Kürdistan Gazetesi çıktı, Osmanlı padişahı ferman yayınladı 2021-04-22 09:04:09 DİYARBAKIR - Kürdistan Gazetesi'nin ilk sayısından sonra II. Abdulhamit’in yayınladığı fermanla Kürdistan'a girişinin yasaklandığını belirten Araştırmacı-yazar Ahmet Kanî, 123 yıllık Kürt basın tarihine bakıldığında devletin Kürtlere karşı yürüttüğü baskı politikalarının değişmediğini söyledi.  Mir Bedirxan’ın oğullarından Miktad Mithat Bedirxan, 22 Nisan 1898 yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de ilk Kürt gazetesi olan Kürdistan Gazetesini çıkardı. Bedirxan’ın gazeteyi Kürt bölgesinde çıkarma düşüncesi olsa da, çalkantılı yıllarıyla birlikte merkezi politika güden Osmanlı devletinin baskılarını nedeniyle gazeteyi Kahire’de çıkarmaya başlar.   Osmanlı’nın giderek merkezileşen otoriter devlet yapısına rağmen Bedirxan, gazetenin ilk üç sayısını Kürtçe çıkarır. II. Abdulhamit, ilk sayıdan sonra yayınladığı fermanla gazetenin Kürdistan bölgesine girişini yasakladı. Osmanlı’nın Kürdistan gazetesinin tutumuna karşı Bedirxan, gazetenin dördüncü ve beşinci sayılarında Abdulhamit'e ithafen yazdığı Osmanlıca dilekçeleri gazetede yayınlar. Bedirxan, dilekçede padişahın iktidarına karşı olmadıklarını, sadece çıkardıkları gazeteyle halkın bilgi almasını sağlamayı amaçladıklarını yazar. Ancak bu dilekçelere cevaben olacak ki, beşinci sayının çıkmasından sonra İstanbul’da bulunan Bedirxan ailesine bir saldırı gerçekleşir ve Mithat Bedirxan, Kahire’den İstanbul’a gelmek zorunda kalır.   Mithat Bedirxan, İstanbul’da bulunan ailesine yapılan saldırı sonucu gazeteyi bir daha çıkarmayacağına karar verir ama kardeşi Abdurrahman Bedirxan, Cenevre’ye giderek gazeteyi çıkarmayı sürdürür.    4 FARKLI ÜLKEDE ÇIKARILDI   Kürdistan Gazetesi, tüm baskılara rağmen dört yılda çıkan 31 sayı ile yayın hayatını sürdürmeye devam eder. Gazetenin ilk beş sayısı Mithat Bedirxan tarafından Kahire’de çıkarılır. Ailesine yapılan saldırı sonucu gazetenin diğer sayıları ise kardeşi Abdurrahman Bedirxan tarafından 4 aylık bir gecikmeyle; 6-18’inci sayıları Cenevre'de, 20-23 sayıları Kahire’de, 24’üncü sayısı Londra'da, 25-29'uncu sayısı Folkstone'yda (İngiltere), 30-31’inci sayıları ise Cenevre’de çıkarılır.   GAZETENİN 19’UNCU SAYISI KAYIP   Gazetenin 19’uncu sayısı ise kayıp. Kayıp olmasından dolayı bu sayının nerede, ne zaman çıkarıldığına dair bir belge ve bilgi bulunmuyor.   Kürdistan Gazetesi üzerine 2011 yılında Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü’nde tez yazıp, 2019 yılında Analîza Rojnama Kurdistan ismiyle kitap haline getirilen Araştırmacı-yazar Ahmet Kanî, Kürdistan Gazetesi’nin tarihsel gelişim sürecini anlattı.   II. ABDULHAMİT FERMAN ÇIKARDI   Gazetenin ilk sayısında sonra II. Abdulhamit’in çıkardığı fermanla gazeteye yönelik baskıların arttığını ve Kürdistan’a girişinin yasakladığını belirten Kanî, “Dönemin yöneticileri Kürtçe gazetenin okunmadığı ve gerekli görülmediği gerekçesiyle yayınlanmasına karşıydılar. Ancak yine gazetenin 13’üncü sayısına bakıldığında Diyarbakır’dan Ş.M. isimli bir Kürt âlim, gazeteye mektup yazmış ve mektup Abdurrahman Bedirxan tarafından gazetede yayınlamış. Abdurrahman Bedirxan mektubu yayınlayarak padişah ve yöneticilere aslında Kürtlerin gazeteye ilgi gösterdiklerini göstermek istemiş” dedi.   