İHD ve TİHV’den Kürt sorunun barışçıl çözümü için çağrı 2020-12-11 17:04:47   ŞIRNAK – İHD ve TİHV Şırnak şubeleri, İnsan Hakları Haftası dolayısıyla yaptıkları açıklamada, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir şekilde çözülmesi için çağrı yaptı.    İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Şırnak şubeleri, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Cizre’de bulunan TİHV Şubesi’nde yapılan açıklamada, İHD Şube Başkanı Esin Yılmaz, Tabipler Odası Başkanı Serdar Küni ve TİHV üyeleri katıldı.   Açıklamayı okuyan İHD Şube Başkanı Esin Yılmaz, Türkiye’de sürdürülen güvenlikçi politikaların etkisiyle ülkenin temel sorunlarının giderek daha da ağırlaştığını söyledi. Yılmaz, bir yandan da kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını dile getirdi. Seçme ve seçilme hakkının da ortadan kaldıran kayyım uygulamalarının sürdürüldüğünü ifade eden Yılmaz, “TBMM’nin işlevsiz hale getirildiği, tüm siyasal gücün tek elde toplandığı koşullarda otoriter uygulamalar, siyasal iktidar açısından insan haklarına dayalı bir rejim fikrinden topyekûn uzaklaşmanın bir aracı haline gelmiştir. Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi sorununun en önemli halkasının Kürt meselesi olduğu ve bu sorunun barışçıl ve demokratik yolla çözülmediği sürece Türkiye’deki insan hakları ve demokrasi sorunlarının çözülemeyeceğini bir kez daha vurgulayarak, Kürt meselesinin demokratik, barışçıl ve adil çözümünü savunmakta ısrarcı olduğumuzu da bir kez daha dile getirmekteyiz” dedi.   ‘SUSMUYORUZ, MÜCADELE EDİYORUZ’   Yılmaz, 2020 yılı itibariyle kadına yönelik şiddetin ve katliamların attığını da sözlerine ekleyerek, şunları söyledi: “2019 yılında en az 418, 2020 yılının 11 ayında en az 355 kadın, erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir. 2020 yılının Mart ve Nisan aylarında covid-19 salgını sebebiyle aile içi şiddetin tırmandığı bir dönem yaşanmıştır. Evde kalma sürelerinin artması ve bu süreçte İnfaz Yasasında yapılan değişiklikler sonucu şiddet uygulayan erkeklerin serbest kalması ve yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle kadınların şiddete maruz kalma oranları da artmıştır. Bu tarz dönemlerde kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadınların korunması için alternatif mekanizmaların üretilmemesi şiddeti artıran bir başka etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Barışçıl, demokratik, insan haklarına dayalı bir ortak yaşam idealini geliştirmek için çok daha fazla çaba göstereceğimiz aşikârdır. İhlallerin, gözyaşının olmadığı, sömürüsüz bir dünya umuduyla. Görüyoruz, susmuyoruz, mücadele ediyoruz.”