Newroz’u ‘Nevruz’ yapamadılar 2021-03-16 09:04:05 ANKARA - Devletin Newroz’un içini boşaltmaya çalıştığını söyleyen HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, Kürtlerin oyuna gelmediğini belirterek, “Devlet Newroz’u Kürt halkına unutturamadı” dedi. Kökleri çok eskiye dayanan ve bugün direnişle sembolleşen Newroz, halkına zulmeden Asur kralı Dehak’ın, Demirci Kawa tarafından öldürülmesi sonucu, bir halkın zalim bir tirandan kurtulup özgürlüğüne kavuşmasının bir sembolü oldu. Kürtler açısından yaşayan bu direniş geleneği üzerinden tarihsel bir köken oluşturan Newroz, özellikle 1982’de Diyarbakır Cezaevi’nde Mazlum Doğan’ın 21 Mart’ı 22 Mart’a bağlayan gecede üç kibrit çöpü yakmasıyla ayrı bir anlam kazandı.    Newroz, Kürtlerin yaşadıkları asimilasyon ve sömürge politikalarına karşı bir tür kurtuluş mitine dönüşürken, devlet de Newroz’a karşı 90’lardan itibaren çeşitli politikalar yürüttü. Kürtler 90’lı yıllarda Newroz’u yasaklarla karşıladı. 90’lı yıllarda Newroz, dönemin iktidarı tarafından “Böyle bir bayram yok, bu PKK'nın bayramı" denilerek yasaklanırken, bu dönemde Newroz hem yasaklara karşı direniş hem de katliamlara sahne oldu.   YASAKLANAN NEWROZLAR    1991 yılında Newroz, kitlesel ve yaygın olarak kutlanan Nusaybin, Cizre, Diyarbakır ve ilçeleri, İstanbul, Adana, Ağrı, Mardin gibi yerlerde binlerce kişi Newroz’a katıldı. Kutlamalarda polisin saldırıları sonucu 31 kişi yaşamını yitirdi. 1992 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Newroz bayramını isteyen herkesin özgürce kutlayacağını açıklamasının ardından kutlamalara katılanlar arasında çocuklarında bulunduğu 94 kişi polislerce katledildi. 1992 yılında aralarında 5 ve 9 yaşlarındaki çocukların da katledildiği kişiler de devlet yetkilileri tarafından "PKK’li” ilan edildi.   KORUCULAR DEVREDE    1994 Newroz’unda Cizre'de ise Dörtyol Meydanı'nda toplanan köy korucu ve ailelerinden oluşan bin 500 kişilik topluluk, ''Newroz” kutlaması adı altında PKK aleyhine gösteri yaptı. “Newroz’u evde kutlayın” çağrısı birçok yerde etkili oldu. Evlerin balkonunda Newroz ateşi yakılırken, Diyarbakır'ın Bağlar, Şehitlik ve Melikahmet semtlerindeki dükkanlar 21 Mart günü öğle saatlerine kadar kapalı kaldı.   KENDİNE MAL ETME ÇABALARI   Kürtlerin kutladığı olaylı Newrozlara karşı, devlet yetkilileri karşı atağa geçerek "Nevruz" bayramını dek­lare ettiler. 90-94 yılları arasında ret ve şiddetle bastırma uygulamaları hayata geçirilirken, bu tarihten sonra devletin Newroz’u sahiplenmeye başladığı ve kendine mal etmeye çalıştığı bir döneme geçildi. 1994 yılında “Nevruz” bayramı adı altında resmi toplantılar düzenlendi. 1996 yılında ise Newroz kutlamaları nedeniyle üniversite rektörlüklerine "Nevruz'a hazırlanın" genelgeleri gönderildi. Çeşitli kuruluşlar 'Nevruz' kutlamaları düzenlediler ve 'Nevruz'un bir Türk bayramı olduğunu vurguladılar.   MEDYANIN ROLÜ   Newroz’un Nevruz’laştırılması çalışmalarında medyada önemli rol oynadı. Bu tarihlerde Newroz gazete manşetlerine “Olaylı/Olaysız Nevruz”, “Kanlı Nevroz”, “Akın Akın Newroz “Nevruz Buluşması”, “Nevruz Türk Bayramıdır” başlıkları ile servis edildi.   ‘MAKBUL’ NEWROZ   Devletin bir dönem şiddetle bastırarak inkar ettiği Newroz 2000’li yıllarda da yasaklarla karşılandı. Bu dönemde yasakların yanı sıra “makbul” Newroz anlayışını hayata geçirmek isteyen devlet, “W” sendromu yaşadı. 2000’li yıllarda bazı kentlerde Newroz kutlamaları için yapılan başvuru dilekçelerinde “W” harfi olduğu için izin verilmedi.   ‘DİRENELİM, ÖZGÜRLEŞELİM’   Tüm yasak, inkar, şiddet, katliamlara rağmen günümüze kadar bir kazanım olarak süre gelen Newroz, bu yıl “Newroz ateşi ile direnelim, özgürleşelim” şiarıyla kutlanacak.   DEVLET YOK SAYDI    Kürt tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan “Verimli Hilal'de İnsanlığın Gelişimi ve Proto Kürt Kültürü” kitabının yazarı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, Newroz’un Kürt halkının en değerli kültürel varlıklarından biri olduğunu ve yüzyıllardır Kürtler tarafından kutlandığını vurguladı. Devletin yüzyıllardır Kürt halkının dilini, kültürünü, kimliğini unutturmaya çalıştığını belirten Özgüneş, “Newroz bir yandan yılbaşı, bir yandan gece ve gündüzün eşitlenmesi, bir yandan diriliş ve özgürlük bayramı olarak kutlandı. Devlet tabi bunu yok saymaya çalıştı. Yok sayamadığı için, önünü kesemediği için bu sefer sahiplenmeye çalıştı. Ergenekon Destanı’na dayandırdı kökenini” dedi.   KÜRTLER OYUNA GELMEDİ   Devletin Newroz’un içini boşaltmaya çalıştığını belirten Özgüneş, şöyle devam etti: “Devletin en zirvesindeki insanlar Newroz’u özünden koparmaya çalıştılar. Türkeş’ten, Demirel’den, Çiller’e kadar içini boşaltmaya çalıştılar. Örneğin; demir dövme seansları gibi tiyatrosal oyuna çevirmişlerdi. Devlet Newroz’u kendisine mal etmek istedi. Amaç kutlamak değildi sahiplenmeye çalışarak Kürt halkını uzaklaştırmaktı. Ama Kürt halkı bu oyuna gelmedi. Devletin üst zirvesinde olana kimi resmi şahsiyetler talimatla kutlamaya çalıştılar, o da işe yaramadı. Kürt halkı tamamen, içten, severek, yaşayarak coşkusunu yaşatmaya devam ediyor. Devlet bunu Kürt halkına unutturamadı, kendine de mal edemedi. Kürt halkı büyük bir coşkuyla her zaman bekliyor ve kutluyor. Netice itibariyle büyük bedeller ödendi. Devlet Kürt halkının bu bayrama sahip çıkma coşkusunu kesemedi, önleyemedi. Zaman zaman şahadetler oldu, yaralanmalar, yasaklamalar oldu. Ama her şeye rağmen her geçen yıl daha büyük bir coşkuyla sahiplenildi.”   MA / Diren Yurtsever