Birçok kemiği kırılan tutuklu kendi kendini darp etmiş! 2021-02-17 16:14:34   ANTALYA - Elmalı T Tipi Kapalı Cezaevi'nde ayakta sayıma karşı çıktığı hücreye konulan İ.A. adlı tutuklu, akabinde hem diğer tutuklular hem de gardiyanlar tarafından darp edildi. Cezaevi idaresi ise, birçok kemiği kırılan İ.A.’nın kendi kendini darp ettiğini ileri sürdü.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi Hukuk Komisyonu, Elmalı T Tipi Kapalı Cezaevi'nde darp edilen adli tutuklu İ.A.’nın durumuna ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Derneğe yapılan başvuru üzerine komisyon üyelerinin 3 Şubat’ta cezaevine giderek bir görüşme gerçekleştirdiği belirtilen raporda,  İ.A.’nın Ocak ayında İzmir Şakran 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden sevk edildiği Antalya Elmalı T Tipi Kapalı Cezaevi’nde önce karantinaya alındığı akabinde A-14 koğuşuna konulduğu aktarıldı. Koğuşta yapılan ayakta sayım dayatmasına karşı çıkan İ.A.’nın hücreye alındığı kaydedilen raporda, iki günlük hücre cezasının ardından İ.A.’nın cezaevinin ikinci müdürünün odasına götürüldüğü ve tavrında ısrar edip etmediğinin sorulduğu ifade edildi.    Raporda, tutumu karşısında "O zaman seni başka bir koğuşa gönderiyorum. Orada tavrını sürdürürsün” denilen İ.A. ile yapılan görüşmeden şunlar aktarıldı:   KABURGA KEMİKLERİ KIRILDI    “Koğuşta hemen düşmanca bir hava hissettiğini, kısa bir süre sonra 2 kişinin sebepsiz yere kendisini, kameraların görmediği lavabolar bölümüne çekerek, saldırdıklarını, elmacık kemiğinin bu saldırı sonucu kırıldığını, koğuş kapısına vurarak yardım istediğini ve koğuştan çıkarılması için bağırdığını, ancak uzun bir süre kimsenin gelmediğini, geldikten sonra kendisini koğuştan çıkaran görevliler tarafından, koridorda ağır bir şekilde darp edildiğini, kaburgalarının ve çene kemiğinin bu saldırı sonucu kırıldığını, bütün vücudunun ezikliklerle dolu olduğunu, bu şekilde tekrar tek kişilik hücreye atıldığını, ertesi gün hastaneye kaldırıldığını, Elmalı Devlet Hastanesi'nden Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildiğini ve buradaki hekimlerin, ölümden dönmüş olduğunu söylediğini beyan etmiş, devamla 20 Ocak günü Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ameliyat olduğunu, akabinde bir gece Antalya L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda kaldığını, buradaki koşulları başlı başına işkence olarak hissettiğini, ameliyatlı, yaralı ve yüksek ateşle küçücük ve yataksız bir hücrede tutulduğunu, hekim veya sağlık personeli görmediği gibi, ağrı kesici ve ateş düşürücü dahi verilmediğini, Elmalı'ya getirildikten sonra da tedavi olmadığını, sadece bir kez ilaç verildiğini, ayakta sayıma karşı çıktığı için hücrelerde tutulan başka mahpusların da olduğunu, bu askeri düzen uygulamalarına son verilmesi için İHD’nin girişimlerde bulunmasını, olayla ilgili adli ve idari soruşturmanın takipçisi olunmasını istediğini beyan etmiştir."   İDARE: KENDİ KENDİNİ DARP ETTİ    Heyet, İ.A.’nın ardından cezaevi idaresiyle de bir görüşme gerçekleştirdi. İdarenin beyanlarıyla ilgili ise raporda, şunlar aktarıldı: "Mahpusun 'sayım vermeyi' reddettiği, bu nedenle koğuşunun değiştirildiği, koğuştaki kişilerce darp edildiği, koğuştan çıkarılıp, tek kişilik hücreye götürülürken, kendisini yerlere attığı ve kafasını duvarlara vurmak suretiyle kendi kendini yaraladığı, götürülürken direndiği için memurların orantılı güç kullandığı, personel tarafından darp edilmesinin söz konusu olmadığı beyan edilmiştir."   KEYFİ UYGULAMALAR    Raporda, son olarak “Adli ve idari soruşturmanın titizlikle yürütülmesi ve delillerin toplanması, hapishane yöneticileri ve personelin hukuk dışı, keyfi davranışlarını engelleyecek ve başvurucunun mağduriyetini giderecektir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Ceza İnfaz Alanındaki Tavsiye Kararlarının 72/1. maddesine göre, cezaevleri tüm mahpuslara insanca davranma ve insan olmalarından kaynaklanan onurlarına saygı gösterme zorunluluğunu kabul eden etik koşullar içerisinde yönetilmelidir. Buna göre insan onuruna aykırılık teşkil eden ayakta sayım gibi uygulamaların mahpuslar arasında eşitlik ilkesini de ihlal ettiği ve uygulanmayan cezaevlerinde herhangi bir kamu düzeni ve genel güvenlik açığının yaşanmadığı gözetilerek, bu uygulamalara son verilmelidir” ifadelerine yer verildi.