'STÖ'lere kayyım atanması sivil hayata darbedir' 2020-12-24 09:01:00 İZMİR - Sivil toplum örgütlerine kayyım atanmasının önünü açan düzenlemenin hak ihlallerini görünmez kılacağına belirten İHD İzmir Şube yöneticisi Ahmet Çiçek, "STÖ'lerin susturulması sivil hayata darbedir" dedi.    AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yetkilerini genişleten ve derneklere kayyım atamanın önünü açan 43 maddelik “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi” geçtiğimiz günlerde Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) muhalefet şerhi düştüğü düzenlemenin bu hafta ya da gelecek hafta Mecis Genel Kurulu'na getirilmesi bekleniliyor. Düzenlemenin kabul edilmesi halinde hakkında "terör soruşturması" başlatılan dernek ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri geçici süreyle sınırlandırılabilecek, gerekli görülürse yönetime kayyım atanabilecek.      İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi yöneticilerinden Ahmet Çiçek, tepkiye neden olan düzenlemeyi değerlendirdi.    'STÖ'LER BAĞIMSIZDIR'   Sivil toplum örgütlerinin bir kamu kuruluşu olmadıklarına ve bağımsız çalışma yürüttüklerine dikkati çeken Çiçek, "Devletin kamu kuruluşlarına yaptığı gibi kayyım uygulamasını hayata geçirmek istemesi doğru olmaz. STÖ'lerin yeniden dizayn etmek istenmesinin iyi niyetli bir durum olduğunu düşünmüyorum" dedi. Düzenlemenin Meslis'ten kabul edilmesi halinde dernek yönetimlerine kayyım atanabileceğini söyleyen Çiçek, bu durumun Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu kaydetti.     KAYYIM DÜZENİ   Düzenlemede yer alan "terör" kavramının hem Türkiye'de hem de dünyada tartışmalı olduğunu söyleyen Çiçek, demokratik kitle örgütlerinin yöneticilerinin çok kolay bir şekilde "terörist" şeklinde suçlanabileceklerini dile getirdi. Düzenlemenin aynı zamanda örgütlenme özgürlüğünü de ihlal edeceğini ifade eden Çiçek, "Yasa teklifi baştan aşağıya hak ihlalleri ile dolu. Örneğin bakanlık soruşturma süreci yavaşlarsa, il valileri derneklerin çalışmalarını durdurabilecek. Valiliklere verilen bu yetki hangi Anayasada var? Böyle bir yetki ancak OHAL dönemlerinde vardır. Bunun bir diğer adı kayyım düzenidir. Her yere kayyım atayıp, STÖ'lerin can damarlarının kesilmesi demektir" değerlendirmesinde bulundu.    İHLALLER GÖRÜNMEZ KILINACAK   Derneklerinin yıllardır hak ihlallerini tespit ederek, ihlale uğramış kişilere destek sunduğunu kaydeden Çiçek, kayyım atanması halinde derneklerinin de devlet ile ilişkileneceğine işaret etti. Çiçek, "Bizde kişi güvenliği ve kişi mahremiyeti önemlidir. İnsanlar bize güvenirler ve başvurularını korkusuzca yaparlar. Ajanlaştırmaya çalışılmış bir kişinin başvurusunu, o kişinin mahremiyetini koruyarak sonuna kadar takip ederiz. Bu durumda olan insanlar, başında devletin bulunduğu bir kuruma başvuru yapabilir mi? Bu doğrudan hak ihllallerinin görünmez kılacak" diye konuştu.    SİVİL HAYATA DARBE   MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "HDP'yi kapatın" çağrısının hemen ardından böylesi bir yasanın Meclis'e gelmesinin "manidar" olduğunu belirten Çiçek, "Halkın sesi olan HDP'nin kapatılıp, Meclis'ten çıkarılmasına paralel olarak STÖ'lerin de susturulması sivil hayata yapılan bir darbe olacaktır" diye vurguladı.    Düzenlemeye karşı mücadelelerine devam edeceklerinin altını çizen Çiçek, "STÖ'lerin sesinin kısılması demek sivil yaşamın da sesinin kısılması demektir. Bu yüzden tüm yurttaşlar da sivil yaşama bir müdahale olan bu yasanın çıkmaması için ortak mücadele etmeli. Kendi yaşam alanlarımıza müdahale edilmemesine karşı çıkmak Anayasal bir haktır" çağrısı yaptı.    MA / Sevda Aydın