‘Peker’in kamerasına değil, toplumsal mücadeleye ihtiyaç var’ 2021-06-05 09:39:03 İZMİR - Devlet-mafya-siyaset ilişkisinde sadece aktörlerin değiştiğini belirten İzmir’deki siyasi parti temsilcileri, “Sedat Peker’in kamerasına değil, ciddi bir toplumsal mücadeleye gereksinim var” dedi.  Devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker'in, 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlerden uyuşturucu ticaretine, Suriye’deki militarist örgütlere silah gönderilmesinden yolsuzluğa dair itiraflarına ilişkin hukuksal bir gelişme yaşanmadı. İzmir’de bulunan siyasi parti temsilcileri, yargının sessizliğine tepki göstererek, sokak mücadelesine işaret etti.    BİLİNEN İLİŞKİLER İFŞA OLDU   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir İl Eşsözcüsü Fevziye Ünal, Peker’in itiraflarında yer alan kişilerin yıllardır eşit, adil ve demokratik bir yaşam mücadelesi veren tüm kesimler tarafından yargılanması talep edilen kişiler olduğunu belirtti. Peker’in itiraflarıyla devlet-mafya-siyaset ilişkisinin açık bir şekilde ifşa olduğunu dile getiren Ünal, “Bu ilişkileri net olarak tanımlamak gerekirse; devlet eliti (MİT, askeri ve kolluk bürokrasisi) tarafından domine ediliyor” dedi.   2014 MGK TOPLANTISI    Devlet-mafya-siyaset ilişkisinin bugün bu kadar ayyuka çıkmasının temelinde, 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında taktiksel ve stratejik işbirliği olduğuna işaret eden Ünal, Türkiye’de çözülmeyen sorunlar üzerinde kirli ilişkiler ağı oluşturulduğunu vurguladı. Peker’in SADAT aracığıyla Suriye’deki militarist örgütlere silah gönderildiğine dair itiraflarına değinen Ünal, şöyle devam etti: “Özellikle 2012-2013’de ABD-Türkiye ortaklığıyla eğit-donat adı altında açık ve örtülü olarak önemli silah ve mühimmat desteği yapıldı. 2014 başından itibaren AKP, Genelkurmay işbirliği ile MİT üzerinden Suriye ve Irak’taki cihatçı gruplara silahı yanında lojistik, istihbarat desteği çeşitli harp yöntemleri konusunda eğitimler ve destek sunuldu.”   TOPLUMSAL MÜCADELE    Demokratik ve adaletli bir işleyişe sahip olunmadığı sürece kirli ilişkilerin aktörleri değişse de süreceğini ifade eden Ünal, toplumun, yozlaşma ve çürümüşlüğe refleks göstermesinin önemine vurgu yaptı. “Bunun için Sedat Peker’in kamerasına değil, ciddi bir toplumsal mücadeleye gereksinim var” diyen Ünal, “Yeniden şekillendirilmeye çalışılan devlet-mafya-siyaset ilişkileri, herkesin de gördüğü gibi hızlı bir çöküş içindedir. Bizler toplumsal güçlerimizi birleştirip, eşit, özgürlükçü ve adaletli bir yaşamı ısrarla talep edip, bunun mücadelesini verdiğimiz zaman, bu karanlık süreçten aydınlığa çıkacaktır” diye belirtti.    OTORİTE SAVAŞI    Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü yöneticisi Mustafa Naci Toper, itirafların iktidarın içerisinde bulunduğu siyasal, iktisadi ve sosyolojik krizin yansıması olduğunu söyledi. Yönetim krizinin derinleşmesiyle iktidar etrafında çıkar amacıyla kümelenmiş odakların arasındaki çelişkilerin de büyüdüğüne dikkat çeken Toper, “Peker’in söylemleri de bu çelişkilerin itirafıdır. Rejim içeresindeki otorite savaşlarının yansımasıdır. Doğal olarak çelişkiler derinleştikçe, kendi içerisindeki pislikleri, halklara karşı işledikleri suçların daha fazla gün yüzüne çıkmasına vesile oluyor. Aslında itiraflar bizler için bilinmedik şeyler değil. Ama bugün ezilenler bakımından daha fazla gün yüzüne çıkıyor” ifadelerini kullandı.   SOKAK MÜCADELESİ    Kirli ilişkilere karşı emekçilerin, ezilenlerin ve demokratik kitle örgütlerinin sokağa çıkarak, birleşik bir hatta ortak bir mücadele yürütmesi gerektiğinin altını çizen Toper, “Bu bir rejim sorunudur. Bu rejim değişmediği sürece, aktörlerin değişeceği ama halklara karşı işlenen suçların devam edeceği aşikardır. Halklara karşı işlenen her suçun hesabı sokakta sorulur. Bunun hesabını sormak da tüm demokratik kesimlerin en temel görevidir. Bunların pisliklerini ancak devrim temizler fikriyatıyla mücadelesiyle yapılır” diye konuştu.   KİRLİ İTTİFAKA KARŞI MÜCALE    Devrimci Parti İzmir Temsilcisi ve Parti Meclisi (PM) üyesi Vural Köse ise Peker’in açıklamalarının halklara karşı işlenen suçlar, yolsuzluk, uyuşturucu ticareti, faili belli cinayetlerin birer birer ifşası olduğunu söyledi. “Ortadoğu’da Kürt halkına uygulanan imha politikası doğrultusunda eli kanlı selefi örgütleri devlet eliyle besleyen Sedat Peker’in bugünlerde anlattıklarını biz sosyalistler olarak yıllardır teşhir ediyoruz” diyen Köse, şunları ekledi: “Bu kirli ilişkiyi bilmek anlamak yetmez. Dün Ağar, bugün Peker, yarın Çakıcı… Bu eli kanlı kirli ittifakı bozmanın yolu birlikte mücadeleden ve sokaktan geçer. Peker’in açıklamalarından kaynaklı devleti hesap sorulması için göreve çağırmak, bu kirli ittifakı teşhir etmek açısından önemli sayılabilir. Ancak yeterli değildir, bu görevi yerine getirecek bu iki eli kanlı taraf değil, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, emekçiler, kadınlar, gençler olmak üzere tüm ezilenlerdir. Tüm kesimleri bu kirli ittifakın karşında örgütlenmeye birleşik mücadele saflarına çağırıyoruz.”   MA / Naci Kaya