‘Hukuk mücadelesine İmralı tecridini kırarak başlamamız gerekir’ 2021-03-27 16:47:01   DİYARBAKIR – ÖHD genel kurulunda konuşan HDP’li Ümit Dede, İmralı ve toplum üzerindeki tecride dikkati çekerek, “Türkiye’de demokrasi ve hukuk mücadelesine, İmralı'da uygulanan tecridin kırılmasıyla başlamamız gerekir” dedi.    Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), 2. Olağan Genel Kurulu’nu, Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirdi. Kurula, Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Diyarbakır Şubesi yöneticileri, İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkları Demokratik Partisi (HDP) il yöneticileri ile bölge barolarına bağlı çok sayıda avukat katıldı.   Kongre salonuna, “Özgür ve demokratik bir toplum için, özgürlükçü hukuk”, “Kadın hukuku, özgürlük hukukudur” yazılı pankartlar asıldı.   Kurul, Divan Kurulu’nun seçilmesi ardından demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşması yapan Divan Kurulu başkanlığını yürüten, HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu'ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Avukat Ümit Dede, yargının iktidarın sopası haline geldiğini, tüm toplumsal kesimler üzerinde baskı aracı olarak kullanıldığını belirterek, bu dönemde hukukçuların verdiği mücadelenin önemine vurgu yaptı.    ‘İMRALI TECRİDİ KIRILMALI’   5 Nisan 2015 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan son görüşmenin ardından tecridin ağırlaştırıldığını, o günden bu yana başta Kürt halkı olmak üzere tüm demokrasi çevrelerine karşı eşi benzeri görülmemiş baskı politikalarının uygulandığını vurgulayan Dede, “İmralı’da yaşanan sadece Sayın Öcalan ve arkadaşlarının bir hukuksuzluğa maruz bırakılıyor olması durumu değildir. Tecrit tüm cezaevine ve toplumun tamamını esir alınmış durumdadır. Dolayısıyla ‘Bir şey nerede kaybedilmişse, orada bulunur’ deyişi gereği, bizde Türkiye’de demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesi yürütüyorsak, bu mücadeleye, İmralı Adasında uygulanan tecridin kırılmasıyla başlamamız gerekir” diye konuştu.   Öcalan ile iki gün önce yapılan telefon görüşmesini hatırlatan Dede, “Sayın Öcalan bu hukuksuzluğun kabul edilemeyeceğini ifade etti. Bu hukuksuzluklara karşı durmak gerektiğini ifade etti ve telefon görüşmesi de burada kesildi. Dolayısıyla biz hukukçuların her şeyden önce bu tecridin kırılması için çok daha etkin bir mücadele yürütmemiz gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.   Dede, örgütlü zor karşısında, örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaptı.    Açılış konuşmasının ardından, ÖHD avukatlarının eylem ve etkinlikleri ile geçmişte hukuk mücadelesi yürütürken, yaşamını yitiren avukatları konu alan bir slayt gösterimi yapıldı.   ‘MÜCADELEMİZ SÜRECEK’   Gösterimin ardından Serbest Kürsü’de konuşan HDP Şırnak milletvekili Hasan Özgüneş, barış ve demokrasinin olmadığı yerde hukuk kavramının anlamını yitireceğini ifade ederek, “Hepimiz özgürlük, hukuk ve adalet emekçisiyiz. Ortadoğu’da Türkiye’de barış ve özgürlüğü sağlamak, başta Kürt sorunu olmak üzere, tecridi kaldırmak, kadınları özgürleştirmek, doğayı korumak, emekçilerin hakkını tahsil etmek adına, mücadelecimiz kararlıkla devam edecektir” diye belirtti.    