Kanî, diğer yandan mektupta gönderenin ismin sadece baş harflerinin olmasının ise o dönemdeki baskıya açık örnek olduğunu ifade etti.   GAZETENİN İÇERİĞİ   Dönemin önemli toplumsal olaylarının işlendiği Kürdistan Gazetesi’nin yine Kürt tarihi ve edebiyatına ilişkin bilgiler içerdiğini söyleyen Kanî, gazetenin her bir sayısında Şerefxanê Bitlîsî’nin kaleme aldığı Şerefname’nin bölümlerinin yer aldığını gördüklerini aktardı. Kanî, gazetenin 13’üncü sayısında Kürt ve Ermeniler arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin eleştirilerin bulunduğunu da kaydetti.   MEM Û ZÎN İLK KEZ YAYIMLANDI   Yine Ahmedê Xanê tarafından el yazısı ile kaleme alınan ‘Mem û Zîn’ adlı eserin Heci Qadîrê Koi tarafından Kahire’de bulunan Mithat Bedirxan’a gönderildiğini ve eserin ilk defa Kürdistan Gazetesi’nde bölümler şeklinde yayımladığını söyleyen Kanî, “Dönemin koşullarına bakıldığında aslında Kürdistan Gazetesi’nin Kürt dilinin ilerlemesini amaçladığı görülüyor. Kürt halkına okuma-yazmayı öğretmeyi hedefliyor. Kürdistan Gazetesi için şunu diyebiliriz; Kürtlerin kurduğu ilk okuldur. Çünkü Kürtlerin okuma ve yazmasında teşvik edici bir rol oynadı” ifadelerini kullandı.    1972’DE ALMANYA’DA BULUNDU   Kürdistan Gazetesi’nin 31’inci sayıdan sonra çıkarılamadığını, 1902’den sonra bir şekilde unutturulduğunu dile getiren Kanî, gazetenin sayılarının ilk kez 1972 yılında Güney Kürdistanlı akademisyen Dr. Kemal Fuat tarafından Almanya’da tarihin tozlu raflarında bulunduğu hatırlattı.   “Dr. Fuat, el yazmaları için Almanya’da yürüttüğü bir çalışmada Kürdistan Gazetesini bulur ve gazetenin 26 sayısını toplamayı başarır. Gazetenin kayıp olan 17 ve 18’inci sayıları Mihemmed Tayfun (Malmîşanî) tarafından, 10 ve 12’inci sayıları ise Prof. Celilê Celil tarafından 2006 yılında Rusya’da bulunur. Şimdiye kadar gazetenin 30 sayısı toplanılabildi. Ancak 19’uncu sayı ile ilgili en ufak bir bilgi elde edilmiş değil” diyen Kanî, bu sayının ne zaman, nerede basıldığına ilişkin araştırmaların sürdüğünü kaydetti.   ‘123 YILDIR POLİTİKA DEĞİŞMEDİ’   Kanî, Kürdistan Gazetesi’nin basılmasından bugüne aradan geçen 123 yıllık dönemde devletin Kürt halkına karşı tutumunun değişmediğini de ifade etti. Kürtlere dönük saldırıların halen aynı şekilde devam ettiğini söyleyen Kanî,  “Gazeteler kapatılıyor, seçilmiş belediyelere kayyım atanıyor, Kürtçe tabelalar indiriliyor. Yani Kürtlerin bütün yaşam alanlarına bir saldırı durumu söz konusu. Bunun için direnmeye devam etmeliyiz. Direndiğimizde bu zulüm böyle devam etmez, özgürlüğe erişmemize kimse engel olamaz. Kürt basınından isteğim; kendi dilimizle gazeteciliğimizi yürütelim. Dilimiz bayrağımızdır” dedi.   MA / Cengiz Özbasar