Türkiye askeri olarak girdiği yeri sömürüyor 2021-06-07 10:47:28 URFA - Türkiye, PKK’yi ileri sürerek askeri güçle girdiği Kuzey Suriye’nin Efrîn kentinden, Zeytin, Girê Spî'de buğday, Serêkaniyê'de arpaya el koydu. Şimdi de aynı bahaneyle girdiği Federe Kürdistan Bölgesi'nin ağaçlarını kesip taşıyor.  Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Metîna, Zap ve Avaşin'e yönelik 23 Nisan'da havadan ve karadan düzenlediği operasyon 46'ncı gününde. TSK, asker indirmeleri ve yerleşme girişimlerinde zorlanınca Kürdistan Demokratik Partisi'ne (KDP) bağlı güçler ile Libya ve Karabağ'dan geri getirilen DAİŞ atığı paramiliteri kullanıyor. KDP’den 49 yıllığına satın alındığı ileri sürülen yerleşim yerleri operasyonla birlikte insansızlaştırılıyor. Paramiliter güçlerin yerleştirilmeye çalışıldığı bölgede ağaçlar kesilerek, Türk şirketleri üzerinden pazarlanıyor.    Bölge halkının geçim kaynağı olan tarım arazileri, bağ ve bahçeler bombalanıyor. Türkiye'nin daha önceden paramiliter güçler ile girdiği Efrîn, Girê Sipî ve Serêkaniye'de yapılan talan, gasp, fidye, tecavüz, Birleşmiş Milletler (BM) dahil uluslararası kuruluşların raporlarına yansımıştı. Kuzey Suriye kentlerinde zeytin, arpa, buğdaya el koyan Türkiye şimdi de aynı yöntemi Federe Kürdistan Bölgesi'nde kestirdiği ağaçlarla sürdürüyor.    Türkiye, "sınır güvenliği" ve "refah" propagandası ile 20 Ocak 2018 tarihindeki "Zeytin Dalı Harekatı" ile Efrîn'i, 9 Ekim 2019 tarihindeki "Barış Pınarı Harekatı" ile de Kuzey ve Doğu Suriye'nin Serêkaniye ve Girê Sipî kentlerini denetimine almıştı. Türkiye her üç kente yönelik saldırılarını DAİŞ artığı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) adlı paramiliter gruplara yaptırdı. Türkiye'nin "refah ve güvenlik" vaatleri yerini talan, tecavüz, fidye, kaçırma ve daha birçok insanlık suçuna bıraktı. Geçen yıl "Pençe 1,2,3 operasyonu" ile Xakurke ve Heftanin bölgeleri, bu yılda "Pençe şimşek" ve "Pençe Yıldırım" operasyonları ile Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik başlattığı saldırıları sürdürüyor. Bölgede doğa kıyımı yanı sıra yerleşim yerlerini de hedef alan operasyonlar sonucu halkın ekonomik birikimlerine el konuluyor.    AĞAÇLAR KESİLİP TAŞINIYOR    Zap, Avaşin ve Metîna'ya güç yığdıran Türkiye, ÖSO ve korucularla ormanlıkta ağaç kesip satıyor. Duhok’un Zaxo ilçesine bağlı Bêgova ve Dêrekar beldeleri ile Berwarî bölgesinde bulunan 47 köy, hava saldırıları nedeniyle boşaltılmak zorunda bırakılmıştı. Ağaç kesimi 28 Mayıs'ta KDP’nin yayın organı Rûdaw’a konuşan Kürdistan Parlamentosu Milletvekili Rêving Hırori tarafından şu cümleler ile dile getirilmişti: “Türk askeri Güney Kürdistan sınırları içerisinde konuşlandığı yerlerde kale gibi cepheler yapıyor. Türk askerleriyle birlikte bölgeye gelen çeteler ağaç keserek hırsızlık yapıyor. Sınırda ‘Nizare Tayê’ denilen bölgede yoğun bir orman vardı. Sabahtan akşama kadar gezseydiniz ağaçların yoğunluğundan güneşi göremezdiniz. O bölgede ağaçlar tamamen kesilmiş. Geverok-Zaho bölgesinde Türk askerinin geldiği yerlerde de ağaçlar tamamen kesilmiş. Aldığımız bilgilere göre askerlerle birlikte gelen korucu-çeteler, muhtemelen şirketlerle irtibat halinde ağaçları kesip Türkiye’ye götürüyor.”   EFRÎN'DEN ZEYTİN TAŞINDI    Askeri güçle girdiği Efrîn’de zeytinlere el koyan Türkiye, halkının geçim kaynağı olan zeytinyağını da “Türk zeytinyağı” etiketiyle Avrupa Birliği (AB) ülkelerine satıyor. İsviçre Muhafazakar Demokrat Partili Milletvekili Bernhard Guhl, Türkiye'nin askeri operasyon düzenlediği Efrîn'den Türkiye'ye getirdiği zeytinin işlenerek AB ülkelerine satıldığı iddialarını parlamento gündemine taşımıştı.    GİRÊ SİPÎ’DEN BUĞDAY, SERÊKANİYE'DEN ARPA    Mülkiyete el koyma, talan etme girişimi Girê Sipî’de buğday taşımakla sürdürüldü. Türkiye, hasat edilip depolanan 20 bin ton hububatı, TMO’nun Urfa’da bulunan depolarına taşımıştı. Söz konusu buğdayın kimden alındığı ve kimlere satıldığı bilinmiyor. 28 Ağustos 2020 tarihinde Ceylanpınar Gümrük Kapısı’nın hizmete girmesi ile de Türkiye'ye arpa taşınmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde oluşturulan Suriye Soruşturma Komisyonu’nun 11 Ocak ve 1 Temmuz 2020 tarihleri arasını kapsayan inceleme raporunda, Serêkaniyê’de SMO adlı paramiliter gruplar tarafından sistematik uygulanan yağma ve özel mülke zorla el koymanın yanı sıra keyfi şekilde sivilleri özgürlüklerinden mahrum bırakma ve hak ihlalleri belgelenmişti.