‘Kovid-19 ölümlerinde illiyet bağı aramak ahlaki değil’ 2021-01-09 09:01:58 ANKARA – SES Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya, salgın nedeniyle yaşamını yitiren emekçilerin ailelerinden illiyet bağı aranmasının ahlaki olmadığını belirtirken, TTB Merkez Konsey Üyesi Deniz Erdoğdu, virüsün meslek hastalığı sayılması için acil yasa çağrısını yineledi. Sağlık meslek ve emek örgütlerinin koronavirüs (Kovid-19) meslek hastalığı kabul edilsin talebi henüz yasal bir düzenlemeye kavuşmuş değil. Bazı dönemler gündeme gelen konu yetkililerin “mevcut standart mevzuat yeterli” açıklamalarıyla geçiştiriliyor. Şimdiye kadar salgınla mücadelede 335 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi, 130 bine yakanı enfekte oldu.   Kovid-19 geçiren her sağlık çalışanının bilgilerinin Sağlık Bakanlığı’na bağlı Halk Sağlığı Yönetim Sistemi (HSYS) kayıtlarında olmasına rağmen hayatını kaybeden emekçilerin ailelerinden Sosyal Sigortalar Kurumu’na (SGK) başvurarak illiyet bağını (nedensellik) kanıtlamaları bekleniyor.   Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya ve Türk Tabipler Birliği (TTB)  Merkez Konsey üyesi Deniz Erdoğdu mevcut mevzuattaki eksikleri ve sağlık emek ve meslek örgütlerinin taleplerini Mezopotamya Ajansına (MA) değerlendirdi.   KÖR DÜĞÜM MÜCADELE   Kovid-19’un meslek hastalığı kapsamında değerlendirmesi için yürütülen mücadeleleri anımsatan SES Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya, “Geldiğimiz yerde trajikomik bir noktadayız. Devletin en üst kademesine kadar herkesin söylemde bulunduğu ve söz verdiği ama alanda uygulamasında karşılığını göremediğimiz bir mücadele. İktidarın ve Sağlık Bakanlığı’nın kendini sorumlu hissetmediğini, taşın altına elini sokmadığını görüyoruz. Karşımızda işveren olarak kimsenin olmamasından kaynaklı mücadelemiz bir kör düğüme dönüşmüş durumda” diye konuştu.   YÜZDE BİR BİLE DEĞİL   Salgınla mücadelede yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin sayılarının her geçen gün attığında dikkati çeken Yalçınkaya, “Şimdiye kadar 3 arkadaşımız meslek hastalığı kapsamında değerlendirildi. Kovid-19 hastalarının belli bir süre sonra kendilerine inme indiği yönünde Kovid-19 Bilim Kurulunun açıklamaları var. Bizde şunu diyoruz: Hastalanan arkadaşlarımızın bilgilerinin kayıt altına alınmasını gerek, bilinmeyen bir hastalık sonuçta. İlerleyen süreçte nasıl bir soruna neden olacağı yönünde bir öngörü yok” diye belirtti.   ‘İCRAATLAR AÇIKLAMALARDAN İBARET’   Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Benin gönlümden geçen arkadaşların şehit statüsüne alınması” dediğini anımsatan Yalçınkaya, “Sizin gönlünüzden bir şeyin geçmesi gerekmiyor. Sizin fikriniz bir amacınız oluştuysa bunun icracı bir bakanlık olarak uygulamaya koymanız gerekir. Topu Meclis’e, Çalışma Bakanlığı ya da diğer kuruluşlara değil kendiniz çözmemiz gerekir. Sağlık Bakanlığı’nın icraatları sadece açıklamalardan ibaret” diye konuştu.    