Türkiye, Bölge, Avrupa’da faaliyet yürüten hukuk örgütlerinin kongreye gönderdiği mesajlar okundu. Ardından derneğin 2 yıllık faaliyet raporu okundu.   ‘ÖRGÜTLÜ YAPIMIZ ÖHD’DİR’   Diyarbakır Barosu Cihan Aydın, Napolyon ile korsan arasında yaşanan hikayeyi anlatarak, “Korsanı yakalamış ve Napolyo’nun karşısına çıkarmışlar. Napolyon ona ‘Sen ne cüretle benim karasularımda korsanlık yaparsın?’ demiş. Korsan ona, ‘Ben senin yaptığını bir tek gemiyle yapıyorum. Benim adım korsan ama sen bir donanmayla yapıyorsun, senin adın ise imparator’ diyor. Devletle çetecilik ve yasadışılık arasında çok ince bir çizgi vardır. Bu ince çizgi, tıpkı korsanın söylediği gibi hukuka bağlılık, hukuk devletine bağlılık meselesidir. Eğer bunu ortadan kaldırırsanız, devleti de bir çete haline dönüştürmüş olursunuz. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı en büyük krizlerden biri de bu. Yargı aracı, muhalifleri, Kürtleri, ötekileri, ezilenleri sindirmek, bastırmak için bir enstrüman bir kılıç olarak epemizde sallanıyor. Ama bizim de inancımız ve mücadelemiz ve örgütlü yapılarımız var. Bu örgütlü yapılardan biri de ÖHD’dir” ifadesini kullandı.   ‘ZORBALAR FAŞİSTLER KAYBEDECEK’   2018 yılındaki açlık grevi eylemlerine değinen Aydın, şunları söyledi: “O dönemde kimsenin canının yanmaması için çok mücadele ettik. Ama maalesef başarılı olmadık. Bugün aynı durum söz konusu. Açık grevleri yine sürüyor. Talepler aynı, tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Cezaevindeki ağır hak ihlalleri, tecrit ve izolasyon artarak devam ediyor. Ve cezaevlerinin sayısı da artıyor. Cezaevlerindeki mahpus sayısı da artıyor. Diyarbakır’daki en büyük kamu yatırımı şu an yapılan 10 tane cezaevinin içinde bulunduğu D Tipi yerleşkesinde yapılan hapishane. Devlet sürekli bu alana yatırım yapıyor. Bu aynı zamanda Kürt meselesindeki çözümsüzlük konusunda bir kararlılığın da göstergesi. Ama bizimde demokratik bir topluma olan inancımız ve inadınız var. Su akacak ve mecrasını bulacak. Direnenler kazanacak. Zorbalar, otoriterler, faşistler kaybedecek ve biz kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun.”    ‘GENÇ BAŞLADIK, GENÇ BİTERECEĞİZ’   ÖHD İstanbul Şubesi Stajyer Komisyonu adına konuşan Xemgin Görülü ise, ÖHD’nin, “Yurtseverlik, tüm hesaplardan sıyrılıştır” sözünün karşılığı olduğunu ifade etti. Gençliğin enerji ve dinamizm ile mücadeleyi kararlıkla sürdürdüğü belirten Görülü, “Gençlik doğuma yakın evreyi ifade eder. Eğer gençlik doğuma yakın evreyi ifade ediyorsa, ÖHD avukatlarıyla, stajyerleriyle ve öğrencileriyle hep gençtir. Çünkü sürekli doğmakta ve direnmekte. ‘Genç başladık, genç sürdüreceğiz, genç bitireceğiz’” diye konuştu.    DEMİRTAŞ MESAJ GÖNDERDİ   Ardında tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kongreye iletilen mesajı okundu:   “Merhaba değerli arkadaşlarım.   