Dersim’de Gülen Cemaati’nin politikaları uygulanıyor 2020-12-11 09:03:46 DERSİM  - Dersim’de vakti zamanında Fethullah Gülen Cemaati tarafından açılan ücretsiz çocuk kreşine çocuğunu göndermeyen Yasemin Söylemez, bugün de cemaatlerin kıskacında olan Alevi çocuklarının ailelerine seslenerek, yaşayacakları pişmanlığa alet olmama çağrısı yaptı.  Dersim’in Kızılbaş Aleviliği’ni asimilasyona uğratma amacıyla son yıllarda iktidar destekli dinci cemaatlerin yürüttüğü faaliyetler halkı huzursuz ediyor. Söz konusu cemaatlerin vakıf, dernek, okul, üniversite, kreş ve yardım kuruluşları şeklinde yürüttüğü faaliyetleri mercek altın alan kentteki sivil toplum örgütleri, durumun tehlikesine dikkati çeken raporlar açıklıyor. Asimilasyon politikasının yaygınlaşmasının özelikle Fethullah Gülen cemaati tarafından kreş, okul ve dershane şeklinde yürütüldüğünü hatırlatan kent halkı, bugün farklı isim ve çalışmalarla aynı işlerin yapıldığını dile getirdi. Faaliyet yürüten söz konusu cemaatlerin, Gülen’in, geçmişte Dersimlileri kastederek, “Onlar Müslümanlıktan uzak, sapık bir inanç sahibidirler. Dersim Kızılbaşları tarih boyu devletimize sorun çıkarmıştır. Onun için de onları mutlak dönüştürüp İslam’la buluşturmalıyız” sözler üzerinden hareket ettiği belirtildi. Bu çalışmalar kapsamında 1996 yılında Ankara’dan Dersim’e gelen bir grup, kentte özelikle yoksul ailelerin çocuklarını ücretsiz eğitim vaadiyle ailelerden koparılmak istendi. Bu teklife karşı çıkanlardan Yasemin Söylemez, o dönem çocuklarını veren ailelerin daha sonra çok pişmanlıklar yaşadıklarını dile getirdi.    ‘AKARA’DAN GELİP KREŞ AÇTILAR’   Takım elbiseli birkaç kişinin o dönem kentte geldiğini anımsatan Söylemez, “Burada çocuklar için bir kreş yapacaklarını, bedava okutacaklarını, iyi yerlere getireceklerini söylediler. ‘Amacımız fakir ailelerin çocuklarını alıp hiçbir para olmadan geleceklerini garantilemek, siz çocuklarınızı verin biz okutacağız’ diyorlardı. Bu işin bilincinde olmayan insanlar için iyi bir teklifti. Ben ve eşim çalışmasaydık dahi çocuğumuzu yine vermezdik. Benim çocuğum daha bir buçuk yaşındaydı. O yaşında bile kreşe alabileceklerini söylediler. Tabii biz bu duruma eşimle birlikte sıcak bakmadık” dedi.   ‘OYUN OLDUĞUNU BİLİYORDUK’   “İçinde bir oyun olduğunun bilincindeydik” diyen Söylemez, cemaatlerin o dönemlerde Dersim’e sızmaya başladığını ifade etti. Ücretsiz eğitim söylemleri adı altında, asimilasyon politikalarının geliştirilmeye çalışıldığını hatırlatan Söylemez, “Fakat buna rağmen onlara sıcak bakanlar, çocuklarını verenler de oldu. Çocuklarını verenler bu gerçekliği, onların neden geldiklerini bilmiyorlardı. Çocukları okumaktan öte kendi politikalarına bağlı yetiştirmek istediler. Toplumun düşüncelerini değiştirmek, inancını, kültürünü değiştirmek üzere bir politika sürdürmek istediler. Bir nevi başarılı da oldular. O dönem çocuklarını kreşe gönderen aileler ta ki FETÖ okulları kapanan kadar çok pişman oldu. Bu konudaki gerçekliği fark ettikten sonra çocuklarını geri aldılar. Bir arkadaşım çocuğu üzerindeki değişimi anlattı. ‘Benim çocuğum okuldan eve bir yıl sonra geldi. Çocuğum sürekli odasına kapanıyordu. Elini, yüzünü yıkamaya giderken sürekli bir şeyler mırıldanıyordu. Ben şok oldum. Çocuğuma ne olduğunu sorunca söyleyemeyeceğini, söylerse şeytanların bizi çarpacağını, anne ve babasının öleceğini söylüyordu. Sonradan fark ettim biz doğru bir şey yapmamışız ve biz çocuğunuzu geri aldık psikoloğa götürdük’ diye anlatmıştı” diye konuştu.    ‘AYNI YÖNTEMLER UYGULANIYOR’   Şimdi aynı yöntemlerle yerel halkın asimile edilmeye çalışıldığını sözlerine ekleyen Söylemez, şöyle devam etti: “Eğer bir insan kendi inanç ve kültürüne sadıksa bu hatalara düşmez. İnsanlar kendilerini, içten derinliği, yaşamını bilirse bunlara izin vermez. Evet, bugün Dersim’de değişim ve dönüşüm var. Keşke bunlar olumlu anlamda olsaydı. Maalesef devletin buradaki uygulamaları insanlar üzerinden direk değil, dolaylı yollardan yapılıyor. Farklı alternatifler, çözümler, istekler üzerinden geliniyor. Bunu fark etmeliyiz. Dersim kurulduğundan beri devlet bütün imkânlarını, yok etmek için teker teker uyguluyor. Halk üzerinde bir enjektör içinde damla damla yapılıyor. Bu halkın artık uyanması gerekiyor, bilmesi, değerleriyle oynanmaması ve devlete cevap olması gerekiyor.”    MA / Ayşe Sürme