Şenoğlu: Öcalan’ın iradesi mücadeleye çağrıdır 2021-02-15 09:01:10 İSTANBUL - HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, İmralı tecridine dikkati çekerek, “Öcalan’ın iradesi topyekun mücadeleye çağrıdır” dedi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılıp, 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edilmesine uzanan uluslararası komplonun üzerinden 22 yıl geçti. Öcalan’a gerçekleştirilen komplo, özel olarak inşa edilen İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit uygulamalarıyla devam ediyor. Öcalan’ın devinimli hal alan komplonun nedeni ise kapitalist sisteme karşı geliştirdiği paradigma olarak yorumlanırken, halkların komploya karşı itirazı hiç dinmedi.   Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu, Yeşiller Sol Parti Eş Genel Sözcüsü Sinan Tutal ve Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) üyesi Murat Pircan Yaratan komployu, tecridi ve tecridin kırılması için neler yapılmasın dair değerlendirmelerde bulundu.   Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün emperyalist güçlerin kendilerini var etme gerekçesi olduğunu bu nedenle çözüm adresi olan Öcalan’ın hedef alınarak komplo yapıldığını söyleyen Şenoğlu, Öcalan üzerindeki tecridin uluslararası komplonun devamı olduğunu dile getirdi. Ağırlaştırılmış tecrit politikalarının mevcut Türkiye iktidarının bir tezahürü olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Şenoğlu, “komplo ve tecrit yeni yüzyılın aklı ve yönetimi” olarak okunması gerektiğine dikkati çekti.   PARADİGMA ROJAVA’DA SOMUTLAŞTI   Emperyalist güçlerin çözümsüzlük politikalarına karşı Öcalan’ın çözüm paradigmasındaki ısrarın ağırlaştırılmış tecrit politikalarına neden olduğunu dile getiren Şenoğlu, “Buradaki çatışma çözüm ve çözümsüzlük çatışmasıdır. Tarihsel ve güncel gelişmelere bakıldığında Öcalan’ın özgürlükçü ve halkçı paradigması emperyalist güçlerinin çözümsüzlüğüne karşı Rojava’da hayat buldu. Bu da Öcalan’ın çözüm paradigmasının bir karşılığı olduğunu gösteriyor. 2013- 2015 sürecinde de Öcalan’ın çözüm ve barış ısrarının ne kadar sahiplendiğini gördük. Toplum Öcalan’ın çözüm paradigmasını sahiplendi. Bugün de halkların derinleştiren kaos ortamında Öcalan’ın sesine daha çok ihtiyacı var” dedi.   Öcalan üzerindeki tecridin Ortadoğu’daki bütün halkları etkilediğini söyleyen Şenoğlu, Türkiye’de sosyal, siyasal ve iktisadı anlamda yaşananları örnek göstererek, “Yaşanan tüm gelişmeler tecritle içe içe geçmiş bir durumun olduğunu, bu durumun da toplumun bütün kılcal damarlarına sirayet ettiğini görüyoruz” değerlendirmesine bulundu.   SORUNUN KAYNAĞI   “Tecrit, insanın varoluşuna karşı işlenmiş bir işkence sistemidir” diyen Şenoğlu, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkati çekerek, bu işkence sisteminin bütün cezaevlerine yayıldığını söyledi. Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı başlatılan açlık grevi eylemlerinin baskı altına alınmış bütün toplum için yapıldığına dikkati çeken Şenoğlu, “Tutsakların seslerini duymak ve duyurmak zorundayız. Türkiye’deki sorunların dolaysız bir şekilde Öcalan üzerinde uygulanan tecrit ile bağlantılı oluğunun bilinmeli ve kavranmalıdır. Sorunların kaynağına işaret ederek çözüme odaklanan bu eylem sahiplenmeli ki i çözüm arayışları devreye girmeli” diye belirtti.   TOPYEKUN DİRENİŞ   Uluslararası komplo ve tecridin ezilen halkların iradesine topyekun bir saldırı olduğunun altını çizen Şenoğlu, “Topyekun saldırıya karış biz de topyekun bir direniş göstermeliyiz. Öcalan’ın iradesi de topyekun mücadeleye çağrıdır” diye konuştu.   DEMOKRATİKLEŞME SORUNU   Öcalan üzerindeki tecridin mevcut iktidar bloğuyla sınırlı olmadığını, tecridin mevcut Türkiye sorunlarına barışçıl ve demokratik çözümler sunmasına engel olduğunu ifade eden Yeşiller Sol Parti Eş Genel Sözcüsü Sinan Tutal ise, “Tecrit ve Kürt sorunu birbirinin içine girmiş bir sorundur” dedi. Tutal, “Kürt sorununda ‘terör sorunu vardır’ yaklaşımının devlet zihniyetini oluşturan bir yaklaşım olduğunu belirterek, “Tecridin boyutu Kürt sorununa yaklaşıma göre, dönemsel olarak değişiyor. Tecrit artık cezaevleriyle sınırlı değil. Tek adam rejiminin temel politikası haline gelen ötekileştirme ve düşmanlaştırma politikalarıyla topluma dayatılıyor” ifadelerinde bulundu.    Kürt sorununun tek başına bir sorun olmadığını, sorunun çözümsüzlüğünün Türkiye halklarını etkilediğini söyleyen Tutal, “Sorun Türkiye’nin demokratikleşme sorunudur” dedi. Cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin sahiplenmesi gerektiğini vurgulayan Tutal, eylemi Türkiye kamuoyuna mal edecek bir mücadele hattının geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Tutal, sorunun kaynağına işaret eden eylemi sahiplenme çağrısında bulundu.   TECRİDİN KIRILMASI ŞART   Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) üyesi Murat Pircan Yaratan da, Öcalan’a yapılan komplonun ve devam eden tecridin barışa karşı bir saldırı olduğunu söyledi. Yaratan, “İmralı tecridi, Türkiye halkının eşitlik, kardeşlik adalet istemlerine vurulan bir prangadır. İmralı’da başlayan tecrit tüm topluma yayılan bir dalga” diyerek tecridin toplumsal yansıması üzerinde durdu.   TÜRKİYE HAPİSHANESİ    Tecridin demokrasi talebinin önünde büyük bir engel teşkil ettiğini belirten Yaratan, “Türkiye hapishaneye dönüşmüş durumda. Her demokratik zemin tecrit altında. Türkiye’deki sorunların çözümü için tecridin kırılması şart” vurgusunu yaptı.    MA / Naci Kaya - Berfin Karaman