Ceylan: Tecrit sonlanırsa toplum nefes alır 2021-04-21 09:02:54 DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, cezaevlerinde süren açlık grevlerine dikkati çekerek, "Tutukların talebi insanidir. Tecrit sonlanırsa, tüm toplum nefes alır” dedi.  Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen bir soruşturma kapsamında 22 Ekim’de parti binalarına düzenlenen polis baskınının ardından tutuklanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanları Hülya Alökmen Uyanık ve Zeyyat Ceylan, 5 ay sonra 23 Mart’ta tahliye edildi. Eşbaşkan Hülya Alökmen Uyanık, tahliye edildikten 24 gün sonra 15 Nisan’da Demokratik Toplum Kongresi (DTK) delegesi olması gerekçesiyle hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla verilen 10 yıl 6 ay hapis cezası nedeniyle tutuklandı.    HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, İmralı tecridi ve buna karşı başlatılan açlık grevleri sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    'ÇÖKTÜRME PLANI DEVAM EDİYOR'   HDP’ye yönelik hukuksuz gözaltı ve tutuklamaların 30 Ekim 2014 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) kararlaştırılan “Çöktürme Planı”nın bir devamı niteliğinde olduğunu belirten Ceylan, bununla hem partilerinin hem de demokratik kesimlerin hedef alındığını söyledi. Tutuklanmalarını “siyasi operasyon” olarak değerlendiren Ceylan, suç olarak yöneltilen tüm iddiaların gözaltı gerekçesi dahi olamayacağını ifade etti.    CEZAEVLERİNİN DURUMU    Mücadelelerine yönelik baskıların cezaevlerine de sirayet ettiğini dile getiren Ceylan, tutuklu bulunduğu süre boyunca yaşadıkları baskıları şöyle anlattı: “Cezaevlerinin durumu dışarıdaki yaşamla bağlantılıdır. Zulüm baskı, diz çöktürme dışarıda olduğu kadar, içeride de yaşanıyor. Cezaevlerinde binlerce yöneticimiz, üyemiz, hatta vekillerimiz var. Halen de bu tutuklamalar devam ediyor. Tabi bu tutuklular yaşanan bu süreci protesto etmek için süresiz dönüşümlü açlık grevini sürdürüyor. Bu açlık grevinin nedeni PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tutuklular üzerindeki tecrit ve baskılardır. Açlık grevlerini sürdürenlere karşı baskılar devam ediyor. Cezaevlerinde durumlar hiçte iç açıcı değil. Tutukluların yemeklerinden tutun sürgünlerine, kitaplarından gazetelerine, yine normal haklarına kadar baskı kuruluyor. Hatta 30 yıldır cezaevinde bulunan tutukluların infazları dahi yakılıyor. Tüm hakları ellerinden alınmış durumda. Özellikle de 30 yıllık cezasını bitirmiş tutuklulara özel bir konsept uygulanıyor. Bu tutukluların tahliyesi için pişmanlık yasasına imza atılması isteniyor. Bu da cezaevlerinde yeni oluşturulan gözlem heyeti tarafından yapılmaya çalışılıyor. Bunu kabul etmeyen tutukluların infazları yakılıyor. Yani cezasını yatan tutukluların tüm hukuksal ve insansal hakları gasp edilmiş durumda.”    TALEPLER İNSANİ   Salgın gerekçesiyle tutukluların birçok hakkının elinden alındığını aktaran Ceylan, görüşlerin kısıtlandığını, hastane sevklerinin yapılmadığını, tedavilerin engellendiğini ve cezaevi gardiyanlarının her gün arama adı altında saldırılarda bulunduğunu söyledi. Hak ihlallerine karşı insan hakları savunucularını duyarlı olmaya çağıran Ceylan, "Açlık grevini sürdüren tutukluların talepleri, tüm toplumun talepleridir. Cezaevlerinde sürdürülen tecrit sonlanırsa, tüm toplum nefes alır. Tecrit sorunu hükümetin, siyasetçilerin, Kürtlerin, Türklerin, kısacası herkesin sorunudur. Tutukluların talepleri insani talepleridir. Tutukluların bu taleplerine kulak verelim ki, gidişatı barışçıl ve huzurlu bir sürece evirelim. 2019 yılındaki açlık grevleri sürecindeki gibi ölümlerin yaşanmaması için herkes cezaevlerine ses vermeli” ifadelerini kullandı.    ÖCALAN İLE ‘KESİNTİLİ’ TELEFON    İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 25 Mart’ta kardeşi Mehmet Öcalan ile Urfa Adliyesi’nde yapmış olduğu 4 buçuk dakikalık kesintili telefon görüşmesinin hem tutuklular hem de toplum açısından daha fazla tedirginlik yarattığını belirtti.   ‘NEWROZ MORAL OLDU’   Newroz kutlamalarının tutuklular açısından büyük bir moral kaynağı olduğunu dile getiren Ceylan, şunları söyledi: “Milyonlar alanlarda tecride karşı tepkilerini dile getirdi. Newroz alanlarında insanların demokratik siyaset ve barış taleplerinin yanı sıra tecride dikkat çekmesi, büyük bir enerji ortaya çıkardı. Her şeye rağmen halk saldırılara karşı demokratik siyaseti işaret etti, yine Kürt sorununun çözümüne dikkat çekti. Halk Kürt sorunun savaş yöntemleriyle çözülemeyeceğini bir kez daha gösterdi. Tutuklular bir kez daha barışa ve özgürlüğe olan inancını yineledi.”   MA / Ergin Çağlar - Mehmet Erol