ÖHD’nin olağan genel kurulu vesilesiyle bir araya gelmiş tüm meslektaşlarımı selamlıyorum. Yitirilen ve saldırı altında olan bunca değerin, haksızlığa uğramış bunca insanın olduğu bir dönemde cesurca, fedakârca adalet mücadelesi yürüten hukukçuların varlığı, halkımız için hayati önemde ve çok kıymetlidir. Sizler bu kongreyle birlikte daha güçlü bir mücadeleye girmiş olacaksınız. Buna yürekten inanıyorum. Elbette her zaman daha iyisi yapılabilir diyerek sürekli kendimizi geliştirmeye, büyütmeye çalışacağız. Ancak zorluklar, baskılar, engeller, bizi yıldırmamalıdır. Unutmayın ki halkımızın her zamankinden daha fazla kendini savunacak evlatlarına ihtiyacı vardır.   ÖHD’de bu sorumluluğu yerine getirme konusunda ısrarcı ve ciddi yaklaştıkça faşizan baskılara karşı hukuk çerçevesinde direnmek her zaman için mümkün olacaktır. Ben bu vesileyle bu güne kadar mücadele yürüten, yönetimlerde görev alan tüm arkadaşlara içtenlikle teşekkür ediyor, görev alacak yeni arkadaşlara başarı ve dayanışma dileklerimi iletiyorum. Genel kurulun beklenen sonuçları doğuracağına olan inancımla sizleri bir kez daha canı gönülden selamlıyorum. Özgür yarınlarda görüşebilmek dileğiyle.”   Kurul daha sonra Mali ve Faaliyet raporlarının okunması ardından devam etti.    EŞBAŞKANLAR SEÇİLDİ   Genel Kurul'da yapılan seçimlerde ÖHD Eş Genel Başkanlığına İlknur Alcan ve Bünyamin Şeker, derneğin Diyarbakır Şube Eşbaşkanlığına ise Özüm Vurgun ve Muharrem Şahin seçildi.   DAYANIŞMA MESAJLARI ÖHD genel kuruluna dayanışma mesajları gönderen hukuk örgütleri, Türkiye'deki insan haklarına yönelik baskı ve yasaklamalara karşı mücadele vurgusu yaptı. “Dünyada Demokrasi ve insan hakları İçin Avrupalı Demokrat Hukukçular Birliği" ve Avrupalı Demokrat Avukatlar Diyarbakır'da gerçekleşen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'nin (ÖHD), 2’nci Olağan Genel Kurulu’na dayanışma mesajı gönderdi. Genel Kurula ELDH adına selam gönderen avukat Tomas Shmidt, Türkiye’de siyasi muhaliflere karşı baskının kızışarak yürütüldüğü bir süreçte bu toplantının gerçekleştiğine dikkat çekti. Demirer gönderdiği mesajında toplantıya katılamadıkları ve Diyarbakır'ı göremedikleri için üzgün olduklarını paylaştı. ÖHD’nin, "Dünyada Demokrasi ve insan hakları İçin Avrupalı Demokrat Hukukçular Birliği" üyesi olmasının kendilerine büyük katkılar sağladığını ileten Demirer, "ÖHD, Türkiye’deki hukuksal ve politik meselelerde ELDH’in güvenilirliğini ve anlamını arttıran önemli katkılarda bulunmuştur. ELDH ve ÖHD arasında işbirliğini güvence altına alan ve ELDH'nin yürütme komitesinde bulunan Fatma Demirer ve Deman Güler’e özellikle teşekkür etmek isterim" dedi. TÜRKİYE AİHM'E AÇILAN DAVALARDA İKİNCİ ELDH adına Genel Sekreter Av. Thomas Schmit ise demokrasi ve insan haklarının bugün birçok Avrupa ülkesinde tehdit altında olduğunu belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açılan davaların sayısında Türkiye'nin Rusya’dan sonra ikinci sırada olduğu bilgisini paylaşan Schmit, yaklaşık bine yakın davanın adil yargılanma hakkının ihlali ile ilgili olduğunu kaydetti. Bu tür durumların avukatlar açısından ciddi bir mücadele anlamına geldiğini vurgulayan Schmitt şöyle dedi: "Çünkü sadece devlet zulmünün ve insan hakları