DAD Eşbaşkanı Topçu: Cemevine saldırı iktidardan bağımsız olmaz 2021-06-05 09:04:04 HABER MERKEZİ - Sedat Peker'in işaret ettiği cemevine olası bir saldırı planının iktidardan bağımsız olmayacağını belirten DAD Eşbaşkanı Saime Topçu, "Halka ait olan değerleri çalarken anlaşırlar, paylaşırken birbirlerine düşerler" dedi. Devlet bağlantılı çete örgütü yöneticisi Sedat Peker, yayımladığı son videosundan kısa bir süre sonra sanal medya hesabı üzerinden cemevlerine yönelik bir saldırı planının yapıldığını açıkladı. Peker, "Derin Mehmet" olarak nitelendirdiği eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a işaret ederek, "Devamlı Alevilik konusuna değinmemin sebebi derin mehmetin adamları tarafından geçmişte Gaziosmanpaşa’daki kahve saldırısından çok daha büyük bir eylem yapılıp, ülkede kaos çıkarma planlarını boşa çıkarabilmek içindir. Planları bir cemevine saldırıdır" paylaşımı yaptı.    Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Saime Topçu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, olası bir saldırıdan iktidarın sorumlu olacağına dikkati çekti.     PEKER’İ KONUŞTURANLAR     Mafya adı altında örgütlenenlerin toplumun tüm değerlerine düşman olduğunu söyleyen Topçu, bu kişilerin aynı zamanda toplumun demokratik güçlerini hizaya getirmek için her türlü yalan, komplo, baskı ve katletme yollarına başvurduklarını kaydetti. Topçu, "Vatan, millet bekçiliği yaparlar. Kendi içlerindeki iktidar mücadelesi de kesintisiz bir biçimde sürer. Bazen kendilerini yok eder ve hizaya getirirler. Halka ait olan değerleri çalarken anlaşırlar fakat paylaşırken birbirlerine düşerler ve asla birbirlerine güvenmezler. Bugün Sedat Peker'i konuşturanlar da Saray'da oturanlardır” dedi.   Demokrasinin olmadığı ülkelerde "çete ve mafyaların demokrasisinin" devreye girdiğini söyleyen Topçu, Alevilere yönelik baskı ve tehditlerin yeni olmadığını ifade etti. Cemevlerine yapılan saldırılar ve Alevi evlerinin fişlenmelerini anımsatan Topçu, "Bunları yapanlar kim? Devlet güçleri veya kolluk kuvvetleridir. Kimden emir alıyorlar? Devletten emir alıyorlar” diye kaydetti.    ALEVİLERE SALDIRILAR   “Türkmenlere gönderiliyor” adı altında Suriye’de paramiliter gruplara silah gönderildiğine dikkati çeken Topçu, bu silahlarla katliamların yapıldığını ve Alevilere yönelik de kullanıldığını dile getirdi. Topçu, “Devlet ibaresi olduğu için silahların bulunduğu araçlar aranmıyor. Gönderilen silahlar ilk önce Efrîn bölgesinde yaşayan Alevilere yönelik kullanıldı. Efrîn'deki Aleviler kim? Katliamlarda ve saldırılarda sürgün edilen Kürt Alevilerdir. Alevilere yönelik katliamları bu kişiler değil, devlet bürokrasisinin en kilit noktalarında görev alan ve devleti temsil edenler yapmıştır. İster isimleri 'derin devlet' olsun ister 'mafya' olsun... Sonuç itibariyle devlet adına, devletin bilgisinde görev yaptığını beyan ediyorlar. İfşa edilen durum uluslararası bir suçtur. Aleviler bu söylemlerin bir an önce incelemesini istiyoruz” şeklinde konuştu.    'İKTİDARDAN BAĞIMSIZ OLMAZ'   Peker'in itiraflarının iktidar tarafından Kürtler ve Alevilere yönelik işlenen suçlar ile kirli ilişkileri açığa çıkardığına vurgu yapan Topçu, "Peker'in Gaziosmanpaşa'da bir kahvenin taranması ile ilgili açıklaması ve Alevilere yönelik yeni bir provokatör eylem olabilir söylemini ciddiye alıyoruz. Böyle bir saldırı olursa da bu saldırının iktidarı yönetenlerden bağımsız olmayacağını biliyoruz. Olası bir saldırıda sadece Aleviler kaybetmez. Tüm toplum kaybeder ve tüm topluma mal edilir. Kanlı ellerini üzerimizden çeksinler” diye konuştu.   BÜLBÜL: FAİL DEVLET    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül ise, Alevilerin yeniden hedef haline getirildiğini işaret ederek, “Şuan ki sistematik devlet aklına göre Alevi toplumu suçludur. Sürekli denetimde tutulması gerekiyor. Üzerine provokasyonlar uygulanmalı, katliama maruz bırakılmalı ve susturulmalıdır” dedi. Alevilerin tarihte birçok kez yok edilmeye çalışıldığına ve soykırıma tabi tutulduğunu söyleyen Bülbül, faillerin ise bulunmadığını kaydetti.    Bülbül, “Fail devlet ve devletin birlikte organize ettiği mafya, çete, ırkçı, faşist kesimlerdir. Bu çete söylemese de biz Alevi toplumunun hep hedefte olduğunu biliyoruz. Fakat bir çetenin devlet ağzıyla bunu ifşa etmesi, tanımayanlar ve bilmeyenler için önemlidir. Alevi toplumuna yapılmış bir saldırı sadece Alevi toplumuna yapılmış bir saldırı değildir. Türkiye’deki bütün muhalefete, hakikate ve adalete yapılmış bir saldırıdır. Bunun tehdidi de böyledir. Dolayısıyla hakikat, adalet, hukuk, alevi toplumu ve paydaşları tamamen hedef durumundadır. Bunun suçlusu devlet ve şuan ki hükümettir. Buna karşı ortak tutum almak gerekmektedir” diye konuştu.    'GÜVENLİĞİMİZİ ALALIM'   Baskılara karşı siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, Alevi kanaat önderleri ve Alevi toplumuna görevler düştüğünü ifade eden Bülbül, sistematik eylem ve etkinlik çağrısında bulundu. Cemevlerinde ve derneklerde sürekli nöbet tutulmasını isteyen Bülbül, “Bu çağrıyı şunun için yaptık. Bizim güvenlik sorunumuz var. Devlet güvenliğimizi almıyor. Kendi güvenliğimizi kendimiz almak zorunda kalıyoruz. Yani devletin savsaklamasına ve devletin yaptığı derin planlara bir cevap amacıyla bu çağrıyı yaptık” ifadelerini kullandı.