Adalet talebi toplumsal mücadele zeminine dönüştü 2021-03-18 09:07:51 İZMİR - HDP’nin "Herkes İçin Adalet" kampanyasının toplumsal talebe dönüştüğünü belirten İzmir’deki siyasi parti temsilcileri, aş, iş, ekmek, özgürlük ve barış mücadelesinin ortak zeminde güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) toplumsal tüm kesimlerin uğradığı haksızlık ve adaletsizliklere karşı Haziran ayına kadar sürdürmeyi planladığı "Herkes İçin Adalet" kampanyası, İzmir’de birçok kesim tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Kentteki siyasi parti temsilcileri, kampanyanın içeriği, zamanlaması ve aciliyeti konusunda hemfikir. Ekonomi, işsizlik, yargı, Kürt sorunu, cezaevleri, gençlik ve ekoloji gibi hayatın her alanında adaletsizliklerin yaşandığına dikkati çeken siyasetçiler, "Herkes İçin Adalet” kampanyasının artık toplumsal bir ihtiyaç olduğunu ve bunun desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.    TOPLUMSAL BEKLENTİ   Toplumun kendini ifade etme, hak arama, sesini çıkarmada kendisini özgür hissetmediğine dikkati çeken HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Mahfuz Güleryüz, tepkisiz, muhalefet edemeyen bir toplum modeli inşa edilmek istendiğini vurgulayarak, “Eskiden toplumda belli kesimlerin mağduriyetlerinden söz edilirdi. Günümüzde ise toplumun bütün dinamikleri rahatsız. Cezaevlerindeki hak ihlalleri, tecrit, kadınların yaşamış olduğu kıyım, işsizlik, yoksulluk, gibi herkesin yaşadığı bir adaletsizlik süreciyle karşı karşıyayız. Buradan herkes için adalet adını verdik, çünkü herkes için adalet, eşitlik, istiyoruz” diye belirtti.   VAHİM TABLO    Kampanya çerçevesinde çok farklı kesimlere ulaştıklarını, vahim bir tablo ile karşılaştıklarını ve rahatsızlıkların birbirine benzediğini belirten Güleryüz, şöyle devam etti: “Bunun başında aş, iş, ekmek kaygısı geliyor. Diğer ön plana çıkan mesele ise özgürlüklerin meselesidir. Bunu çok çarpıcı bir şekilde görüyoruz. Bu tespitler artık HDP seçmenin talep ettiği bir argüman olmaktan çıktı. AKP semenin de ciddi bir adalet, özgürlük ve demokrasi talebi var. Bu anlamda toplumsal taleplerin ortaklaştığı bir süreci yaşıyoruz.”   TOPLUMLA BÜTÜNLEŞME    Ege’de çalmadık kapı bırakmadıklarını, herkesle yan yana geldiklerin sözlerine ekleyen Güleryüz, kendilerine karşı yaratılan önyargının kırıldığını şu sözlerle ifade etti: “Eskiden ‘HDP’den geliyoruz’ dediğimiz zaman, toplumun belli kesimi bizi görmezden geliyordu. Şimdi ise özellikle temas kurmak, dertlerini, sorunlarını paylaşanlarla karşılaşıyoruz. O açıdan şikayetler ortaklaştıkça, dil ortaklaşıyor, sorunlar ortaklaşıyor. Bu beraberinde bir örgütlülüğü yaratıyor ve umudu güçlendiriyor.”   TÜM CANLILAR İÇİN ADALET   Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Hüseyin Çağlar, hukuk sisteminin tamamen ortadan kalktığını, bu nedenle adalet kavramının bugün önemli bir kavram haline geldiğini söyledi. Çağlar, kampanya hakkında şu değerlendirmelerde bulundu: “HDP’nin kampanyasını, tam yerinde, zamanında ve herkes tarafından desteklenmesi gereken bir kampanya olarak görüyoruz. Yeşil Sol Parti olarak aslında ‘dört adalet’ diye tarif ettiğimiz program üzerine kurulduk. Bunlardan biri iklim adaleti dediğimiz ve son zamanlarda doğaya yönelik saldırılardır. Pandemi koşulları aslında iklime yönelik saldırının bir sonucudur. Özellikle madencilik adı altında enerji üretimi, ormanlara yönelik çok ciddi bir talan söz konusu, nehirler yok ediliyor. Bu yaşam kaynağının yok olması demektir. Parti olarak ekolojik anlamında da iklim adaletini çok önemsiyoruz. Herkes için adalet derken aynı zamanda doğa için de, diğer canlılar için de adalet diyoruz.”   BİRLEŞİK MÜCADELE   Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Meclis üyesi Didar Gül, adalet meselesinin bu toprakların en can alıcı meselelerinden biri olduğuna işaret etti. Gül, kampanyanın önemine değinerek, “Kampanya politik özgürlük mücadelesinde önemli bir yere değiniyor. Ezilenlerin, emekçilerin, kadınların, LGBTİ+larin mücadelesini büyütme bakımından da kampanya önemli. Fakat kampanyanın tam bir adalet mücadelesine dönmesi gerekiyor. Bizi (HDP) büyüten şey bu olacaktır. Adaletsizliğin yanı başında adaleti isteyen ve söküp alma iradesi göstermek gerek. 1 Mayıs yaklaşırken sayısız işçi direnişiyle ilişkilenme, buralarda adalet mücadelesini sürdürmek önemli. Daha fazla sokakta olmaya faşizme karşı birleşik mücadeleyi büyütmeye ihtiyaç var” şeklinde konuştu.   MA / Esra Solin Dal