ihlali mağdurlarını temsil etmek değil aynı zamanda kendileri de bu zulmün hedefi haline gelmektedirler. Türkiye’deki iki üye örgütümüzün onlarca avukatı sayısız polis keyfiyetine maruz kalmış ve terör örgütünü destekledikleri iddiası ile suçlanmış, gerekçesiz uzun tutuklamalar ve uzun süreli hapis cezaları almıştır. ELHD’deki avukatlar ve iki üye örgütümüz olan ÇHD ve ÖHD bu mücadelelerle karşı karşıya kalmışlardır. Devlet şiddetine karşı direndikleri ve dayanışma içinde amaçlarına ulaşmakta gösterdikleri yetkinliklerden dolayı ÖHD’yi kutluyorum. Bu dayanışma ÖHD için önemli olduğu kadar Türkiye ve dışındaki ülkelerdeki insan hakları örgütleri için de geçerlidir. Bu dayanışma Türkiye’deki demokrasi için ve aynı zamanda doktorlar, gazeteciler, akademisyenler gibi Türkiye’de siyasi baskıya maruz kalan birçok kişi açısından çok gereklidir." 'ÖCALAN İÇİN CEVAP VERİLMESİ GEREKİR' Schmitt, mesajında PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de değindi. Öcalan'ın insanlık onuruna aykırı ağır tecrit altında olduğunu ifade eden Schmitt, Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüşmelerin engellenmesine dair uygulamaya, siyasi ve hukuki bir cevap verilmesi gerektiğini söyledi. 'GÖZLEMCİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ' Avrupa Birliği zirvesinin, Türkiye’deki insan haklarının korunması ve demokratik koşulların oluşturulmasına katkı sağlayacak görevlerini yerine getirmediğine dikkat çeken Schmitt, “ÖHD, kendi yanında ve dayanışma içinde durduğu ELHD ve üye örgütleri içinde yerini bulur. Bu dayanışma Türkiye içinde ve dışındaki ortak etkinlikler için geçerlidir. Bu dayanışma Türkiye’deki devam eden siyasi yargılamalar için geçerlidir. Koşullarımız elverdiği müddetçe ÖHD'li dostlarımız hakkında devam eden kitlesel davalara gözlemci olarak katılmaya devam edeceğiz. Yoldaşımız, meslektaşımız Tahir Elçi’nin faillerinin yargılandığı davayı titizlikle takip ediyor ve özenle takip edeceğiz. Umuyorum bu toplantının kararları adil yargılama mücadelesi için demokrasinizin savunması için ÖHD çalışmalarına önemli bir güç sağlayacaktır. Bu inançla geçmiş Newrozunuzu da kutluyoruz. Newroz piroz be" diye konuştu. GEÇİT YOK! Avrupalı Demokrat Avukatlar (AED) Eski başkanı Katalan Avukat Robert Sabata da genel kurula bir mesaj gönderdi. Sabata, kurula küresel güçlerin çıkarlarının dışında, halkların hakları için, kadınların sömürülmesi ve patriarkanın zincirlerinin kırılmasına karşı çıktıkları mücadelede dayanışma mesajı paylaştı. Sabata, devamında şöyle dedi:"Kovid-19 bize gelecekte özgürlüklerin, politik ve medeni hakların kesilmesi, iklim değişikliği ekonomik kriz, ayrımcı ve haksız sosyal ilişkiler gibi bizi neyin beklediğini gösteriyor. Türkiye bunun açık örneğidir. Bir Katalan olarak, varlığınızın tanınması için, diliniz ve toprağıniz ve daha adil bir toplum İçin verdiğiniz mücadelenizde sizinle birlikte olduğumu özellikle dile getirmek istiyorum. Bu yıl Av. Ebru aramızdan ayrıldı ve bir çok meslektaşımız cezaevinde, zulüm altında veya haklarında soruşturma açıldı onlar için de mücadeleye devam ediyoruz! Geçit yok!"