdistan topraklarının satılmasına karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Ulusal bir duruş ve tavırla buna karşı duruyoruz. İnanıyoruz ki Kürt halkı bu savaşı ulusal bir duruşla yenecektir.”    MA / Zeynep Durgut