GENİŞ KAPSAMLI DÜZENLEME   Yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin ailelerine illiyet bağını kanıtlamalarını dayatmanın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, şöyle devam etti: “332 aile yakınlarını kaybetmiş durumda bu ailelerden bunları beklemek gerçekçi ve ahlaki değil. Devlet işveren olarak pandemi kapsamında bu insanları çalıştırdıysa sorumluluğu ailelerin üzerine atmaktan vazgeçmeli. Mevcut vazife malulü çerçevesinde değil ayrı bir mevzuat düzenlensin. İlliyet bağ, oransal düzenlemeler gibi uygulamalar değil geniş kapsamlı bir düzenleme yapılarak sağlık çalışanlarının mücadelesine güç verile bilinir.”    ‘ÇALIŞMA ALANLARI DAHA GÜVENİLİR OLUR’    Yalçınkaya, sağlık emek ve meslek örgütlerinin talepleri doğrultusunda Kovid-19’un meslek hastalığı olması yönünde yasal düzenleme yapılması ile yaşanacak değişimleri şu şekilde sıraladı. “Koruyucu tedbirler yok ne yazık ki. Çalışma alanları daha güvenilir olur. İşveren hükümlülükten endişe ederek sağlık emekçilerini koruyan tedbirler alır.  Sağlık emekçileri gelecek kaygısı açısından kendilerini daha güvende hissedecekler. Vefat eden arkadaşların aileleri ekonomik olarak kendilerini daha güvencede hissedecekler.”    ERDOĞDU: YASAL DÜZENLEME YAPILMALI   TTB Merkez Konsey Üyesi Deniz Erdoğdu da mevcut mevzuatın yetersizliğine değinerek yasal düzenlemenin bir an önce yapılması gerektiğini söyledi. Erdoğdu, “İş kazaları, meslek hastalıkları bu bağlamda değerlendirilmelidir. Yasalarda iş kazası, buna bağlı ölümler meslek hastalığı olarak tanımlanmıştır” dedi.     130 ÜLKE KABUL ETTİ   Dünyada 130’dan fazla ülkenin kovid-19’u otomatikman meslek hastalığı olarak kabul ettiğine değinen Erdoğdu, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) devletlere sağlık çalışanları kovid-19’a yakalanırsa tedavilerinin, rehabilitasyonlarının yapılmasını, iş-güç kaybına uğradıysa zararlarının tazminini, meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Bizim de sözleşmelerine imza koyduğumuz Uluslararası Çalışma Örgütü’de benzer açıklamalar yaptı” hatırlatmasında bulundu.   ‘İLLİYET SAĞLANMIŞ KABUL EDİLMELİ’   Hastalanıp işe gidemeyen, sekel kalıp malül olan kişilerin maddi kaybının karşılanması gerektiğinin altını çizen Erdoğdu, hayatını kaybedenlerin yakınlarına maaş bağlanması gerektiğini sözlerine ekledi. Söz konusu taleplerin karşılanmasında illiyet bağının aranmasının gerçekçi olmadığını sözlerine ekleyen Erdoğdu, şunları söyledi: “Kişilerin bunu kanıtlamak için yıllarca SGK komisyonlarında, mahkemelerde dolaşması ve yıldırılması hiç doğru değildir. Hükümet ve Sağlık Bakanı bu konuda samimi ise sağlık çalışanı hastalandıysa sisteme kovid-19 tanısının girilmesi yeterli olmalı. İlliyet sağlanmış kabul edilmelidir.”     SONUÇ ALINCAYA KADAR MÜCADELE   Meclis’te istenilse gerekli yasal düzenlemenin hemen çıkarıla bileceğini anımsatan Erdoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Biz TTB olarak önceki yönetimin dillendirdiği konuyu, yeni yönetim olarak ta 11 Kasım’dan başlamak üzere tüm Türkiye'nin gündemi yaptık. 65 tabip odasının hepsi gazete ilanı verdi, TTB’nin hazırladığı yasa tasarısını CHP ve HDP li vekillerle olgunlaştırdık, onlar da komisyonda ve meclis genel kurulunda gündeme taşıdılar.  Sağlık emek ve meslek örgütleri ile ortak etkinlik, basın açıklaması, paneller yaptık, sonuç alıncaya kadar bu konuyu gündemde tutacağız, mücadele edeceğiz.”   MA / Emrullah Acar