'Tecride karşı herkes ayağa kalkmalı' 2021-01-20 09:04:20 ANKARA - Tecride karşı 2018’de başlatılan açlık grevi eylemine giren tutukluların yakınları, topluma uygulanan İmralı tecridinin kaldırılmasını istedi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri 55’inci gününde devam ediyor. Tutuklular talepleri karşılanana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtiyor. Daha önce başlatılan süresiz- dönüşümsüz açlık grevi eylemine katılan Ali Rıza Erdem ve Süheyla Taş’ın aileleri, tutukluların seslerinin duyulması çağrısında bulundu.   115 GÜNLÜK AÇLIK GREVİ   2 Temmuz 1993’te Sivas'ta 35 kişinin yaşamını yitirdiği Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın hemen ardından Erdem 15 arkadaşlarıyla sokak eylemlerine katıldığı gerekçesiyle gözaltına alındı. “İtirafçı”ların ifadeleriyle Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılanan Erdem, ağırlaştırılmış müebbet cezası aldı. Ulucanlar, Çankırı, Edirne, Bursa, Sincan cezaevlerinde tutulan Erdem, şimdi de Tekirdağ Cezaevi’nde kalıyor. Erdem, 2018’de Leyla Güven’in tecride karşı başlattığı açlık grevi eylemleri sırasında Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde eyleme katıldı ve 115 gün açlık grevini sürdürdü.    ‘TECRİT ZULÜMDÜR’   Ali Rıza Erdem’in ablası Hatice Erdem, kardeşinin farklı tarihlerde cezaevlerinde yapılan açlık grevleri ve ölüm oruçlarına katıldığını hatırlattı. Açlık grevine başlayan tutukluların taleplerinin tutuklu ailelerinin de talebi olduğunun altını çizen Erdem, “Annem 82 yaşında kardeşimin açlık grevine girdiğini her duyduğunda o da evde yemek yiyemiyor. Abimin açlık grevlerine başladığını anneme yansıtmamaya çalışıyoruz. İnsanların bedenleri esir alınmış durumda. Esir alınan bedenlerine ceza çektirildiği yetmiyormuş gibi tecrit edilerek, ceza içinde ceza yaşatılıyor. Siyasi düşüncelerinden kaynaklı esir alınan insanlara karşı vahşice bir siyaset izleniliyor. Tecrit bir zulümdür” şeklinde konuştu.   ‘İRADE GEREKİYOR’   Toplumda yaşanan sorunların birbiriyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Erdem, cezaevlerinden yükselen taleplere toplumun kulak vermemesi durumunda yaşanan sorunların artarak devam edeceğine dikkat çekti. İnsan hakları aktivistlerine seslenen Erdem, “İktidardan bir şeyleri değiştirmesini talep etmeyi bırakmamız lazım, biz talep ettikçe nefessiz kalıyoruz. Nefes almak için kendi irademizi ortaya koymamız gerek. İnsan haklarını savunan herkes açlık grevlerine karşı cezaevlerine ses vermeli, destek sunmalı ve duyarlı olmalı” diye konuştu.    ‘ARKADAŞI AÇKEN O TOK YATMAZ’   Aynı taleplerle 2018’de Süheyla Taş da 152 gün açlık grevi eylemine katıldı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Taş’ın annesi Nezahat Taş, kızının güler yüzlü ve herkese moral veren bir kişi olduğunu belirtti. Anne Taş, “Süheyla’nın arkadaşı açken o asla tok uyumaz. Arkadaşı yemek yemeden o yemez, önce arkadaşı yemek yer sonra o” dedi.      ‘TALEPLER KARŞILANMALI’   2018’de açlık grevi eylemini hatırlatan Taş, “O dönem biz anneler olarak çok acı çektik. Açlık grevleri şimdi yeniden başladı, ölüm orucuna dönmeden taleplerin karşılanmasını istiyoruz. Artık annelerin ağlamasını istemiyoruz, bir an önce bir çözüm bulunsun, tecride son verilsin. Zaten dört duvar arasında toplumdan tecrit ediliyorlar birde açlık grevine girmelerine üzülüyoruz” diye belirtti.    ‘TECRİT TOPLUMA YAYILDI’   İmralı Cezaevi’nde uygulanan tecridin tüm topluma yayıldığına dikkati çeken Taş, buna karşı sadece tutukluların eylem yapmasının vicdani olmadığının altını çizdi. Duyarlı bütün annelere seslenen Taş, “Bütün anneler çağrım ayağa kalkmaları. Tecrit ve hak ihlalleri son bulana kadar herkes ayağa kalkmalı. Son bir yıldır salgın gerekçesiyle cezaevleri üzerinde baskılar arttı. Biz aynı şehirde kaldığımız için ayda iki defa da olsa kapalı görüşe gidebiliyoruz ama uzak olan aileler var onlar bir yıldır hiç çocuklarını görmedi. Herkes elini taşın altına koymalı, bu açlık grevleri farklı bir yere evirilmeden son bulsun. Biz sadece barış istiyoruz. Bir an önce çözüm olsun, artık annelerin gözyaşı akmasın” şeklinde konuştu   MA / Emrullah Acar