Çelik: HDP’yi kapatmak yüzyıllık inkarın devamıdır 2021-03-31 09:08:47 İSTANBUL - HDP’ye kapatılma davasını temeli yüz yıl önce atılan inkarcı ulus devlet politikasının devamı olduğunu belirten eski milletvekilli Demir Çelik, "Partiyi kapatmaya kalkışmak Kürtlerin demokratik siyasete biçtiği rolü tersyüz etmek demektir” dedi.  Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik kapatılma istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) açılan dava ile partinin mevcut ve eski eş genel başkanlarının da aralarında olduğu 687 kişi hakkında 5 yıl süreyle siyasi yasak talebine ilişkin tartışmalar sürüyor.    Siyasi yasak talep edilen kişilerden biri de 2008-2010 yılları arasında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanlığını yapan HDP eski milletvekilli Demir Çelik. Uzun yıllar boyunca Kürt siyasal mücadelesi içerisinde yer alan Çelik, kapatma davası ve siyasi yasak talebinin nedenleri ve olası sonuçlarını değerlendirdi.   YÜZ YILLIK İNKARIN DEVAMI   HDP’ye kapatılma davasının mayasının yüz yıl önce atılan ulus devlet zihniyetin ve politikalarının bir devamı olduğu belirten Çelik, Kürtleri yok hükmünde görme, ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal haklarını görmezden gelme, inkar etme ve hak mücadelesi yürüten kişileri düşmanlaştırma hukukuna tabi tutma uygulamalarının devam ettiğine işaret etti.   Çelik, HDPye yönelik kapatma davasına ilişkin, 30 Ekim 2014’te Milli Güvenlik Kurulu’nda kabul edilen “Çöktürme Eylem Planı’nı” hatırlatarak,  Kürt siyasi hareketini tasfiye etme, toplumun sivil demokratik örgütlülüğünü dağıtma, sivil toplum değerlerini ortadan kaldırma kararının devamı niteliğinde bir adım olduğunu dile getirdi.   HDP’NİN BAŞARISI KORKUTTU   HDP’ye yönelik kapatma davasının bir diğer ayağının ise 7 Haziran 2015 seçimlerinde ulus devletin inkar ettiği, yok hükmünde gördüğü Kürtlerin, Alevilerin, demokrasiden yana olan güçlerin, ezilenlerin, elit siyasetle çözüme kavuşturulamayan sorunlarının çözüm iradesi olarak HDP’yi görmesi ve desteklemesi olduğunu ifade eden Çelik, “Ulus devlet sahipleri 7 Haziran’daki seçim başarısını kabul etmedi. Seçimlerin hemen ertesinde Devlet Bahçeli bu seçimin yok hükmünde olması gerektiğini ifade ederek, olası bir erken seçim için 15 Kasım’ı işaret etmişti. Yine CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdoğan’ı ziyaret ederek, HDP’nin yakaladığı başarının kabul edilmezliği üzerine fikir birliğine vardı. Devletten, sistemden beslenen elit siyasetin üçayağı olan AKP, CHP ve MHP, HDP’nin engellenmesi, demokratik siyaset çevrelerinin yeni siyaset yaratmalarına fırsat vermeden bunun engellenmesi ve dağıtılması yoluna gittiler” diye belirtti.   HEDEF TOPLUMU TESLİM ALMAK   HDP’nin çok yüksek oy oranlarına sahip olduğu kentlerin yıkılmasından baskı ve tutuklamalara kadar yaşananları özetleyen Çelik, tüm saldırılara rağmen HDP’nin yüzde 10 seçim barajının altına geriletilememesi, Newroz’da da ortaya çıktığı gibi halkın iradesinin arkasında durması, 2019 yerel seçimlerinde AKP’ye kaybettiren en büyük faktörün HDP’nin stratejisi olması gibi başlıca nedenlerin HDP’ye yönelimleri arttırdığına işaret etti.    Doğu Perinçek’in ardından Devlet Bahçeli’nin de yaptığı açıklamaların HDP’nin kapatılmasının tamamıyla siyasi kaygılardan ileri geldiğinin kanıtı olduğuna vurgu yapan Çelik, “Devletin bekası, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü zihniyetine bağlı kalınarak HDP’nin önünü kesmek, HDP’ye gönül veren insanların iradesine kırmak, dolayısıyla HDP’nin çevresinde örgütlenmiş emek hareketlerini, kadın hareketlerini, gençlik hareketlerini, demokrasi güçlerini teslime zorlayarak biat ettirme amacını gütmektedir” dedi.   ‘DAVA HUKUKİ DEĞİL’   Hazırlanan iddianame incelendiğinden davanın hiçbir hukuki boyutunun olmadığının açık bir şekilde ortaya çıkacağını belirten Çelik, “Zaten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesi incelendiğinde her hangi somut bir delil söz konusu değil. Sadece sübjektif niyetlere dayalı, internet üzerindeki bir kısım haberler kes, kopyala, yapıştır yapılmış. 