'Yargılanan Diyarbakır Barosu'nun tüzel kişiliğidir' 2020-11-18 17:25:26   DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu’nun eski Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, haklarında dava açılmasına neden olan açıklamaların düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, “Burada yargılanan Diyarbakır Barosu'nun tüzel kişiliğidir” dedi.  Diyarbakır Barosu’nun eski Başkanı ve Yönetim Kurulu, Ahmet Özmen, Mahsum Bati, Nuşin Uysal Ekinci, Cihan Ülsen, Sertaç Buluttekin, Muhammet Neşet Girasun, Serhat Eren, İmran Gökdere, Velat Alan, Ahmet Dağ ve Nahit Eren hakkında, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” ve “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla açılan davanın duruşmasına devam edildi. Baronun, 2016-2018’de yaptığı açıklamalarda, 1914’teki Ermeni soykırımı için “Ermeni soykırımı” ifadelerini kullanması, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Osman Baydemir’in “Kürdistan” demesi nedeniyle verilen para cezasına tepki olarak yapılan açıklamada “Kürdistan” ifadesinin kullanılması, “Hukuk ve Demokrasiye Çağrı” bildiri ve Hakkari Oğul köyünde bir sivilin öldürüldüğü olaya ilişkin rapor düzenlemesi üzerine açılan dava Diyarbakır 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ahmet Özmen, Neşet Girasun, Nahit Eren, Cihan Ülsen, Mahsun Batı, Ahmet Dağ, Velat Alan’ın hazır bulunduğu duruşmada, çok sayıda avukat meslektaşlarını savundu. BAKANLIKTAN İZİN ALINMAMASI Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, açılan davada savcılığın 3 soruşturma ve kovuşturma için yasal zorunluluk olan Adalet Bakanlığı’ndan izin almadığına işaret ederek, bu konudaki suçlamaların düşürülmesini talep etti. Aydın’ın talebine karşı Cumhuriyet Savcısı, müdafi talebinin sanık savunmasından önce olduğunu ve bunun Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen yargılama usulüne aykırı olduğunu ifade ederek, talebin reddini istedi. Mahkeme heyeti ise talebi reddetti. ‘YARGILANAN BARONUN TÜZEL KİŞİLİĞİDİR’ Yöneltilen suçlamalar hakkında savunma yapan Baro eski Başkanı Ahmet Özmen, Diyarbakır Barosu’nun insan hakları konusunda verdiği mücadeleyle bilinen ender barolardan biri olduğunu belirterek, “Burada yargılanan Diyarbakır Barosu’nun bu niteliğidir. Burada yargılanan Diyarbakır Barosu’nun tüzel kişiliğidir” dedi. İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ Davaya konu olan “Ermeni soykırımı” ifadelerini savunan Özmen, soykırım yapıldığına dair argümanlara bölgede kullanılan “qirkirina fellayan” tabiriyle açıkladı. Soykırımın tarihi belgelerle anlatan Özmen, 1914’teki Ermeni soykırımını çeşitli biçimde adlandıranların olduğunu kendilerinin de “soykırım” olarak gördüklerini belirterek, bununda düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kaydetti. ‘TEHLİKELİ MADDEDEN YARGILANIYORUZ’ Özmen’in ardından savunma yapan Nahit Eren ise haklarında TCK 301’den dava açılmasına değinerek, “Çok tehlikeli bir maddeden yargılanıyoruz. Toplum nezdinde hedef gösteren bir iddianame. Türkiye’de ilk defa bir baro 301’den yargılanıyor” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, Diyarbakır Barosu’nu hedef gösteren açıklamasını hatırlatan Eren, çözüm sürecinin sonu ermesi ile yaşananlara değindi.  Av. Eren, iddianamede “Kürdistan” ibaresinin suç sayılmasına tepki göstererek, “Ben bu topraklarda doğdum. Türkiye Cumhuriyetti vatandaşlığına bağlıyım, Kürt kökenli değil, Kürt olarak. Bununla ilgili bir yargılama olamaz” diye konuştu. BERAAT TALEBİ Sanık avukatları ise davanın usule uygun olmadığını, yapılan açıklamaların düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu belirterek, avukatların beraatini istedi. Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.