Mehmet Öcalan: 'Bitireceğiz' dediler, fikirleri dünyaya yayıldı 2021-02-10 09:01:22 URFA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, "‘Bitireceğiz yok edeceğiz’ diyenlerin karşısında başkanın fikirleri her geçen gün büyüdü ve dünyaya yayıldı. Başkan halklar arasında bir köprüdür. Bu köprünün yıkılması halklara yarar sağlamayacaktır” dedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası güçler eliyle Suriye'den çıkarılıp, Türkiye teslim edildiği 15 Şubat 1999 tarihinden bugüne 22 yıl geçti. ABD, İngiltere ve İsrail’in başını çektiği komploda, NATO ülkelerinin yanı sıra Rusya’da yer almış, uluslararası hukukun ortadan kalktığı 4 aylık bir sürecin sonunda Öcalan'ın Türkiye'ye teslimi Kenya'nın başkenti Naorobi'de gerçekleşmişti.    İmralı Adası’nda inşa edilen F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ne konulan Öcalan, 22 yıldır burada ağır tecrit koşullarında tutuluyor. PKK Lideri'nin kardeşleri Mehmet ve Fatma Öcalan, komplonun yıldönümünde ajansımıza konuştu.    Uluslararası güçlerce kurgulanan komployu “yüz karası” olarak tanımlayan Mehmet Öcalan, “Başkan var olduğu sürece komploda yer alan devletler amaçlarına ulaşamıyordu. Çünkü başkanın fikirleri onlar için engel, Ortadoğu için çözümdü” derken; Fatma Öcalan ise 22 yıldır cezaevinde olan 70 yaşındaki ağabeyinin serbesy bırakılmasını istedi.   DEVREDEN ÇIKARMAK İSTEDİLER   Ağabeyi Abdullah Öcalan’dan 1978 yılından sonra haber alamayıp, hiçbir şekilde ilişki sağlayamadıklarını söyleyen Mehmet Öcalan, ağabeyinden dolayı o dönem sürekli gözaltına alınıp, günlerce işkenceye maruz kaldığını dile getirdi. Ağabeyinden haber alamasalar da PKK’nin sürekli gündemde olduğunu belirten Mehmet Öcalan, 1998’de komplonun devreye konulması öncesinde ağabeyine yönelik birçok kez suikast girişiminde bulunulduğunu ama hepsinin boşa çıkarıldığını ifade etti.   Kürt hareketinin Ortadoğu’da çözüm gücü olmasının uluslararası güçlere rahatsızlık verdiğini söyleyen Öcalan, bölgede çıkarları olan devletlerin Kürt hareketini devreden çıkarmaya dönük aldıkları kararla 1998’de komplonun ilk adımının atıldığını dile getirdi. Mehmet Öcalan, “Komplo oldukça kapsamlıydı. Başkan 1998’de Suriye’den çıkmak zorunda kaldı. Başkanı ülkelerine davet edenler, bu kez ona sırtını döndü. Dünyanın her yerinde herkese yer vardı ama başkana yer yoktu, tüm kapılar kapatıldı. Başkana neden yer yoktu? Ortadoğu’da büyük bir gücü vardı. Fikirlerinin Ortadoğu’da yayılmasını istemiyorlardı” dedi.   FİKİRLERİ ORTADOĞU İÇİN ÇÖZÜM   Komplo ile birlikte PKK liderinin önündeki seçeneklerden biri olarak Federe Kürdistan'ın dağlarına çekilmesi durumunda bölgedeki dağların kimyasal silahlar ile yakılacağını gördüğünü söyleyen Öcalan, “Başkan tüm bunların hesabını yaptı. En sonunda başkanı Kenya’da Türkiye’ye teslim ettiler. Bu dünya devletleri ve Ortadoğu için yüz karası bir durumdu. Başkan var olduğu sürece komploda yer alan devletler amaçlarını gerçekleştiremiyordu. Çünkü başkanın fikirleri onlar için engel, Ortadoğu için çözümdü” ifadelerini kullandı.    HABERİ RADYODAN DUYDU   Ağabeyinin Türkiye’ye teslim edildiğini radyodan duyduğunu belirten Mehmet Öcalan, o günü ve sonrasını şu sözlerle dile getirdi: “Kara bir gündü. Nasıl tarif edilir bilemiyorum. Başkanın Türkiye’ye teslim edilmesi herkese çok ağır geldi. Kürt halkı bunu kabul etmedi. Her yerde eylemler gerçekleşti. Avrupa’da, Türkiye’de, her yerde meydanlar eylem alanına döndü. Köyden şehre herkes ayaklandı. Nerede bir Kürt varsa, bu duruma karşı çıktı. Çünkü kabul edilemezdi. Komplo ile başkanın şahsında Kürt halkını yok etmek istiyorlardı.”   Ailece bu durumdan çok etkilendiklerini dile getiren Öcalan, devletin yıllardır yaşadığı topraklardan kendisini iki kez sürgün ettiğini anlattı. Öcalan, “Evet, bir köylüydüm ama hiçbir zaman yaşamımdan ödün vermedim. Elimden ne geldiyse onu yaptım” diye belirtti.   ‘İŞBİRLİKÇİ KÜRTLER KARA BİR LEKE’    Öcalan’ı Türkiye’ye teslim eden güçlerin çıkarları için hala Ortadoğu’da olduğunu işaret eden Mehmet Öcalan, Kürt hareketinin bitirilmesi için yerel işbirlikçilerin de komplodaki yerini aldığını vurguladı. Öcalan, “O dönemin kimi işbirlikçi Kürtleri komploda vardı, şimdi de varlar. Komplo aynı şekilde devam ediyor. Belki şimdi kendilerini yaşatıyorlar ama gelecekte bu halk bunları kabul etmeyecek. Kürtlerin yok edilmesi için ajanlık yapanlar, Kürt tarihinde kara bir leke olarak yer alacaklar. Başkanı cezaevinde en çok ziyaret eden benim. İlk görüşmeden son görüşmeye kadar. Başkanın Ortadoğu’ya yönelik projeleri hazır. Devlet buna fırsat vermiyor” diye konuştu.   HALKLAR ARASINDA BİR KÖPRÜ   Başarısız suikast denemelerinin ardından başvurulan uluslararası komplonun PKK Liderinin fikirlerini yok etme amacı taşıdığını vurgulayan Öcalan, komplonun bu temelde bugün de devam ettiğinin altını çizdi. Abdullah Öcalan’ın konulduğu tek kişilik hücrede dünyayı değiştirecek fikirler  ve projeler ürettiğini söyleyen Mehmet Öcalan, “Başkanın fikirlerini hapsedemediler. Başkanın fikirleri Ortadoğu’da ve dünyanın her yerinde tartışılıp, konuşuluyor. Başkanın fikirleri sadece bir halkın var olması için değil, tüm halkların varlığı içindir. Tüm halklar kendini başkanının fikirlerinde buluyor. ‘Bitireceğiz yok edeceğiz’ diyenlerin karşısında başkanın fikirleri her geçen gün büyüdü ve dünyaya yayıldı. Başkan halklar arasında bir köprüdür. Bu köprünün yıkılması halklara yarar sağlamayacaktır. Onun içindir ki başkan dört duvar arasında kalmayı hak etmiyor. Ben demokratım, aydınım ve insanım diyenler bu durumu kabul etmemelidir” diye konuştu.   'ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK'   Mehmet Öcalan, bu konuda Avrupa Konseyi’ne bağlı İşkence ve Kötü Muameleyi  Önleme Komitesi (CPT) olmak üzere uluslararası hukuk ve siyaset mekanizmalarının, insan hak savunucularının PKK Lideri'ne İmralı’da  uygulanan tecride ses çıkarması gerektiğini kaydetti.   Öcalan, şöyle devam etti: "Ailesi olarak yaklaşık 10 aydır başkanın yaşayıp yaşamadığından haberimiz yok.  En son telefonla görüştük, hiçbir bilgi alamıyoruz. Evet, devlet bir insanı hapsedebilir ama onun da yasal hakları var. Dünya da bunu biliyor, neden bir çözüm bulunmuyor. Dünya bu kadar mı kirlendi? Herkese her şey var ama başkana bir yasa yok. Yeni yasalardan bahsediyorlar. Var olan yasalarınızı uygulayın. Hukuk reformunu nasıl yapacaksınız? Yasal haklarımızı bir an önce uygulayın. Neden herkese hak var, bize yok? Şuan İmralı Adası’nda tutulan 4 insandan ne ailelerinin haberi var ne de onların ailelerinden haberi var. Bu kabul edilemez. Türkiye’deki yasalar neden bizim içinde uygulanmıyor? Tecrit çözüm olmayacak. Bir an önce İmralı Cezaevi’nin kapıları açılmalı ve başkan özgürlüğüne kavuşmalıdır.”     PKK Lideri'nin ailesi olarak, cezaevlerinde devam eden açlık grevindeki tutukluların yürüttükleri eylemin kıymetli, değerli ve saygıdeğer olduğunu ifade eden Mehmet Öcalan, bu konuda kamuoyuna şu sözlerle seslendi: “Açlık grevindeki tüm insanlara saygılarımızı sunuyoruz. Bu insanlar üzerlerine düşeni yapıyorlar. Bizim çağrımız dışardakileredir. Kaç defadır zindandaki insanlar açlık grevine katılıyorlar. Başkan bana; ‘Zaten zindandakiler dört duvar arasındalar. Onların yükü zaten ağır. Siz niye bu yükü onlara bindiriyorsunuz?’ diyordu. Herkese çağrımızdır; demokratik eylemlerimizi büyütmeliyiz.”    FATMA ÖCALAN: ÇOK ÖZLEDİM   Fatma Öcalan da 22 yıldır İmralı’da tecritte tutulan ağabeyinin özgür bırakılmasını istiyor. Ağabeyi ile 6 yıldır görüşemediğini belirten Fatma Öcalan, “Yaşıyor mu yaşamıyor mu haberimiz yok” dedi. Yaptıkları ilk görüşmede PKK liderinin kendisine uluslararası komploya ilişkin ‘Birbirlerine yardım ettiler ve beni teslim ettiler’ dediğini paylaşan Fatma Öcalan, “Yakalandığında ağır işkencelere maruz kaldı. Bir keresinde görüşmeye gittiğimizde bizimle gelen yabancı bir avukat bana; ‘Bir insan bu cezaevinde en fazla 2 yıl kalabilir. Bu tecritte insan yaşayamaz’ demişti. Ağabeyim 22 yıldır cezaevinde. Şu anda 70 yaşında, artık serbest bırakılması gerekiyor” dedi.    Çok özlediğini ve görmek istediğini dile getirdiği ağabeyini, geçmişte ayda iki kez de olsa görebildiklerini söyleyen Öcalan, “Şimdi neredeyse 5 yılda bir bile görüştürmüyorlar. Ben görüşüne gittiğimde dışarda ne olup bitiyorsa hepsini soruyordu. Yani ona dışardan haber götürebiliyorduk. Ama şimdi o da yok. Şimdi ne telefon, ne görüş, ne avukat ne de aile hiç kimseyle görüştürülmüyor” diye konuştu.   MA / Barış Polat