687 siyasetçiye yönelik siyaset yasağı kararına ilişkin de, bu kişilerin HDP’ye gönül vermek dışında bir siyasal kimliklerinin olmadığı da açıktır” diye konuştu.   ERKEN SEÇİM HESABI   Kapatma davası ve sürecin ortaya çıkardığı gerçeklikler doğrultusunda 2021 yılı sonbaharında erken genel seçim ihtimalinin yüksek olduğuna dikkati çeken Çelik, kapatma da davasının bir yönünün de iktidarın oylarını konsolide etme çabası olduğunu söyledi. Çelik, seçimlerde yüzde 50+1’i yakalamak için HDP’yi kendi kötü niyetlerine kurban etmek istediklerini dile getirerek, şöyle devam etti: “HDP’nin kapatılması olasılığı çok yüksek olmasa da bu ihtimal söz konusu. Seçimlere gölge düşürmemek adına kapatmak istemeseler bile kolunu kanadını kırdıkları, Meclis’te gruptan mahrum bıraktıkları bir HDP bırakmak istiyorlar. Fezlekelerin meclise gönderildiği göz önüne alındığında birçok milletvekilinin vekilliği düşürülebilir. HDP’yi 20 vekilin altına düşürüp hazine yardımında da mahrum bırakarak seçimde işlevsiz, hareketsiz, atalet içerisinde bir siyasal oluşum noktasında kalması gibi bir amaçları olduğu açığa çıkmıştır. Bu gerçekleşir mi bu da başka bir konu tabii.”    HDP SEÇMENİ NE YAPACAK?   Kapatma davasının ardından iktidar yanlısı medya organlarında HDP seçmeninin olası kapatma halinde farklı partilere yöneleceği tartışmalarını değerlendiren Çelik, bu hesapların boş hayallerden başka bir şey olmadığını hatırlattı. 1991 yılında HEP’in kuruluşundan bu güne onlarca partilerinin kapatıldığını anımsatan Çelik, HDP çevresinde örgütlenen Kürtlerin partileri olsun olmasın, kapatılmış olsun olmasın hiçbir şekilde iradelerinden bir adım bile geri atmadıklarını dile getirdi.   Çelik, HDP tabanının iktidardan ve ikbalden beslenen ve bunların sağladığı olanaklarla yaşamlarını sürdüren bir kesim olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu bilinçli bir kitledir, mevcut sosyolojinin de toplumsal hakikatin de farkındadır. Sorunun çözümünün nerden geçtiği bilinciyle hareket ederek Newroz’da tarihe damgasını bir kez daha vurmuştur. Kaldı ki biz çok seçime partisiz girdik. Partimiz yoktu, bağımsız girdik. Okuma yazma bilmeyen yurttaşlar ellerinde iple sıraları ölçerek oyunu vermiş ve iradesini sahiplenmiştir.”    AÇ TAVUĞUN RÜYASI!   Kürt siyasal mücadelesinin 1991’de kurulan Halkın Emek Partisi’nden HDP’ye kadar tüm kapatma süreçlerinden daha da güçlenerek çıktıklarına işaret eden Çelik, HDP’nin kapatılması halinde partinin seçeneksiz olmadığını ve pek çok alternatifinin bulunduğunun altını çizdi.   HDP’nin hem Kürt partileri hem de farklı dost partiler üzerinden seçimlere girebilme imkanını olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, şunları ifade etti: “O nedenle bu kapatmadan medet uman, hesaplar içerisinde olanlara bir kez daha şunu hatırlatmak isteriz ki bizim kendi alternatiflerimiz, seçeneklerimiz onların ummadıkları güçtedir. Bu konuda da halkımızın özgüveni ortadadır. O nedenle halkımız dün olduğu gibi yarın da seçimlerde iradesinin arkasındadır. Davasına sahip çıkacak kadar iradi güç sahibidir. Aç tavuğun kendini darı ambarında sanması misali kimse Kürt seçmenin oyların üzerinden yanlış bir hesabın içerisine girmesin. Girerlerse de Kürtler olarak onlara büyük bir şamar vurmaya hazırız.”   KÜRTLER ÇÖZÜMDE ISRARLI   Türkiye’nin siyasal ve sosyal, ekonomik istikrarının yolunun Kürt sorununun çözümünden geçtiğini aktaran Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “HDP’yi kapatmaya kalkışmak demek Kürtlerin demokratik siyasete biçtiği rolü tersyüz etmek demektir. Kürtler sorunun barışçıl çözümünde ısrarcıdırlar. Bunun en meşru zeminini parlamento olarak görüyorlar. Parti kapatmak demek Kürtlere başka yol ve yöntemler göstermek demektir. Bu çıkış doğru yol değil. Bu çıkış Kürtlere de, Türklere de, devlete de, devleti yöneten iktidar sahiplerine de kaybettiren bir yoldur. HDP’yi kapatmak büyük siyasal krizlere ve travmalara neden olabilir. Toplumsal kargaşanın yaşanmasına neden olabilir. HDP’nin kapatılması demek milyonları hapsetmek demektir. Milyonların açlığa yoksulluğu mahkum edilmesi demektir. Buna hiç kimse sesiz kalamaz.”    MA / İdris Sayılğan